0.50

705 16 0
                                        

DOĞUMDAN 1 AY SONRA

Güzel kızımız 1 aylık olmuştu. Öylesine güzel öylesine masumdu ki öpmeye kıyamıyordum. Yanından bir an olsun ayrılmak istemiyordum. Hep onunla yatmak onunla vakit geçirmek istiyordum. Azad işe gidip geliyordu ama sürekli görüntülü arıyordu arayamazsa fotoğraf video istiyordu. İşten gelince hemen Leyal Nida'nın yanına geliyordu. Çoktan pabucum dama atılmıştı. Önce onu öpüp kokluyor sonra sıra bana geliyordu.

"Kızım emzir emzir bak aranıyor aranıyor"
Annelerimin ikisi de yanımdaydı. Ezgi yengem ve abimde bizimle kalıyordu. Kimse bir an olsun yanımızdan daha doğru Leyal Nida'nın yanından ayrılmak istemiyordu. Odası şimdiden kıyafet dolmuştu. Gelenler beşiğinin başında duran yastığa çeyrekler yarım altınlar tam altınlar takıp gidiyordu. Kimisi para veriyordu. Kimisi kıyafet getiriyordu. Kimi karılar da sütün var mı nasıl doğurdun diye gelip laf aramaya çok bilmişlik taslamaya geliyordu.

Ezgi yengem odadan içeriye elinden tutan Emirle girmişti. Önce bana sarıldı "Kuzum hayırlı olsun Allah analı babalı büyütsün ömrü uzun olsun" diye iyi dileklerini belirtti. Beşiğin yanına doğru yaklaşıp fısıldar şekilde "Leyal Nida" dedi. Emir hemen "anne anne" diyip bebeği görmek istediğini söylüyordu. Ezgi yengem Emiri kucağına alıp Leyal Nida'yı gösterdi.
"Anne bak bebek"
"Evet aşkım bebek güzel bebek"
"Asya çok tatlı Maşallah"
Ezgi yengeme tebessümle bakmıştım. Azad kapıdan içeri girdi. "Benim bebeklerim nerdeymiş?" Önce Leyal Nida'nın beşiğine baktı. Uyumuştu sanırım beşiğe doğru eğilip kokladı uyanmasın diye öpmedi. Sonra başını bana doğru çevirip güzelim diyerek yanıma oturdu. Yanağıma öpücük kondurdu. Ezgi yengem bizi izliyordu. "Abii" Azad efendim dercesine kafasını Ezgi yengemden tarafa çevirdi. "Baba olunca mı evlenince mi ne çok değiştin bambaşka biri oldun" Azad sus dercesine Ezgi yengeme bakıyordu ve ben ne olduğunu anlamamıştım. "Hayatım neden öyle kaş göz yapıyorsun önceden nasıl biriydin ki?" diye sormamla. Ezgi yengem kucağında Emirle "ben çıksam daha iyi olur" dedi ve kapıyı kapatıp çıktı. Azadın gözünü kan bürümüştü. "Azaad" dedim sesim korkulu ve sessiz çıkmıştı. Yataktan biraz doğrulup elimi Azadın çenesine koyup başını kaldırdım. "Bana bak gözlerime bak ne oldu?" "Asya ben önceden böyle biri değildim. Ezgi doğru söylüyor. Kimseye acımazdım. Adalet terazim hiç şaşmazdı ve şu anda da şaşmaz. Önceden neysem hala o adamım ama duruldum artık sen varsın dünyalar güzeli kızımız var." dedi mahcup bir şekilde ayağa kalkıp beşiğin yanına gitti. Leyal Nida uyanmış olacak ki "Güzel kızım" diyip kucağına aldı. "Ben kızımızı görünce bütün sinirim öfkem gidiyor tabi önceki gibi olmam artık olmam da mümkün değil" dedi. Külahıma anlat Baran meselesini duyunca ortadan kaybolduğundan haberi yok. Hastaneye yanıma bir geldi. Elinin üstü paramparça olmuş haberi yok. Bir de duruldum diyor. Ne durulacan huylu huyundan vazgeçer mi?

