SAR BU ŞEHRİ 🕯️Uraz&Lina
Hep berabar arabadan indiğimizde şaşkınlıkla etrafa bakıyordum. Neşe'nin parti dediği yer sahildi.
Neşe yanıma geldiğinde ona döndüm. " Vay be üç kişilik parti mi yapıcaz. Ne güzel." Dedim dalga geçer gibi. " Gel bak bakalım, beyenecek misin partiyi?" Neşe kolumdan tutarak beni sahile doğru yönlendirdi.
Orta kısmı ışıklandırmışlardı. Yerler de de mumlar vardı. Ortada uzun bir masa, masanın üstü de süslenmişti.
Anlayamıyordum. Sahile inip mumların ordan geçtik. Oldukça da rüzgar vardı." Neşe nereye gidiyoruz."
Hiç sesini çıkarmayan Arda'ya döndüm." Bare sen söyle?" Arda kaşını kaldırıp indirdi, hayır anlamında.
Masanın yanına geldiğimizde. Bir şey anlamadığım için sinirlenmiş bir haldeydim." Biri artık bir şey söylesin. Ne oluyor?"
" Benimle evlenir misin?" Yutkundum, kulaklarıma gelen tanıdık ses beni dondurmuştu. Neşe kıkırdayıp beni döndürdü.
Dizinin üstüne çökmüş olan Uraz'a deydi gözlerim. Tekrardan yutkundum, nefes bile almıyordum.
Arkada el ele duran Badem ve Alperen'i gördüm. Bize gülümseyerek bakıyorlardı. Buruk bir gülümsemeyele onlara baktım ve geri çevirdim gözlerimi Uraz'a.
Üçüncü teklif cidden bir evlenme teklifi olacak demişti Barış Uraz Esender.
Dediğini yapmıştı, dizinin üstüne çökmüş Lina Naz Duran'a evlenme teklifi ediyordu.
Gülümseyerek bana bakıyordu. Umut dolu gözleriyle. Bir ay sonra onu karşımda görmek, şaşırtıcıydı.
Elindeki kırmızı kutuda olan yüzüğe baktım. " Seni tanıdığımdan beri evlenmeyi düşünüyordum. Çok saçma değil mi küçük bir çocuğun bir kızla evlenme hayali kurması. Ama ben olgundum. Boyumdan büyük şeyler yapar, boyumdan büyük hayaller kurardım. Ben hep bu günün hayaliyle yaşadım." Durdu derin bir nefes aldı. Gözlerini benden ayırmadan devam etti.
" Bu sana deli gibi aşık olan adam seninle böyle hayaller kurup nasıl seni merak etmez, önemsemez." Yutkundum, haftalar önce Neşe'ye söylediğim şey aklıma gelmişti.
" Hiç mi özlemedi, neden merak etmiyor. Hani seviyordu Neşe?"
" Bir ay çok iyi düşündüm, ben sensiz bir hiçmişim. Yarım yamalakmışım. Bütün hayatım sensen, eğer yoksan o hayat tepetaklak olur. Oldu da. "
Karşısında öylece sırıtıyordum. Dudaklarımı aralayamıyordum asla." Bu gün attığın storiyi gördüm. İçim parçalandı. Keşke dedim, keşke o bilekliği denize atmadan önce gelip teklif etseymişim. Ama bilmiyordum Lina, hangi zamanın doğru olduğunu. Şimdi biliyorum, şu tarih doğru bir zaman. 25 Eylül Pazartesi günü saat dokuz şu an ve bu saatten itibaren hayatını hayatıma katıp, beni dünyanın en mutlu adamı yapar mısın Uraz'ın Linası?" Durdu ve devam etti.
" Benimle evlenir misin?" Yutkundum, bu kaşıncı yutkunuşumdu. Boğazımı temizledim. Etrafıma baktım.
Bana heycanla bakan Neşe'ye ve Arda'ya. Karşımda duran Bademle Alperene.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAR BU ŞEHRİ | Texting
Teen Fiction🍹Sar Bu Şehri | Texting Yaşadığımız şehir sana, bana, çocuklarımıza yuva oldu. Sımsıkı sardı. Bu şehir onları sarsın, onlarda birbirlerini. (...) X: Sar bu şehri, Lina! Lina: Bütün şehrin yükü neden bana kalıyor acaba? X: O zaman beraber saral...