********
Hemen sonra doktor ve bir hemşire odaya girmişti. 10-15 Dakika önce gördüğüm ve ters ters baktığımız doktor Asya'nın yanına geldi. Ve kısa bir süre sonra bana döndü.
''Çıkar mısınız lütfen?''
''Ne? Neden ki?''
''Hastayı muayene edeceğim. Mahremi ihmal edemem. Lütfen zorluk çıkarmayın''
''Buna gerek var mı ki?'' diye sordu Asya hala ıslak olan gözlerle bir bana bir doktora bakarken.
''Evet.'' dedi kısaca doktor. Uğraşmak istemiyormuş gibi. İstemesem de kapıya doğru bir kaç adım attım ama hala o tarafa dönmediğim için Asya ile göz temasımız kesilmemişti.
Sessizce ağzımı oynatarak ''Geleceğim.'' diye fısıldadım. Tekrar dolan gözleri ile bana kafasını salladı. Hemen sonra daha fazla dayanamayarak odadan çıktım. Ona olan özlemim dolup taşmıştı. Bir saniye ayrı geçirmeye tahammülüm yok. Dışarı çıktıktan sonra duvara yaslanarak bir süre durdum. Ellerimle suratıma gelen saçlarımı geriye doğru attığım an boş koridorda bir ses yankılandı.
''Zerya? Ne oldu? Kötü bir şey mi oldu?'' diyerek paniklediğinde derin bir nefes verdim. Onlara haber vermeyi unuttum.
''Yok yok, kötü bir şey olmadı.''
''Senin niye yüzün bembeyaz o zaman?'' diye sorarak yanıma geldiğinde göz ucuyla Asya'nın odasını gördü Burak. Ve Asya'yı gördü. Belki de göz göze geldiler. Hafifçe yutkunduktan sonra bana döndü.
''Ben şizofren falan olmadım dimi?''
''Hayır abi, uyandı.'' dedim yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. O da bir süre gülümsememe baktı. Hemen ardından bana sıkıca sarıldı. Omzumda hafif bir ıslaklık hissettiğimde ellerimi saçlarına daldırdım ve yumuşakça okşadım.
''Güvende.'' dedim sadece ikimizin duyacağı tonda.
''Güvende.'' dedi kendi kendine. Kısa bir süre sonra ayrıldık ve odanın hemen önünde olan koltuklara oturduk. Muayene daha sürecek gibi duruyordu.
''Nujin nerede?''
''Özgürün odasında değil.''
''Sen neredeydin?''
''Özgürümün yanında.''
''O uyanmadı değil mi?''
''Sence? Dakikalarca sadece yüzüne baktım. Tek bir hareketlilik yok.'' dedi ayağını titretirken. Abimin uyanmadığını yediremiyormuş gibi bir ifadesi vardı. Ayağının üzerinde olan elini elimle sardıktan sonra minik bir şekilde gülümsedim.
''Uyanacak. Bekletmeyi sevmez zaten o.''
''Uyumayı de sevmezdi. Yemek yemeyi de çok sever. Kaç gündür ağzından bir tek lokma geçmedi? İğneden de korkar. Kolunda 7 tane iğne izi var. Serum midesini bulandırıyordu. 2 gündür serumla besleniyor.'' diye mırıldandı benim bile zar zor duyduğum bir sesle.
Diyecek sözüm bu sefer yoktu. Asya uyandı evet ama canımdan bir parça hala bilinçsiz. Ve benim hala yapabileceğim tek bir şey yoktu. Sadece bekleme şansım vardı.
Doktor odanın kapısını sertçe açarak çıktığında ikimizde o tarafa döndük. Ve o an acılı olmasam ağzını yüzünü dağıtacağım bir hareket yaptı, bana göz devirip Burak abimi süzdü.
Burak. Abimi. Süzdü. Asla masum olmayan bir şekilde. Yavşak bir şekilde. Kaşlarımı kaldırarak ona baktım. Suratıma küçümseyici bir ifade doldu. Sen hayırdır aşko?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolculuk gxg
RomanceBasit bir kontrol için gittiği hastanede Zerya, ansızın Kanser hastası olduğunu öğrenir ve yıllar önce hazırladığı Ölmeden önce yapılacaklar listesini gerçekleştirmek için 2 aylık bir dünya turuna çıkar. Üniversite de yalnızca bir kez konuştuğu Asya...