Konuyu daha fazla uzatmadan kapattım. Azadla kavga edecek gücüm yoktu hemde kızımızın yanında sesimizin yükselmesini istemiyordum. O da istemezdi. Azad kucağında bebeğimizle yanıma oturdu. Leyal Nida'ya bakarak gülümsüyordu. Telefonunun çalmasıyla yavaşça ayağa kalktı bebeğimizi yatağın üzerine koyup dışarıya balkona çıktı. Yatağın üzerinden alıp öpmeye başladım. Bir yandan da kulağım Azadın sesindeydi.
"Oğlum ne demek Baran 7 yaşındayken ölmüş"
Nee? şu meşhur Baran çocukken ölmüş mü?
"Kapat ben geliyorum hemen orda olurum sizde oraya geçin"

Azadın balkon kapısından girdiğini görmemle "ne oldu?" diye sormam bir olmuştu. "İşim var yarım saate gelirim" diyip beni dinlemeden çıkıp gitti. Baran ismini duyunca bu Azada ne oluyorsa ben anlamıyordum ki? Daha yeni acıtasyon yapan adama bak bide az önceki haline tavrına bak. Leyal Nida'nın karnını doyurup beşiğine koymuştum. Aşağıya inip insan içine karışmak istiyordum. Annemler sen yorulma sen kalkma sen yapma diye diye beni yatağa mahkum etmişlerdi. Hava almak istiyordum. Azadın bu halinden sonra sinirim bozulmuştu. Telefonumdan Tülay ablayı aradım.
"Abla yukarıya gelir misin?"
Tülay abla evde ki yardımcımızdı. Yardımcımızdan daha da ötesiydi. İnci annemin arkadaşı yoldaşı sırdaşı her şeyiydi. Kapının tıklatılmasıyla "efendim" dedim. "Asya kızım benim" Bu ses Tülay ablanın sesiydi. "Gel Tülay abla gel" İçeriye girince ben yataktan ayaklanmaya başladım. "Abla Nidanın yanında durur musun ben bir hava alsam" dedim. "Olur tabi kızım ben bakarım ağlarsa seni çağırırım" dedi. "Çok sağol abla"
Üzerime bir ceket alıp aşağıya indim. Leyal Nida doğdu doğalı gelen giden asla eksik olmuyordu. Ezgi yengem doğum yaptığında da aynısı hem bizim evde hem burada olmuştu. Ev dolmuş taşmıştı. Merdivenlerden indiğimi gören annemler hemen yanıma geldi. Yüzlerindeki telaş ifadesi beni şaşırtıyordu. Sanki bir şey olmuş gibi davranıyorlardı. Tamam beni düşündükleri için böyle yapıyor olabilirlerdi ama artık 1 aydır yapıyorlardı bunu artık usanmış sıkılmıştım. Hava almak istiyordum gezmek dolaşmak istiyordum. Esen rüzgarda saçlarıma değen rüzgarı hissetmek istiyordum.

"Ne oldu kızım bir şey mi oldu?" Bıkmış ve usanmış bir sesle "bir şey yok sadece hava almak istedim" dedim. Koluma girmeye kalkıştılar istemedim "kendim yürürüm" dedim. Kendine yaslanan dik yürür...

Mutfağa girdim kendime bir sandviç yaptım. Masanın üzerinde duran portakal suyunu bardağa koydum. Sandalyeye oturup yemeye başladım. Şu an çok yemek istediğim şey sandviçti. Ben yerken annemler gelmişti. "Kızım onu niye yiyorsun çocuğa zararlı değil mi?" bunu diyen İnci annemdi. İştahım kaçmıştı. Daha portakal suyundan bir yudum bile alamadan masadan sinirle kalktım. Onlarda anlamış olacakki ne oldu ne oldu diyorlardı. Artık sabrım tükenmiş bitmişti. Ne olacaksa olsun dedim yumdum gözümü açtım ağzımı. 

"Ya bıktım artık bıktım anlıyor musunuz ben bebeğimi doğurduğumdan beridir onu yapma bunu yapma şunu ye onu yeme bıktım ya usandırdınız beni anlıyor musunuz canım ne istiyorsa onu yaparım sizin yüzünüzden 1 aydır ben dışarıya çıkamıyorum. Dikişin iyileşsin çıkarsın dediniz iyileştim hala nerdeyim evdeyim. Neden evdeyim ha neden evdeyim sizin inandığınız o batıl inançlar yüzünden evdeyim. Yok çocuğu tek başına bırakma korkuturlar yok yanında Azad yokken uyuma. Tuvalete giderken çocuğun yanına Azadın kıyafetinden koy. Yok o yok bu bıktım şimdide istediğimi yaparım anlıyor musunuz bana karışmayın." diyip arkamı dönüp yukarıya çıkıyordum. İkiside dut yemiş bülbüle dönmüştü. Sinirimden öfkemden gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Odanın kapısının önüne gelince Leyal Nida'nın ağladığını duydum. İçeriye girmeden göz yaşlarımı elimin tersiyle silip bir şey olmamış gibi içeriye girdim. Tülay abla olanları duymuş olacak ki yüzündeki üzgün ifade ile "daha yeni ağlamaya başladı" dedi. "Biliyorum abla ben kapının önüne gelince ağlamaya başladı" dedim.

.
.
.

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?

Urfa Gelini / Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin