Çocuk pahalı giysilerini kirlettiğinde adam öfkesini kontrol edemedi.
"Seni yaramaz, pis çocuk!" diye bağırdı, Fren'i kıyafetiyle yargılamıştı, o sadece sıradan bir çocuktu.
"...Hayır!" Fren, küçük boylu olmasına rağmen bunu şiddetle reddetti.
"Sen ne cüretle-, bir halktan biri bana, bir asilzadeye sesini yükseltir!" Adam yüksek sesle bağırdı. Adamın sözleri üzerine Fren adama sertçe baktı.
Yuria, Fren'in alışılmadık ruh halini okuduktan sonra hızla Fren'e sarıldı ve başını eğerek adamla konuştu: "Özür dilerim."
O sırada adam Yuria'nın Fren'in yanında durduğunu fark etti. Adam sanki bir ürünü değerlendiriyormuş gibi onun vücuduna yukarıdan aşağıya baktı ve sonra kötü bir ifade takındı.
"Hmm, oldukça kullanışlı bir yüzün var." Dedi adam ve sırıttı. Bunun üzerine Yuria kendini huzursuz hissetti. Adamın bakışları iyi niyetli değildi. Bu bakışlar geçen sefer ormanda karşılaştığı adamlarla aynıydı. Yuria gergindi ve böyle bir olayın tekrar yaşanmasından çekiniyordu.
Ormanda yaşanan olayın tanıkları yoktu. Fren onları öldürdükten sonra bile güvenle yollarına devam edebiliyorlardı ama burası aynı değildi. Birçok insan gelip gidiyordu. Üstelik önlerindeki kişi bir soyluydu. Bir soyluya en ufak bir zarar verirlerse, halktan olan o ve Fren ağır bir şekilde cezalandırılacaktı. Onun cezalandırılması sorun değildi ama Fren...Geçen seferkini düşününce, eğer ceza alırsa Fren yerinde duramazdı. O zaman durum daha da kötüleşecekti.
"Eğer beni takip edersen, o çocuğun hatasını affedeceğim," dedi adam, sanki büyük bir merhamet gösteriyormuş gibi. Adamın sözlerine ilk karşılık veren Fren oldu, Yuria'nın elini sıkıca tutarak onu hiç bırakmayacağını söyledi. Asilzade ile birlikte Fren de Yuria'ya ciddi bakışlarla baktı ve sessizce o adamın peşinden asla gitmemesi gerektiğini söyledi. Fren içgüdüsel olarak adamın Yuria'yı kötü bir şey yapmaya götürdüğünü biliyordu.
"Ben çok sabırlı değilim. Eğer o küçük çocuğu kurtarmak istiyorsan, beni takip etsen iyi olur." Yuria'nın cevap vermeyi reddetmesinden rahatsız olan adam tehditkâr bir tonda konuştu. Bu değişikliği duyan Yuria dudağını ısırdı.
Ne yapmam gerekiyor... Yuria bir süre düşündükten sonra bir karar verdi ve kararlılıkla ileriye baktı.
Tartışmaktansa kaçalım. Başka bir seçenek yoktu. Şimdi sağ salim kaçsalar bile, adam Fren ve onun için arama emri çıkartırsa bir daha köye adım atamazlardı ama yine de bu Fren'i tehlikeye atmaktan çok daha iyiydi. Bu düşünce üzerine Yuria Fren'in elini tuttu ve vücudunu ters yöne doğru hareket ettirmeye çalıştı.
"Tsk. Sanırım halktan biri olduğun için kibarca konuşmaya çalıştığımda beni dinlemiyorsun. Beni takip etmeye niyetin yok gibi görünüyor, bu yüzden seni zorla götürmekten başka çarem yok." Adamdan emir alan şövalyeler, Yuria'yı zorla sürüklemek için uzandılar.
"Yuri'ye dokunmayın!" Fren bir bıçak gibi araya girdi, biri bile Yuria'nın bedenine dokunamazdı. Yuria onundu ve onun için çok değerliydi. Bu yüzden hiç kimse Yuria'yı incitemez, ona zor anlar yaşatamaz ya da zarar veremezdi. Dahası, Yuria'yı ondan almaya çalışmaları daha da affedilmezdi. Onun için o kadar değerli ve sıcak bir insandı ki, bildiği tüm iyi şeyleri ona getirseler bile yeterli olmazdı.
Ama buna cüret ettiler...! Fren öfkeliydi ve farkında olmadan biraz enerji yaymaya başladı.
"Çocuk, uzak dur!" Şövalye, Fren'in yeteneğinden habersiz, yolunu kesen çocuğu kabaca itti. Ancak düşen Fren değil, şövalye oldu. Daha Fren'in bedenine dokunamadan, şövalye Fren'in enerjisiyle havaya uçarak yere savruldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Kötü Adamın Annesi Oldum
FantasyYuria sadece içinde bulunduğu romandaki geçici bir figürandı. Kendisi bile okuduğu romandaki dünyaya geldiğini zamanla öğrenmişti, kitabı okuyanın bile bilmediği ve görmediği bir karakterdi. Ama birdenbire, yanlışlıkla evlat edindiği en güçlü kötü k...