31. Bölüm *Zamanla güzellik cidden oluyormuş.*

43 13 0
                                    

Sabah kalktığımda Eymen'in eli belimde ve arkamda uyuyordu. Yüzümü ona doğru çevirdim. Melekler gibi uyuyordu. Gözlerini kapatan saçlarını yukarı doğru ittim. Uyurken çok tatlı görünüyordu. Hemen uyanmayacağını bildiğim için elimi yanağına götürüp yanağını okşamaya başladım. Şuan onu ısırmamak için kendimi zor tutuyordum. Onun suratına bakarken kendimi çok huzurlu hissediyordum. Kötü düşüncelerime sanki bir dolaba tıkıp üstüne kilit vuruyordu. Ben bu çocuğu ne yaptım da kazandım. Bu dünyanın en güzel adamı neden şuan benimle. Ben bu kadar muhteşem bir adamı hak etmek için ne yaptım bilmiyorum ama iyi ki şuan yanımda, iyi ki şuan benimle. Ömür boyu şu suratını hiç gözlerimi kaçırmadan izleyebilirim. Ama paşam yavaş yavaş gözlerini açmaya başlıyordu. Uyanırken fısıldamaya başladım. "Günaydın paşam." Gülümsedi ve burnumun ucunu öptü. "Günaydın balım." Bir süre de birbirimizi böyle izledik. 

Bu sefer bakışmamızı sonlandırmamızın sebebi ben değildim. Paşamın karnı guruldadı bu defa. Gülümseyip ayağa kalktım. Eymen de benimle beraber yatağın diğer tarafından ayaklandı. Yatağı toplamama yardım etti. Sonra yavaş yavaş mutfağa indik. Eymen'in altında da benimkinin aynısı olan kareli pijama vardı. Mutfağa gidip beraber kahvaltıyı hazırladık. Patates kızarttık ve Eymen çok güzel kuymak yaptı. Böyle güzel kuymak yapmayı Trabzon'a çok gidip geldiği için biliyor olabilirdi. Ama cidden usta gibi yaptı. Öğlen Eymen'in doğum günü vardı. Ateş bir organizasyon yapmıştı. Akşam ise Eymen'in basketbol maçı vardı. Maçına tabii ki gidecektim. Ama ilk önce kahvaltı yapmamız, hazırlanmamız ve doğum gününe gitmemiz gerekiyordu.

Masaya oturup onun geri kalan şeyleri masaya koymasını gülümseyerek izliyordum. O beni panikle fark etmese de masaya oturana kadar onu izledim. Doyana kadar onu böyle seyretmek istiyordum ama ömrüm buna yetmezdi. Masaya oturduğumuzda hem yemek yiyorduk hem de sohbet ediyorduk. "Ada keşke her gün güne böyle beraber uyansak." Gülümsedim. "O günlerde gelecek sevgilim. Daha evleneceğiz. Kendi evimize çıkacağız. Kiraz'la Atlas'ı büyüteceğiz." Bu Eymen'i gülümsetti. Masada duran elimi tutup öptü. "Seni karım da yapacağım çocuklarımın annesi de. Al bak şuraya yazıyorum." Bunun üzerine bir şey diyemesem de gülümsemem ile o kendi cevabını aldı. 

Beraber sofrayı topladık. O salonda oturmuş beni bekliyordu. Ben orada aktif olacağım için bide Eymen sevdiği için tulum giyindim. Eymen nereye gideceğimizi bilmiyordu. Sadece ilk önce Akay'ın evine gidip üzerini değiştireceğini biliyordu. Aşağı indiğimde beni tulumla görünce yine yanağımı kocaman öptü. Sonra elimi tutup kapıdan çıkardı. Üzerini değiştirmek için Akay'ın evine gittik. Dolaptan siyah gömlek ve pantolon çıkardım. Neden olduğunu tabii ki sordu. Ama merak etmeyin ben ona bir şey çaktırmadım. 

Mekana da çok sürmeden ulaştık. Bütün organizasyon Ateş ve Akay'a aitti. Mekana Açelya bile gelmeyecek derece de azdık. Akay, Deren, Ateş, Duman ve biz. İçeri girmeden önce mekanın kapısının önünde organizasyonun tamam olup olmadığını sordum. Eymen yol boyu mesajlaştığım için biraz sinirlendi. "Ada ya. Bırak şu telefonu. Beraber vakit geçirmeye geldik." Telefonu elimden alıp yukarı kaldırdı. "Eymen. Eymen ver şunu. Eymen ver dedim." Eymen sırıtıyordu. Telefonu arkasına aldı ve yüzüme doğru eğildi. "Telefona bağlanma bu kadar. İlla bağlanacaksan ben varım." Bir anlığına burada neden olduğumuzu unutup gülümsedim. "Sana bağlı değil bağımlıyım paşam." Eymen yüzüme doğru iyice yaklaşmaya başladı.

 Yine tam kendimizi kaybetmeye hazırlanıyorduk ki telefonum çaldı. Eymen yavaşça doğruldu ve telefona baktı. Arayanı görünce telefonu kapattı. "Kimdi?" Eymen sallamıyormuş gibi havalara girdi. "Aman önemli bir kişilik değil." Sinirlendim. "Eymen kimdi? Ver şu telefonu." Eymen hala aynı şekilde umursamazdı. "Ateş. Ateş şuan yaşadığımız şeyden daha mı önemli." Elini tutup mekana doğru çekiştirdim. Tam kapıdan girerken de sorusunu yanıtladım. "Evet önemli." Kapıdan girdiğimizde hepsi "Sürpriz." diye bağırdı. Eymen beklemediğini belli ediyordu. Bu sefer ben Akay'ın elindeki pastayı alıp Eymen'e üflemesi için tuttum. 

KELEBEK HİSSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin