Düğün
3 Ay sonra
Takım elbisemi düzeltip heyecanla aynaya baktım. Düğün günüydü. Özenle yapılmış saçlarımı tekrardan kontrol edip bizimkilere döndüm. "Nasılım?" Dedim. "Harikasın abi." Dedi Berk. Yerimde duramıyordum, beni ilk defa bu halde gördükleri için hepsi gülüyordu.
"Ben Elvin'i görmeye gidiyorum." Dedim ve hızla odadan çıkıp gelin odasına gittim. Kapıyı çalıp beklemeye başladım ve kapı açıldı, Dilan bana gülümsedi. Üstünde kırmızı kolsuz, uzun bir elbise vardı. Saçlarını dağınık topuz yapmıştı. "Çok güzelsin." Dedim alnını öpüp. "Sende çok yakışıklı olmuşsun." Dedi kolumu sıvazlayıp. Onu geçip içeri girdiğimde Elvin'i gördüm.
Gözlerim doldu, kafamı çevirip gözlerimi sildim ve yanına gittim. "Elvin," Dedim onu incelerken. "Çok güzelsin." Gülümsedi ve dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı. "Pars'ım." Dedi sadece. "Ben bayılacağım sanırım." Diyip güldüğümde güldü. "Hadi çıkalım, bekletmeyelim insanları." Dedi Elvin.
Koluma girdi ve beraber odadan çıktık. Kalabalığın içinde ilerlerken düşündüğüm tek şey geçmişimdi. Birazdan Elvin'le bir aile olacaktık ve ben her şeyi geride bırakmış olacaktım. Kısa bir alkıştan sonra memur geldi. Benim şahidim Ufuk'tu, Elvin'in ise Zehra Ablaydı. "Siz Pars Demir Çevik, iyi günde kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta Elvin Akbay'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Diye soran memura baktım ve düşünmeden, "Evet." Dedim.
"Peki siz Elvin Akbay, iyi günde kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta Pars Demir Çevik'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?" Diye sordu, Elvin gülümsedi ve "Evet!" Dedi. "Bende sizi karı-koca ilan ediyorum." İmzaları attık. Elvin'i dansa kaldırdım ve sessizce dans ettik.
Gece sonunda perişandık. Yorgunluktan eve gitmeye bile üşenmiştik ama sonunda evdeydik. Beraber koltuğa oturduğumuzda şimdi ne yapacağımızı düşünüyorduk. "Ya ben sana hediye almıştım, dur onu getireyim." Dedi Elvin ve eteklerini toplayıp paytak paytak içeri gitti. Arkasından sırıtarak bakıyordum. İçer tekrar girdiğinde elinde bir kutu vardı. Kutuyu bana uzatıp ellerini önünde birleştirdi ve beklemeye başladı.
Kaşlarım çatık kutuyu salladım, "Bomba koymadım Pars." Diye dalga geçti Elvin. Güldüm ve kutuyu açtım. Kutunun içinde bir test ve resimler vardı. "Elvin," Dedim anlamaya çalışarak. Elvin hamileydi ve bunlar bebeğin resimleriydi. "Hamileyim." Dedi Elvin. Ayağa kalktım ve hızla ona sarıldım. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Diyecek hiçbir şeyim yoktu. "Seni çok seviyorum, onu da çok seveceğim." Diyerek elimi karnına koydum.
2 Ay sonra
"Pars?" Gözlerimi açıp başımda dikilen Elvin'e baktım. "Ne oldu hayatım, iyi misin?" Diye sordum. "Evet, aşerdim." Dediğinde kalktım. "Ne çekti canın?" Diyerek yatakta onun yanına kaydım. "Peynirli jalapelo turşusu." Dediğinde ağzım açıldı. "Tamam, çıkıyorum." Dedim ve ayağa kalktım. Yapacak bir şey yoktu, o turşu bulunacaktı.
Evden çıkıp birkaç yer gezdim ama yoktu, en son geldiğim market kapalıydı. İçeriye baktığımda dolaptaki turşuları gördüm, Elvin'in istediği olmalıydı. Etrafa baktım, Ufuk'un evine çok yakındım. Hemen onu aradım, ikinci çalışta açtı. "Abi görev mi çıktı?" Diye sordu. "Yok. Bana turşu lazım." Dediğimde bir sessizlik oldu. "Turşu mu?" Diye sordu. "Elvin aşerdi, sizin oradaki marketin önündeyim. Burada var ama kapalı." Dedim."Geliyorum abi." Dedi ve telefon kapandı. Üçüncü dakikada Ufuk geldi, pijamalarıylaydı. "Abi ben adamı aradım, küfür etti ama yengeyi anlatınca geliyorum dedi." Diye açıkladı Ufuk esneyerek. "Seni de uyandırdım kusura bakma ya." Dedim. "Ne olacak abi sende bir şey diyorsun." Dedi Ufuk.
Turşuyu alıp eve döndüğümde Elvin uyuyordu, onu uyandırmaya kıyamadığım için direkt yanına uzanıp uyudum.
•
Finale 2 bölüm kaldı arkadaşlarrr
Evet sizi aşırı beklettim özür dilerim ama geçerli sebeplerim vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTAN
Teen Fiction"Ben seni sadece bir dakikalığına değil ömrümün sonuna kadar kahraman olarak bileceğim."