14. Bölüm *İltifat etme artık. Karın kalp krizinden ölecek.*

143 92 0
                                    

Eymen bir kez daha Can'a sarılırken arkamı dönüp dolan gözlerimi sildim. Allah'tan kimse görmemişti. Ateş, Duman ve Akay bizi yurda bıraktı. Ben gidene kadar biraz kendimi toparlamıştı. Ya da öyle zannediyordum. Ateş biz tam içeri girerken "Ada dur. Bekle." Yanıma hızlı adımlarıyla geldi. Açelya beklemeden yurda girdi. Akay ve Duman da zaten bizi duyamayacak mesafedelerdi. "Ada yarın akşam buluşalım olur mu?" Kafa salladım ve içeri girdim. Açelya kendi odasındaydı. Bende direk duşa girdim. Çıktıktan sonra saçımı çok az kurutup derhal uyumaya gittim. Bu arada Eymen'in parfümünü de baş ucuma koydum. Ama uyuyamıyordum. O ana tam yakışacak bir şarkı açtım. 'Dolu Kadehi Ters Tut - Gitme' Hatta o düşünceler arasında boğulurken gözümden iki damla yaş bile akmıştı. Sonra zaten kendi kendime uyumuşum. 

Yine rüyamda gördüm onu. Yine doluyordu kollarını belime. Yine sarıp sarmalıyordu beni. Yine gülümsüyor gülümsetiyordu. Yine çikolatalı süt misali gözlerini benimkilere kilitliyor yüzüme doğru yaklaşıyordu. Bu anı bozan şey alarmla birlikte 'abi' diye bağıran Can olmuştu. Ama Can ya. İnsan bari rüyada bırakır be ablacım. Alarmı kapatıp yatağımda doğruldum. Eymen'in parfüm şişesini görünce direk elime aldım ve bir kez bütün nefesimle çektim. Bu koku çok güzeldi. Muhteşemdi. Direk 'Ben Eymen' diyordu.

Duru'yla buluşacaktım ona kahvaltı sözü vermiştim. Üstüme çizgili cropumu altıma da siyah bir kargo pantolon giyip yurttan çıktım. Zaten gideceğimiz yer yurda çok yakındı. Bu yüzden gitmem o kadar uzun sürmemişti. Gittiğimde Duru beni bekliyordu. Beni görünce el salladı bende yanına gittim. "Günaydın Duru'm." "Günaydın aşkım. Hemen otur ve dökül." "Bismillah daha şimdi geldim ya." Bu kız hep böyle. Kim bilir yine ne dökülecektim. "Neyi?" dedim otururken. "Dün akşam attığın hikaye. Neydi o? Kimdi? Neden attınız? Sevgilisiniz dimi? Bana en son söyle tabi. Anlat çabuk." "Sakin ol Duru. Bekle anlatacağım." Derin bir nefes aldım. "Sevgili değiliz ama arkadaşta değiliz. Flört gibiyiz ama flört de az kalır." Duru heyecanlandı. "İşte tam olması gereken." "Bana hiç bir şekilde kötülüğü olmadı. Yani daha beş veya altı gündür tanışıyoruz ama." Duru daha çok heyecanlandı o yemyeşil gözlerini bana dikti. Sapsarı saçlarıyla oynamaya başladı. "E, devam et. Nasıl tanıştınız?" Menemen sipariş ettik. Kısaca anlattım. Bir de arada yaptığı bazı güzellikleri de anlattım. Siparişimiz geldi. Duru beni mutlulukla dinliyordu. "Ay aşkım ya. Çok sevindim. Olsun olsun bence seni seviyor. Dünkü hikayeye attığın fotoğrafta sana attığı bakış, yanınızdaki kalp, kızım onu bunu geç arkadaki şarkının anlamını biliyor musun sen?" Kafa salladım. Galiba biraz da utandığım için gülümsemiştim.

 "Oy gülümsemeni yerim senin ya. Gel bir tane öpeceğim. Kanım kaynadı gel." Çok sert öpmüştü. Ama Duru'mun böyle öpmesini seviyordum. "E, nerede şimdi? Ben gittikten sonra çağır oturun konuşun." Suratım asıldı. "İşte o olmaz." "Nedenmiş." "Dedim ya Eskişehir'de okuyor. Bir günlüğüne kardeşi için geldi ve dün gece gitti. En az iki üç hafta hatta bir ay gelmez." Duru'nun da suratı asıldı. "He. Tamam o zaman bizde mesaj atarız. Günaydın mesajı geldi mi?" Telefonuma hiç bakmamıştım. "Telefona bakmadım ki sabahtan beri." Duru yıllardır aynı olan şifremi biliyordu. Masanın üstündeki telefonu anında eline aldı ve bana sinirlenmişti. "Aptal. Çocuk günaydın mesajı atmış üstüne bir de cevapsız arama onun altında da 'Neyse sen güzel uykuna devam et ama kalkınca yaz merak ettim.' demiş." Panikle telefonu elime aldım. "Ver bakayım. Oha." Dedim. Cevap verdim. Yine gülümsemiştim. "Gülümse gülümse. Aşık olmuşsun sen. Of sende buldun ya. Bana kimse yok yine." 

Derken Akay mesaj attı. "Ada akşam Ateş'lere geliyorsun. İtiraz yok. Açelya'yı çağırmasan da olur." Açelya'yı neden çağırmıyordum onu pek anlamadım ama yine çok takmadım. "Tamam olur." Diye yanıtladım sadece. "Kim o Eymen mi?" "Hayır kuzeni Akay." Telefonu tekrar elimden aldı. "Oha olum çok yakışıklı bu. Sarışında hem. Of Allah'ım cidden çok yakışıklı. Aşk olsun bu çocuğu görünce aklına ben gelmedim mi? Dur ben bunun bir hesabını alayım." Güldüm Duru'nun normal haliydi bu. "Bunun sevgilisi yok dimi? Yoktur yoktur. Beni konuştur tamam mı hemen. Ay yemyeşil gözleri sapsarı saçları var. Yerim ben bunu." "Duru sakin ol ya. Tamam halletmeye çalışacağım." "Çalışma hallet. Biliyorsun benim utanma gibi bir duygum yok. Duru diye bir arkadaşım var seni çok beğenmiş konuşmak istiyor de." Kafa sallayıp onayladım. 

KELEBEK HİSSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin