İyi okumalar 💛
YILDIRIM
Gözlerimi araladığımda karanlık bir odadaydım. Başım ağrıyordu, etrafa bakındım ama kimse yoktu. Kıpırdandım. Ellerim ve ayak bileklerim bağlıydı. Sessizce beklemeye başladığımda sesler gelmeye başladı, "Sen bu işe karışma abi!" Diye bağırdı biri. "Sen çok mu havalandın?" Diye sordu sakin bir ses. "Abi, ben sana karışmıyorum sende bana karışma." Dedi bağıran adam. Diğeri güldü ve daha sert bir sesle, "Sen bana karışacak adam mısın?" Diye sordu ve odaya girdi. Işıkları açtığında gözlerim acıdı, siyah bir takım elbisesi vardı, siyah saçları düzeltilmişti, gözlerine baktığımda geçmişte tanıdığım bir simayla karşılaştım.
Susmaya devam ettim, "Bu adama dokunmayacaksınız, devamını ben hallederim." Dedi adını hatırlamaya çalıştığım adam. "Abi..." Dedi diğeri, siyah takım elbiseli adam sertçe ona döndü. "Çık lan dışarı, siktirtme ecdadını!" Diye bağırdı. Diğer adam pes edip çıktı. Takım elbiseli bana yaklaşıp önümde durdu, deri eldivenlerine baktım ve o an adını hatırladım. "Barkın?" Dedim. "Özledin mi Pars?" Dedi alayla. Çocukluk arkadaşımdı, ben çalışırken sürekli yanımdaydı. Evi, ailesi hiçbir şeyi yoktu ama tanıdığım en zeki, en kibar çocuktu. Teması hala sevmediğini deri eldivenlerinden anlamıştım.
"Ne işin var burada?" Diye sorduğumda siyah uzun paltosunun cebinden gümüş bir çakı çıkarttı ve arkama geçip bileklerimi çözdü. Çakıyı bana verdiğinde ayak bileklerimi çözdüm, "Birini kaçırdığını söyledi bana, bende geleyim dedim. Sen olduğunu öğrendiğimde..." Dedi ve sustu. "Teşekkür ederim ama aklıma takılan bir şeyler var." Dedim. Çıkışa yöneldi, "Gel yolda konuşalım."
Beraber çıktık ve onun arabasına bindik, kendimize birer sigara yaktık. "Senin bu adamlarla ne işin var?" Diye sordum. "Şirketim var." Dedi sadece. Fazla üstüne gitmedim, "Benimle dertleri ne?" Diye sordum. Sigarasının dumanını üfledi, "Sorun yanlış, onların seninle derdi yok, babanın seninle derdi var." Dediğinde kaşlarım çatıldı. Elvin'le olan telefon konuşmamı hatırladım. "Gelmeseydin ne olacaktı?" Diye sordum. Sustu. Küçükkende çok konuşan biri değildi. Sesini duyan cennetlikti. Hastanenin önünde durduk, "Bana değil babana sor." Dedi Barkın. Baba derken çok zorlanıyordu, haklıydı.
"Barkın, teşekkür ederim." Dedim. Bana döndü ve gülümsedi, "Görüşürüz." Dedi. Arabadan inip hastaneye girdiğimde Barkın gözden kaybolmuştu, Dilan beni gördüğü gibi yanıma koştu. "Neredeydin?" Diye sordu. "Babamla ilgili bir şey Dilan'ım." Dedim ve ona sarıldım. "Annemle konuştum." Dedi hıçkırıp, "Ne konuştunuz?" Diye sordum. Eskiden yaşadıklarını konuşmuşlardı, Dilan'dan ayrılıp odanın kapısına gittim.
Zor bir konuşma olacaktı yine de kapıyı açıp içeri girdim. Annem bana bakıyordu, yanındaki koltuğa oturdum. "Oğlum," Dedi annem. "Bana bak." Dediğinde kafamı kaldırıp gözlerine baktım. "Mecburdum." Dedi. Susmaya devam ettim. "Tehdit ettiler," Genel bir bahane miydi bu? "Seninle, Dilan'la tehdit ettiler. Babanla anlaşmak zorunda kaldım." Dediğinde boğazıma dikenli teller sarıldı. "Söyleyebilirdin." Dedim sadece. "Özür dilerim." Dedi ama boşa gitti.
"Ben neler yaşadım biliyor musun?" Dedim kırgınlıkla. "Biliyorum." Dediğinde ayağa kalktım. "Biliyorsun?! Oğlunun intihar edişini bile biliyorsun ama sesin çıkmadı öyle mi?! Ölseydim ne olacaktı, bir hiç uğruna mı ölmüş olacaktım? Acımadın mı ya bana?" Diye sordum. Gözümden bir damla yaş aktı. Annem karşımda ağlarken odadan çıktım, "Abi, babanı tutuklamışlar." Dedi Ufuk ama onu düşünecek halim yoktu. Koridordaki cama gittiğimde sırtımda bir el hissettim, "Pars."
Elvin gelmişti, ona döndüm. Bakıştığımız an dizlerimin üstüne düştüm ve o da ağlayarak yanıma çöktü. İçime attığım bütün duyguları serbest bırakmıştım. Kafamı Elvin'in boynuna gömdüm ve omzuna sarılıp sessizce ağlamaya devam ettim. Bana sarıldı ve saçlarımı okşadı, "Çok pişmanım." Diye fısıldadığında gözümdeki yaşlar arttı. Sustu ve saçlarımı okşamaya devam etti. "Dilan sen git canım abin kendine gelince gelir." Dedi Elvin. Dilan'a bu halde gözükmek istemesemde kalkacak gücüm yoktu, Elvin'e daha çok sokuldum ve ağlamaya devam ettim. Elvin kafamı kendine daha çok bastırdı, sanki beni bir şeylerden saklamak istiyordu. İtiraz etmedim.
"Daha iyi misin?" Diye sordu Elvin bana su içirken. Ağlayıp içimi döktüğüm için rahatlamıştım, "Evet." Dedim. "Beni affettiğine inanıyorum?" Dedi masum masum. Kollarımı açtığımda bana sarıldı ve kafasını göğsüme yasladı. "Bunu sonra daha detaylı konuşuruz." Dedim ve saçlarının arasına bir öpücük bıraktım.
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMUTAN
Teen Fiction"Ben seni sadece bir dakikalığına değil ömrümün sonuna kadar kahraman olarak bileceğim."