Selamlarrrr, ilk kurgum ve ilk bölüm olduğu için yanlışlarım varsa kusura bakmayın.
İyi okumalar ❤️🔥instagram: bsaa.752
berraknozdemir
ARAFYıl-2017
Komutan askerlerin aralarında dolaşıyordu, çamurda sürünerek ilerleyen askerin sırtına bastı. "Sen?!" Diye bağırdı askere kendini tanıtması için. Yerdeki asker çamur içinde kalmıştı ama koyu sarı saçları kendini belli ediyordu. "Pars Demir Çevik, Amasya komutanım!" Dedi Demir ilerlemeye çalışırken. "Ne için buradasın Demir?!" Dedi komutan ve Demir'in sırtına daha sert bastırdı. "Vatanım, milletim için buradayım komutanım!" Diye cevapladı Demir onu.
"Şehit olursan ne olacak biliyor musun Demir?" Dedi komutan sert bir sesle ve Demir'in cevap vermesine izin vermeden devam etti. "Annen seni beklerken kapıda bir sürü asker görecek, anlayacak ne olduğunu! Annenin sesine bütün mahalle ayağa kalkacak!" Demir çamurda sürünmeye devam ederken yıllardır kapanmayan o yarası sızladı.
"Anne uyan, uyan anne hadi!"
"Baban dik duracak, vatan sağ olsun diyecek, gurur duyacak ama bir köşeye geçip ağlayacak!" Diye devam etti komutan.
"Sen hayattasın ama ben babasız büyüdüm!"
"Kardeşin var mı Demir?" Diye sordu komutan. "Var komutanım!" Dedi Demir ve zorda olsa çamurda ilerlemeye devam etti. "Anlamayacak ne olduğunu, etrafı izleyecek! Korkacak, annene sarılacak. Büyüyünce anlayacak onu koruyacak bir abisi olmadığını!" Dedi komutan.
"Kardeşimi götüremezsin!"
"Belki haberlere çıkacaksın, en fazla bir dakikalığına herkes kahraman bilecek seni. Sonra magazin haberleri, unutuldun!" Dedi komutan. Demir çamurun bittiği yere yaklaşmıştı. "Şehit olmayı göze alıyor musun Demir?!" Diye bağırdı komutan. "Alıyorum komutanım!" Diye cevapladı Demir. "Uyumayacaksın, sen uyursan herkes ölür. Uykusuz kalmayı göze alıyor musun Demir?!" Diye bağırdı bu sefer komutan. "Alıyorum komutanım!" Diye yanıtladı Demir ve çamurdan çıktı. Komutan eğilip sırtını sıvazladı, "Aferin Demir." Dedi ve kalktı.
Demir yüzündeki çamurları silerek ağaca yaslandı, derin derin nefes almaya başladı ardından ayağa kalkıp odasına döndü. Saat dokuza geliyordu, eve geçmek için bir taksi çevirdi. Yol boyu komutanın dediklerini düşündü, "Kardeşim?" Dedi şöför. Demir kafasını kaldırıp ona baktı, "Verdiğin adrese geldik." Dedi adam. Demir taksimetrede yazan fiyata baktı ve parasını verip çıktı. Eve girdiği gibi annesinin odasına girdi, yatağa uzandı.
Belki de saatlerdir o yatakta gözlerini bile kırpmadan yatıyordu, gözlerinden yaş akmıyordu ama ağlıyordu işte. Demir nefes almayı hatırlamış gibi derin bir nefes aldı, yataktan kalktığında annesinin kokusu dağılmıştı. Yaşamla ölüm arasındaki o çizgideydi, her şey atacağı adıma bakıyordu. Kafasını yere eğdi, babası geldi aklına. Babası onun için ağlamazdı. Hiç sarılmamıştı babasına, kokusunu bile zar zor hatırlıyordu. Hiç okşamamıştı babası saçlarını, gurur duymamıştı, oturup dertleşmemişti babasıyla. Sahi babası, Demir'i neden sevmemişti?
Şimdi annesi de yoktu, kim okşayacaktı saçını? Sırtındaki yükleri kiminle paylaşacaktı? Eziliyordu, gün geçtikçe o yüklerin altında kalıyordu. Kız kardeşi ne yapıyordu? Cenazede elinden alınmıştı ve bir daha haber alamamıştı. Kafasını kaldırıp camdan dışarıya baktı, hava kararmıştı. Karanlığı sevmezdi aslında ama iki yıl önce masmavi gözleri karanlığa gömülmüştü. Saçları yeni kesilmişti, annesi saçların anıları sakladığını söylerdi Demir ise hiçbir şeyi hatırlamak istemiyordu.
Harp Okulu'ndaki insanlar onun ailesi olmuştu, eksik olan şeyi tamamlamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTAN
Teen Fiction"Ben seni sadece bir dakikalığına değil ömrümün sonuna kadar kahraman olarak bileceğim."