Gardiyan beni ters kelepçe yapmak üzereyken bir daha ileriye fırladım ve kafam Deren'in göğsüne denk geldiğinde, onu omuzlarından sertçe arkaya ittim. Yumruklarımı göğsüne doğru vurup tekmelerken saçlarım sürekli yüzüme düşüp duruyordu. Deren hâlâ a...
Bu şarkıyı yorumlarda önerdi birisi, hemen dinleyip bu bölüme koydum.
Bu arada merhaba merhaba canımın içleri <3
Burada mısınız?
Eminim siz de benim kadar heyecanlısınızdır. Oy ve yorumlarınızı ihmal etmeden, keyifle okuyun.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
22. ❝AŞKTAN NEFRETE.❞
Ölsem, affeder miydi beni?
"Yalanları bırak, hadi yap," dedi Edip Akşın.
Deren... Eğer ölürsem affeder miydi beni?
Aklımda kızımın ölümü ve kalbimde Deren'in düşüncesiyle parmaklarımı tetikte hareket ettirdim. Yağmur damlaları, her nefes alışverişimde titreyen dudaklarımdan içeriye kaçarken, kararıma sadık şekilde başımı salladım. O an sadece Karina'yı Edip'ten korumayı istiyordum ama belki de gerçekten ölmem gerekiyordu. Kendimin ve başkalarının canını daha fazla yakmadan ölmem gerekiyordu.
Hem... Karinam'da beni özlemiştir zaten.
Silahın namlusunda kalbimin atışını hissedip tetiği çekmek için parmağımı hareket ettirdim ve aynı anda ateşlenen silahın sesini duydum. Bir saniyede öldüğümü düşündüm, ikinci saniyede de Edip ile korumalarının hareketliliğini hissedip kurşunun kendi silahımdan çıkmadığını anladım. Çünkü elimdeki silah, parmaklarım arasından kayıp düşmüştü. Ateşlenen silahı görmek için gözlerimi açtım ve elimden sızan kanı görüp başımı sol tarafıma çevirdim. Karanlıktaki gölge kalbimi hızlandırdı.
Deren, elindeki silahla buraya yürüyordu.
Kalbimde havai fişek patlamaları olduğunu hissettim.
Silahı o ateşlemişti. Elimdeki silahı düşürmek için beni nişan almıştı. Kurşun elimi sıyırmıştı. Üstüme kan damlıyordu. Yağmur hızlanıyordu.
Çok kolay bir şekilde dehşete düştüm ve Edip Akşın'ın, "Burada ne işin var?" Diye bağırdığını duyarken elimdeki kanın berraklaştığını fark ettim. Deren'in geldiği yola doğru atılıp ellerini iki yana açtı. "Nasıl buldun bizi?"
Deren ona bakmıyordu, gözleri bendeydi ama bakışlarım puslu ve şokta olduğu için gözlerindeki duyguları seçemiyordum. Ellerim hâlâ havada duruyor, kan üzerime süzülüyordu. Ağır ağır yaklaşıp tamamen önümde durunca başım yukarıya kalktı ve gözlerim arkaya doğru kaydı. Deren namlusundan is çıkan silahla beraber tek dizinin üstüne eğilip yakından bana bakarken, ellerim sanki bana yardım etmesini istiyormuşum gibi uzandı. "Kurşun," düye fısıldadım acıyla hıçkırarak. "Kurşun sıktı."