22. BÖLÜM

605 15 12
                                    

İyi okumalar ❤️

                                         KONUM

Elvin'den

Pars odanın içinde dolanıyordu, hepimiz onu izliyorduk. Yedi erkeğin arasında ne işim var bilmiyorum ama Pars bana her baktığında sakinleştiği belli oluyor. Ve bu canımı çok yakıyor. "Bir düşmanın elinde olduğunu düşünmüyorum." Dedi Pars sonunda. "Düşmanın elinde olsa koz olarak kullanırdı kendisi söylerdi." Dedi Ufuk. Pars durdu, bir şeyler düşündü ve titrek bir nefes verdi. Aklındaki şeyi siliyor gibiydi. "Samet, sen savcıya git babamın evini aramamız için izin çıkart." Dedi Pars, ürperdim. Beni aralarına alıp ezilmeme sebep olan adamların yanından kalktım. "Ben gideyim o zaman." Dedim.

Pars benimle kapıya kadar geldi, "Elvin." Dedi ve bir anda bana sarıldı. "Teşekkür ederim." Dediğinde ona sarılamadım. "Pars, seni seviyorum." Dedim ve dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp koşar adım çıktım.

Pars'tan

Elvin'in kaçışına bir anlam veremesemde odaya döndüm. Sandalyeye oturdum ve bütün olanları tekrar gözden geçirdim.

Akşam olmuştu, savcı yarın gidebileceğimizi söylediği için Elvin'in yanına gittim. Kendi evindeydi, kapıyı çaldım ama kapı açılmadı. "Pars," Dedi kapının arkasından. "Elvin, neden açmıyorsun?" Diye sordum. Biraz sustu ve konuşmaya başladı, "Açamam." Dedi. "Neden kaçıyorsun Elvin?" Diye sordum yorulmuş sesimle. "Git Pars lütfen." Dedi Elvin. Canımın acıdığını hissettim. "Yapma. Ne oldu bir anda anlamıyorum, zaten çok yorgunum Elvin bari sen yapma." Dedim.

"Yapmak zorundayım Demir." Dedi Elvin. Demir demesiyle sırtımı kapıya yasladım ve yere oturdum. "Ne oldu bilmiyorum, benden nefret mi ediyorsun anlamıyorum. Belki geçen gece yüzünden pişman oldun ama o zaman bugün yanıma gelmezdin. Elvin beni ortada bırakma, ben seni bırakamam yapma." Dedim. "Böyle olmalı, yapmamam gereken bir şey yaptım." Dedi, ağlıyordu. "Affederim, affederim ben seni. Şu an anlatırsan affederim ama sonradan olmaz. Annemde beni kandırdı, sende beni kandırırsan hepsini affedemem." Dedim nefesim daralırken. Sustu, sustum. On dakika boyunca duvarı izledim ve sonunda ayağa kalktım. Apartmandan çıktığımda rüzgar yüzünden gözlerim doldu ve eve doğru yürüdüm.

Üzerimi değiştirdikten sonra mutfağa girip dolaba baktım. Viski şişesini aldım ve balkona çıktım. Şişeyi direkt dudaklarıma dayadım. Ben annemin ölümüne alışamamıştım, yaşadığına nasıl alışacağım? Altı yıl bunu benden sakladı şimdi nasıl affedeceğim? Aklımda o kadar çok soru vardı ki kapının çaldığını zar zor fark ettim. Gidip kapıyı açtığımda karşımda ağlayan Dilan ve onu tutan Batuhan vardı. Dilan kendini kollarıma attığımda ona sarıldım. "Abi kapıda gördüm ağlıyordu, yardımcı oldum çıkmasına." Dedi Batuhan. "Teşekkürler Batu." Dedim ve içeri girip kapıyı kapattım. "Abi annem yaşıyormuş." Dedi Dilan.

Ona daha sıkı sarıldım. "Biliyorum." Diye fısıldadım. Benden ayrıldı, "Ne?" Diye sordu. "Yeni öğrendim, gel bebeğim." Dedim ve onu balkona çıkarttım. Yastık dolu olan sandalyeye oturdu ve ağlamamaya çalıştı. Bende sandalyeme oturdum ve içkime devam ettim. "Nasıl olur abi bu?" Diye sordu. Cevapsız bıraktım. "Nasıl kabul etti, nasıl bizi öylece bıraktı?" Diye mırıldandı. "Çözeceğim." Dediğimde ağlamaya devam etti. O an aklıma gelen şeyle şişeyi bıraktım ve saçlarımı karıştırdım. Dilan sorgular gibi baktı, "Cenazeden sonra sen götürüldün, reşit değildim ama evde kalmama izin verildi." Dedim. "Yani?" Dedi Dilan. "O zaman aklıma gelmedi Dilan, anlayabilirdim." Dedim başımı eğip. Dilan hıçkırdı ve bacaklarını kendine çekip suratını gömdü.

Bir buçuk saat ağlayarak orada oturduk, Dilan'ın titrediğini fark ettiğimde içeri girmesini söyledim ama o istemedi. Gidip bir battaniye aldım ve omuzlarına bıraktım. Elvin'i balkonde görünce olduğum yerde durdum ve adım attığımda başım döndü ve sandalyeye tutumdum. Aç kalmıştım sanırım. "Abi?" Dedi Dilan. Gülümsemeye çalışarak yanına gittim ve önüne eğildim. "Annemi bulacağım Dilan, düzelecek her şey tamam mı?" Gözlerime baktı, "Yine yapıyorsun." Dediğinde kaşlarımı çattım. "Ne yapıyorum?"

"Ben üzülmeyeyim diye içine atıyorsun." Dedi. "Yok öyle bir şey. Hadi git yat artık." Dedim kalkarken. Dilan sustu ve içeri girdi. Elvin'e tekrar baktım, "Her şeyi biliyor." Diye mırıldandım. Annemin yaşadığını önceden biliyordu. Yumruk yaptığım elimi, balkonla salon arasındaki cama vurdum. Cam kırılıp yere düştüğünde elimin kanamasını umursamadan içeri girdim. "Nasıl yapar ya?!" Diye bağırdım. Dilan yanıma koştu, "Abi?" Dedi telaşla elimi tutup. "Ya Dilan, Dilan ben dayanamıyorum." Dedim ve bir anda yere oturup sırtımı kapıya yasladım. Hıçkırarak ağlamaya başladığımda Dilan ilk yardım setini çıkartmış elimdeki kanı siliyordu.

Bütün olanları ona anlattım, elimi sarmıştı ve bacaklarımın arasına girip kafasını omzuma koymuştu. "Abi," Dedi. "Biz nasıl toparlayacağız?" Diye sorduğunda hıçkırıklarım arttı. Kafamı onun kafasına yasladım.

Bölüm kısa oldu kusura bakmayın, biraz kötü bir dönemdeyim bu yüzden bölüm atamadım şimdi düzene sokacağım. ❤️‍🔥

KOMUTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin