İnci annem ve Altay babamı uğurladıktan sonra tekrar odama çıkmıştım. Oda da bazı düzenlemeler yapmayı düşünüyordum.
Azad bugün işe gitmemişti. Odayı düzenlerken bana yardımcı olacaktı. Azadla birlikte odaya çıktığımızda ilk başta etrafı süpürüp sildim.
"Hayatım yatağı şuraya pencerenin önüne koysak olur mu?"
Azad elimle gösterdiği yere bakıp biraz düşündü.
"Sabah güneşi vurursa erkenden uyanırız"
"Perdeyi uyanınca açarız hayatım"
"Sen bilirsin canım ben değişiklik olsun diye demiştim zaten"
"O zaman yatağı çekiyorum"
"Tamam hayatım"
Azad yatağı pencerenin önüne çekmişti bende komodinleri yanına sürükleyerek koymuştum.
Yatağın eski yerinin altını süpürüp silmiştim.
"Gardroptan giymediğimiz kıyafetlerimizide düzenleyelim ihtiyaç sahibi kimselere verelim."
Azad yatağın yanından benim yanıma gelmişti.
Elini boynuma koyup kendine yaklaştırdı ve dudağıma minik bir öpücük bıraktı.
"Benim karım dünyanın en güzel en düşünceli karısı" diyip gardroptan giymediği kıyafetleri yatağın üzerine atmaya başladı.
Yatağın üzerine oturup sadece Azadı izliyordum.
"Bu küçük geliyor bu dar geliyor bu biraz beni kilolu gösteriyor bunu giymeyi sevmiyorum bunun rengini beğenmiyorum" diye söylenip duruyordu. Yatağın üzeri tişört kazak gömleklerle dolmuştu.
Masum gözlerle bana bakan Azad "Hayatım kötü bir haberimiz var?" dedi.
"Ne oldu?" dedim.
"Giyecek kıyafetim kalmadı malesef hadi alışverişe gidiyoruz"
"Abartma istersen Azad" diyip yatağın üzerinden kalktım. Aslında bunları benim demem gerekirken Azadın demesi baya komiğime gitmişti. Gardroba baktığımda içinde biri siyah biri beyaz iki tane gömlek vardı.
"İnanmıyorum sana Azad madem bunları giymiyordun niye bunca zaman beklettin" dedim isyan edercesine.
"Belkide senin öyle demeni bekledim"
"Ne dememi?"
"Gardropta giymediğin kıyafetleri düzenleyelim demeni"
Elimi başıma koyup "tamam dur bende bakıyım sonra alışverişe gideriz olur mu?" dedim.
Dolaptan 2 3 parça bir şeyi yatağın üzerine koyduktan sonra Azada dönerek "Benim giyecek kıyafetim bile yok Azad şuna baksana" dedim.
Azad oturduğu yerden kalkıp gardrobun önüne geldi.
"Güzelim abart istersen tıka basa ağzına kadar dolu dolabın ama yinede sanada alışveriş yapalım kilo alırsan artık bunlar sana olmaz" deyince başımı yere eğip bir şey demeden balkona çıktım. Azad hemen yanıma gelmişti.
Arkamdan sarılarak "güzelim ben senin her halini seviyorum kilo almışsın almamışsın bunun ne önemi var ben seni çok seviyorum" deyince yüzümü ona döndüm. İkimizde sadece birbirimizin gözlerine bakıyorduk.
"Normalde bu kadar alıngan değilim ama hamilelik hormonları sanırım" dedim ve gülümsedim.
Ben daha ne olduğu anlamayamadan Azad hemen dudağıma yapıştı ve belimden kavrayıp beni göğsüne bastırdı. Bende ellerimi onun boynuna doğru götürerek ona eşlik etmeye başladım. Bu ateşli öpüşmemizi bölen Sevda abla olmuştu. Kapıyı tıklayıp "Hanımım kirliniz varsa almaya geldim" diyince balkondan içeriye girip kapıyı açtım. "Sevda abla biz birazdan çıkacağız zaten kirli sepetine koyarım ben kirlileri sende biz çıkınca alırsın olur mu?" dedim. O da beni anlayışla karşılayarak yüzündeki gülümseme ile arkasını dönüp gidince bende kapıyı kapattım.
Ben arkamı dönüp balkona Azadın yanına gidecekken Azad arkamda duruyordu ve dönmemle birlikte gözlerini gözlerime değdirerek yüzündeki arsız sırıtma ile "devam edelim mi?" dedi. Ben gözlerimi kaçırırken Azad beni kollarının arasına alarak sırtımın duvara temas etmesini sağlayıp öpücükler bırakmaya devam ediyordu ve bu beni rahatsız etmiyordu tam aksine içimde milyonlarca kelebek uçuşuyordu.
Bu işin yatakta biteceğini anladığımda hemen Azadın karşısından yere eğilerek kolunun altından kaçacakken "nereye güzelim?" dedi ve ben bir kelime bile konuşamadan daha da çok yaklaşmaya ve daha istekli öpmeye başladı.
"Azad dur artık hayatım alışverişe gidecektik unuttun mu?" diyerek Azadın kolunun altından sıyrılıp çıktım.
Azad isyan edercesine ilk başta offlayıp daha sonra "Tamam hazırlan hadi çıkalım" dedi.Üzerime siyah beyaz çizgileri olan kısa bir tişört altıma beyaza benzer rengi olan bol bir pantolon giymiştim. Topuklu ayakkabı giymek yerine beyaz spor ayakkabılarımı giymeyi tercih etmiştim. Aynanın karşına geçip yüzüme biraz rimel sürüp parfüm sıkmıştım.
Askıda asılı olan siyah çantamı elime aldığımda balkonda olan Azada seslendim "hayatım hazırım çıkabiliriz"
Azad kulağında telefon biriyle konuşuyordu.
Azad telefonu kapadığında kim olduğunu sorduğumda "iş yerinde bir takım aksilikler çıkmış onun için aramışlar" deyince fazla üstelemedim.
Konaktan çıkıp arabaya binmiştim. Emniyet kemerimi takıp Azadın arabaya binmesini bekliyordum. Azad arabay bindiğinde telefonda biriyle konuşuyordu.
"Tamam baba bizde 1.5 -2 saate evde oluruz akşam yemeğinde görüşürüz"
Azad telefonu kapatır kapatmaz merakla "ne oldu Altay babam ne diyor?" dedim.
"Babamın bizimle konuşacağı bir konu varmış onu söylemek için aramış akşam yemeğinde sofrada konuşuruz" dedi.
"Allah Allah ne oldu ki bak şimdi çok meraklandım" deyince Azadın yüzünde küçük bir gülme oldu ve arabayı çalıştırıp tozu dumana kattıktan sonra konağın önünden ayrıldı.
"Neden bu kadar hızlı bir kalkış yaptın bebeğimiz olduğunu unuttun sanırım"
"Hızlı kalkış yapmadım güzelim her zamanki halim"
"Azad bilmesem beni kandıracan" diyip Azada trip atar gibi kafamı camdan tarafa çevirdim.
"Hemen de nazlanır"
"Ne nazlanması dışarıya da bakmayım"
"Müzik açmadın yada konuşmadın"
"Müziği başım ağrıyor diye açmadım"
"O zaman ağzın ağrımasın diye de konuşmadın"
Azadın bunu diyeceğini hiç beklemediğimden gülmeye başlamıştım.
"Ya sana küs bile kalamıyorum seni çok seviyorum ama hemen barıştığımı düşünme"
"Ben senin gönlünü nasıl alacağımı bilirim"
"Nasılmış?"
"Mağazaya gidelim de gör güzelim"
"Görelim bakalım"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Urfa Gelini / Texting
Cerita Pendek"Anne ben okula gidiyorum" "Okuldan gelince sana çok güzel bir haberimiz var" dedi babam. Babam iki elinide birbirine sürttüğüne göre çok kötü bir haberin olacağını düşünüyordum. Ama babamın tabiriyle iyi bir haberse benim cehennemi yaşacağıma işar...