SAR BU ŞEHRİ 🕯️Uraz&Lina
Elimde duran kokteyliden bir yudum daha aldım. Alkolsüz kokteyl içiyorduk.Ellerim kolyemdeydi. Zaten durup durup ona bakıyordum.
Telefonumun çalmasıyla kokteylimi masaya koydum cebimde duran telefonumu aldım.
Neşe arıyor
Onaylayıp, kulağıma koydum. " Napıyorsun tatlım." Gülümsedim. " Uraz'ın şirketindeyiz." Dedim Uraz'la bakarak. O ise önündeki dosyalardaydı. Bana kaçamak bir bakış attı, daha sonra tekrar önüne döndü.
" İş başı he, şey diycem Lina." Uraz'dan çektim bakışlarımı, kokteylimi eline alıp içtim." Hı, söyle Neşe." Kısık çıkan gülüşünü duymuştum. Dışarıdaydı ve yanında biri vardı.
" Bir saat sonra aynı kafede buluşalım mı, Badem'e gelecek. Ayrıca anlatacakları var, eh benimde var." Kıkırdadım. " Bi benim mi yok ya." Dedim ve devam ettim. " Badem'i anladım da sen ne anlatacaksın?"
Tekrardan kıkırdamıştı. " Eh var bi şeyler." Bu kadar gülmesi hayra alamet değildi." Yanın da kim var, Alperen mi?"
" Yok, o başka bir yerde. Her neyse buluşalım konuşuruz."
" Peki madem." Dedim, ama yanındaki kişiyi merak etmiştim." Tamam tatlım görüşürüz." Gülümsedim ve aramayı sonlandırdım. Kokteylimi masaya koydum, Uraz'ın bakışlarını üstümde hissettim de kafamı ona çevirdim.
Bana merakla bakıyordu." Neşe, buluşalım diyor. Yanında da biri vardı anlamadım. Alperen değil falan dedi. Ama erkek sesiydi."
" Erkek mi, Neşe?"
" Hıhı, bende şaşırdım. Gelince konuşalım dedi. Badem'e gelecek." Kapının tıklatılmasıyla, açılması bir oldu. " Barış bey, Haldun bey gönderdi." Masada duran suyu aldım ve bir yudum içtim.
Aynı zamanda gelen kadına bakıyordum. Masanın tam önünde durdu ve beni es geçip Uraz'a odaklandı. Siyah mini bir elbise giyiyordu.
Elbise oldukça idealıydı maalesef. Ayrıca taşıyamıyordu da. Boğazımda kalan suyu zar zor içtim. Hafifçe öksürdüm ve Uraz'a baktım. Hiç istifini bozmadan dosyalarla ilgileniyordu.
" Barış bey." Pardon, çıkmıyordu da. " Tamam koy masaya." Dedi Uraz donuk bir sesle.
Eh kimin sevgilisi.
" Bir de Barış bey, öğleden sonra toplantınız var." Daha sonra kolundaki saate baktı. " Yaklaşık 45 dakika sonra." Uraz kafasını salladı. " Biliyorum." Hâlâ kafasını kaldırmamıştı.
" Barış bey, bir bana mı baksanız." Tekrardan hafifçe öksürdüm. Ayağa kalktım." Çıkabilirsin." Dedi kıza, hafif sert bir sesle.
" Bu arada Lina ben. Gördüğün gibi çok meşgül seni dışarı alalım." Dedim en sonunda kızın görüş alanına girince. " Barış bey çok meşgülse senin ne için var, bu arada hangi bölümde çalışıyorsun. En alt kat temizlikçi olarak mı?" Sahte bir şekilde güldüm.
" Ben çalışmıyorum da, ama bu laflarından sonra sende çalışmayacaksın gibi gözüküyorsun?" Dedim göz kırparak. Kızın yanında geçip Uraz'ın yanına gittim. Kollarımı boynuna doladım." Eee ben... Kusura bakmayın Barış bey. İstemeden oldu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAR BU ŞEHRİ | Texting
Teen Fiction🍹Sar Bu Şehri | Texting Yaşadığımız şehir sana, bana, çocuklarımıza yuva oldu. Sımsıkı sardı. Bu şehir onları sarsın, onlarda birbirlerini. (...) X: Sar bu şehri, Lina! Lina: Bütün şehrin yükü neden bana kalıyor acaba? X: O zaman beraber saral...