Bu bir özel bölümdür.
Bu bölümü, en çok kendim yazmayı istediğim için yazdım. Aranızda okumak isteyenler olursa bakabilir. 🖤
Adettendir, burada mısınız?
Dante RUSSO.
Sıradanlık. Kelimen bu; sıradan. Hayatın, etrafın, yaptıkların. Yediğin yemekler, sevdiğin lezzetler... Kullandığın silah ve öldürme şeklin, hataların ve başarıların. Öldürmek rutinin, yaşatmak da. Sıradan hataların, sıradan doğruların. Hatta... kalp atışın bile sıradan.
Ailem için tam bir iş bitiriciydim. Her şeyi duygusuzca, üzerine zaman harcamadan bitirip tamamlardım. Sicilya avucumun içi gibi bir yerdi. Sicilya'nın etrafını kaplayan su parçaları, her zaman görev yerimdi. On dokuz yaşımda babam beni deniz kaçakçılığındaki adam olarak seçmişti, şimdi otuz bir yaşındaydım ve deniz yoluyla, yasa dışı yapılan her hamle benim sorumluluğum altındaydı.
Denizi ve suyu severdim.
İlk işimde sıçmıştım. Hem de kadının birisi yüzünden. Ajanın teki, henüz hormonlarımla çalışan beynimin farkına varıp beni yatağa atmış, bir gecede tüm gemilerdeki silahları kaçırmıştı. O gün utancım ve korkum yüzünden eve dönememiştim, Salvador beni bulduğunda da babamdan ağır bir tirat işitmiştim.
Kadınlar gerçekten zekiler. Kimisi bunu iyiye kullanıyor kimisi kötüye.
Hafife almamak gerektiğini öğrendim.
Ağustos ayındaydık ama saat sabaha karşı dört olduğu için deniz çok soğuktu, dalgalar üşütüyordu. İkinci yük gemisi az önce kalkmıştı, üçüncüsü de yola çıkmak üzereydi. Enrica hemen arkamdaydı, korumalar da etrafı gözetliyordu. Deniz polisini denizin diğer tarafındaki bir olayla meşgul etmiştik, kısa vaktimiz vardı. Her deniz maceramızı sabaha karşı yapardık, gün aymadan da ortalıktan kaybolurduk.
İçlerinde elmaslar olan koliler dolusu oyuncak bebekleri Meksika'ya gönderiyordum.
İçlerinden en güzel elması almıştım.
Hediye vermek için.
Neredeyse avuç içim kadar olan elmasın parlaklığını izleyip arkama doğru baktım. Korumalar son kutuları da yük gemisine çıkarıyorlardı, işi tamamlamak üzereydim.
Yarın sabah hesabıma iki yüz yirmi beş milyon euro yatacaktı.
Elmasları, Güney Afrika'dan getirtmiştik. Yani, çalarak. Tam dört ayrı sandığı çalmıştık ve ancak altı ülkede değiştirdikten sonra buraya getirmiştik izimizi kaybetmek için. İki aydan uzun sürmüştü. Şimdi de Meksikalı iş adamına, normalde alacağından daha ucuza gönderiyordum. İki yüz yirmi beş milyon liralık bir kazancım vardı, üstelik hiçbir kaybım olmadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİREN
Misterio / SuspensoGardiyan beni ters kelepçe yapmak üzereyken bir daha ileriye fırladım ve kafam Deren'in göğsüne denk geldiğinde, onu omuzlarından sertçe arkaya ittim. Yumruklarımı göğsüne doğru vurup tekmelerken saçlarım sürekli yüzüme düşüp duruyordu. Deren hâlâ a...