Gardiyan beni ters kelepçe yapmak üzereyken bir daha ileriye fırladım ve kafam Deren'in göğsüne denk geldiğinde, onu omuzlarından sertçe arkaya ittim. Yumruklarımı göğsüne doğru vurup tekmelerken saçlarım sürekli yüzüme düşüp duruyordu. Deren hâlâ a...
Yine son sürat giden bir bölüm oldu. Yazarken her anından heyecan duydum. Umarım siz de aynı duygularını okurken hissedersiniz. Tek ricam oy vermeniz ve paragraf aralarını yorumlarınızla doldurmanız<3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
25. ❝VİCDAN MAHKEMESİ.❞
Ben şimdi, kendisinden nefret eden birisine yürürken kalbi böyle çarpan bir kadın mı oldum?
O saniyelerden sonraki iki kalp atışı, sanki yaşamım kadar sürdü. Kendimde hiç masum bir duygu aramayışıma rağmen o an bir kız çocuğu telaşında hareket etmeye başladım. Değil beni görmeye, bir daha yüzüme bile bakmayacağını düşündüğüm için Deren'in o soğuk duvarların arasında olduğuna inanamadım.
"Gelecek misin? Yoksa görüşmeye çıkmayı istemediğini mi söyleyeyim?"
Gardiyanın sorusu hamle yapmam için beni kendime getirdi. Deren'in adını duyunca boynumda başlayan sıcaklığın yanaklarıma ulaştığını hissedip masadan uzaklaştım. Mahkumların bakışlarını üzerimde hissederek gardiyanın yanına yürüdüm. "Deren Ateş'in olduğuna emin misin?" Dedim heyecanla.
"Herhalde eminim. Görüşecek misin?"
"Evet," dedim hemen.
Gardiyan kolumdan tuttu ve beni koridora çıkardı. Diğer bir gardiyan koğuşun kapısını kapatıp arkamızdan yürümeye başlamıştı. Deren'in buraya gelme sebebinin ne olduğunu anlamıyordum ama birazdan onu görecek olmak... Karnıma giren ağrıyla beraber huzursuzlanıp, "Hapishanede hiç ayna yok mu?" Diye sordum gardiyana, bir ümitle.