"Belki... Bunu Fren'e söyledin mi?" Yuria yüzünde soru işaretleriyle adama baktı.
"Eğer 'Fren' derken o küçük çocuğu kastediyorsanız, korkarım ki öyle."
"Ah..."
O anda Yuria, adamla Fren arasında ne olduğunu ve Fren'in neden ona doğru koştuğunu anlamış gibiydi. Çocuğun bakış açısından, adamın sözleri, değerli ailesini ondan çalmaya çalışıyormuş gibi gelmiş olmalıydı. Yerinde duramıyordu. Ama bu adamın suçu gibi de görünmüyordu. Onu zorla almaya çalışacakmış gibi görünmüyordu.
Adam, kadının isteği doğrultusunda bir doktor gibi davrandı Fren'in iyileşmesini sağladı, ve onu zorla alacakmış gibi davranmadı. Sonuç olarak, bu iki tarafın da hatası değildi, daha ziyade çıkarların uyuşmamasıydı. Aslında adam Fren'e zarar vermeye çalışmamıştı. Bu yüzden Yuria bu olayı geride bırakmaya karar verdi. Zaten adamdan yardım aldığı için, onu sorumlu tutmak kabalık olurdu.
Ancak bundan önce emin olması gereken bir şey vardı.
"Burayı seviyorum."
Adamın teklifini yumuşak bir şekilde reddetti. Kaşları çatıldı. Sanki Yuria'nın teklifini reddedeceğini bilmiyormuş gibi şaşırmış görünüyordu. Şimdiye kadar istediğini elde etmekte hiç başarısız olmamıştı. Rakip ne ya da kim olursa olsun kesinlikle itaat ediyor ve reddedilmesi mümkün olmuyordu. Ancak Yuria'ya astlarına davranır gibi davranması mümkün değildi. Yine de geri adım atmaya niyeti yoktu, bu yüzden adam Yuria'yı ikna etmek istercesine ağzını tekrar açtı.
"Eğer benimle gelirsen, sadece en iyisinin tadını çıkaracaksın. Hiçbir şey size acı çektirmeyecek ya da zor olmayacak."
Yuria;"Benim evim burası. Ve olmam gereken yer Fren'in yanı."
"İstersen yeni doğan bebeği de yanında getir."
Adam sadece Yuria'yı istiyordu ama onun için bu kadarını da yapmaya hazırdı. Zaten bilmediği bir yere yerleşmek ve uyum sağlamak kolay olmayacaktı ama yanında sırtını dayayabileceği bir şey getirmesi çok daha iyi olacaktı.
"Buna karar veren ben değilim, Fren."
Adamın dediği gibi, Fren'le birlikte gidebilirse onu en çok rahatsız eden şey de çözülmüş olacaktı. Her neyse, adamın söylediği yer her neyse, onun için hepsi aynıydı, yabancıydı. Ancak konu Fren'in geleceğiyle ilgili olduğu için, bu onun dikkatsizce karar verebileceği bir şey değildi.
[Ö.İ: Oğluna küçük bir evcil hayvan gibi davranan tuhaf bir adamla gitmeyi düşünmesine şok içinde çeviriyorum]
Yuria için en önemli şey Fren'in fikriydi. O istemedikten sonra hiçbir şey yapmaya niyeti yoktu.
"Yeni doğan için, burada kalmaktansa benimle gelmeniz daha iyi olur."
O iblisler ve insanların bir meleziydi. Ne iblis dünyası ne de insan dünyası Fren'e iyi gelmeyecekti ve Fren'i sadece rahatsız edecekti ama iblis dünyası insan dünyasından daha iyi olacaktı. En azından şeytanın kanı içinde olduğu sürece, insan dünyasına bir şekilde ayak uydurması neredeyse imkânsızdı.
Özellikle de insanlar iblislere karşı oldukça düşmancaydı. Görünüşe göre şimdiye kadar iblislerle karışık kana sahip olduğu gerçeği fark edilmemişti, ancak iblis kanı taşıdığı gerçeği keşfedilirse tapınak tarafından kovalanacak ya da daha kötüsü olacaktı. Bu olmasa bile, damarlarında iblis kanı dolaşan Fren'e yardım edecek kimse yoktu.
Eğer tekrar saldırırsa ya da uyanış sırasında bir sorun çıkarsa, buna tek başına katlanmak zorunda kalacaktı. Sonuç olarak, yeni doğanın ne tür bir durumda olacağını kimse bilmiyordu. Ancak iblis dünyasında durum farklıydı, kendisi orada olurdu ve o olmasa bile, bazı iblisler bir kriz sırasında Fren'e yardım ederdi. İblisler Fren'e dostça davranmasa bile, adamın koruması altında olduğu sürece kimse kolay kolay çocuğa dokunamazdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Kötü Adamın Annesi Oldum
FantasyYuria sadece içinde bulunduğu romandaki geçici bir figürandı. Kendisi bile okuduğu romandaki dünyaya geldiğini zamanla öğrenmişti, kitabı okuyanın bile bilmediği ve görmediği bir karakterdi. Ama birdenbire, yanlışlıkla evlat edindiği en güçlü kötü k...