Yolculuk gxg

45- Londra

uzun bir bölüm sizi bekliyor, derin bir nefes alın ve okumaya başlayın.

💌

Serdar ve Akın Devam

Arabaya bindikten sonra Serdar Akına döndü. "Sakinliğe tam da alışmıştım."

"Bende sevgilim, bende."

Kısa bir araba yolculuğundan sonra Kenan Demirkolun evine varabilmişlerdi. Diğer dört koruma arkadan yürürken Serdar ve Akın yan yana duruyorlardı. İçeriye girecekleri sırada önlerini kesen adamla duraksadı Akın.

"Koruma olmayacak." Gözüyle Serdarı işaret etmişti. Serdar sinirden kaskatı kesilirken akın bozuntuya vermemişti.

"Pekala." Dedikten sonra arkasında ki korumalara döndü ve burada beklemelerini söyledi Akın. Korumalar aldıkları emirle bir adım arkaya gitti.

Akın adım atmak için tekrar yeltendiğinde önlerinde ki iri yarı adam gözleriyle Serdar'ı işaret etti.

Serdar karşısında ki adama meydan okuyan bakışlar atarken Akın derin bir nefes verdi.

"O koruma değil."

"Sadece Akın Korkmaz." Serdar duyduğu soyadı ile kısık bakışlarla Akın'a baktı. Sırası olmadığını fark edince ise önüne geri döndü. Soyadını degistirmesi olasıydı.

"Sorun çıkarmak istemiyoruz. Kenan Bey ile konuşmaya geldik. Sonra da gideceğiz." Dedi Serdar beraber olmalarına vurgu yaparak.

En sonunda adam yakasında ki mikrofona döndü ve başka bir dilde bir şeyler mırıldandı. En sonunda usulca kenara çekildi.

Serdar ve Akın beraber uzun koridorda yürürken Serdar derin bir nefes verdi.

"İçim rahat değil."

"Ben yanındayım. Sana bir şey olmayacak."

"Korkum kendime değil zaten."

"Sen yanımdasın sevgilim."

"Seni korumama izin vermiyorsun."

"Benim iznime çok takılıyormuşsun gibi." Dedi Akın gülerek. Serdar'ın aksine rahat duruyordu. Karnında ki kasılma ise aksini söylüyordu.

"Ben her daim seni koruyacağım. Sen istesen de istemesen de." Dedi Serdar söz verir gibi.

"Ben de her daim seni koruyacağım. İstesen de istemesen de." Diye mırıldandı Akın yüzünde gülümsemesiyle. Karşı karşıya olmadıkları için yüzündeki burukluğu görmemiş Serdar.

Karşılarında ki kapıyı görünce Serdar duraksadı.

"Umarım bir planın vardır."

"Doğaçlama tercihim." Diye güldü ve odanın kapısını açtı Akın. Serdar da hemen arkasından bir küfür mırıldanarak odaya girdi.

Karşılarında gördükleri tabloyla ikili kaşlarını çatsada duraksamadı ve bunu belli etmedi. Uzun bir toplantı masasının etrafında karşılıklı olarak birkaç kişi oturuyordu. Baş köşe ve iki sandalye ise boştu. Akın tanıdığı adamlara bir baş selamı vererek boş yerlerden birine oturdu. Serdar ise onun arkasında ayakta dikilmeyi tercihe etti. Ne kadar koruma olmadığını iddia etse de. Gözleriyle etrafı taradığında önce adamları süzdü fark ettirmeden.

Baş köşeden sonra gelen karşılıklı koltukların birinde genç bir adak8 oturuyordu. 20li yaşlarının sonunda gibi gözükmesine rağmen oldukça yapılı bir vücudu ve dövmelerle dolu bir kolu vardı. Bu kadar dövmesi olması saçma gelse de kendisinin de pek farklı olmadığını hatırlayınca kendini susturdu. "Ben bu kadar bokunu çıkarmadım." Dedi kendini teselli ederek.