SAR BU ŞEHRİ 🕯️Uraz&Lina
Uraz: Kaçta dersin var sevgilim. (07.56)
Lina: Dokuz gibi sevgilim.
Uraz: Aç kapıyı o zaman ben geldim.
Lina: Ya yerim yerim...
Telefonumu kapatıp odamdan çıktım. Çıkmadan göz ucuylada kombinime bakmıştım. Hâlâ şort giyebiliyordum.
Eylül ılık geçiyordu çünkü. Bu güzel bir şeydi. Kapıyı açıp, Uraz'a baktığımda elindeki pastaya göz ucuyla baktım.
Kırmızı kalp şeklindeydi üstünde de yazı vardı.
" Ya eşim olursun, ya arkadaşlarımın yengesi, ya çocuklarımın annesi. Ya da annemin gelini. Birini seçebilirsin. Otur düşün. Evlensek mi?"
Sesli bir şekilde okumuştum. Sağ elinde tutuğu çiçeği elime aldım ve kokladım. " Bu kez solmadan getirdim. Bundan sonra sana aldığım çiçekler solmadan verilecek zaten." Gülümsedim, kapıdan bir kaç adım uzaklaştım onun içeri girmesini sağladım.
Mutfağa geçip, pastayı masaya koyup bana döndü." Günaydın sevgilim." Dedim kollarımı boynunda birleştirerek. Oda ellerini belime koydu.
" Günaydın bebeğim. Böyle güzel bakarsan, nasıl başa çıkıcam ben seninle?" Dedi sorarmışçasına. " Bilmem nasıl çıkacaksın?" Dedim dudağımı bükerek.
" Eşim olursan çıkarım." Dedi göz kırparak. Dudağımı yaladım. Gözleri dudaklarıma kayınca, gülümsedim. " Bilmem olur muyum?" Dedim bi elimi boynundan çekip, yanağına koyarak.
Başparmağımı dudağını üstünde gezdirdim. Parmağımı öpüp, araladı diliyle baş parmağımı yaladı." Teklifime evet dedin ya güzelim." Parmağımdaki tek taşa kaydı gözlerim.
" Dedim değil mi?" Kıkırdadı başını arkaya yasladı. " Dedin evet. Yoksa pişman mısın?" Gözlerim hâlâ tek taşımdaydı. " Cık," Dedim gözlerimi gözlerine çevirerek.
" Hiç değilim. Verdiğim en güzel karar."
" Hmm," Diye bir mırıltı çıktı dudaklarından. Burnunu burnuma sürttü. " Hmm," Dedim bende aynı şekilde. Dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı ve sonunda birleştirdi.
Dudakları kısa bir süre sonra dudaklarımdan ayrıldı." Hadi yiyelim pastayı." Dedi Uraz." İşe gitmiyor musun sen, yoksa bu bir ayda bıraktın mı?"
" Gideceğim güzelim. Ama yiyelim pastamızdan."
" O zaman yanımıza alalım, hem kahvede alırız. Öyle yeriz." Uraz kafasını salladı. " Öyle olabilir." Ondan ayrıldım küçük bir kap çıkarıp, pastadan iki dilim kesip ayırdığım kapa koydum. Pastayı da buzdolabına.
" Hadi çıkalım." Uraz tekrardan kafasını sallayıp kabı elimden aldı. Elimi tutu. Çantamı ve kitaplarımı aldım son kez evden çıktık.
(Story)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAR BU ŞEHRİ | Texting
Ficção Adolescente🍹Sar Bu Şehri | Texting Yaşadığımız şehir sana, bana, çocuklarımıza yuva oldu. Sımsıkı sardı. Bu şehir onları sarsın, onlarda birbirlerini. (...) X: Sar bu şehri, Lina! Lina: Bütün şehrin yükü neden bana kalıyor acaba? X: O zaman beraber saral...