54. bölüm

1.3K 93 53
                                    

Saat gecenin dördü beşi idi.

Ben aylar sonra gelen kitap okuma hevesim ile dördüncü kitabımı okumaya başladım.

Yaşadığım olaylar o kadar ağırdı ki -en azından benim için- kitap okumayacak kadar yorgundum.

Yorulmuştum,yorulmuştuk.

Eminim ki bu hissi yaşayan tek ben değildimdir çünkü onlar da benim gibi fazlasıyla yıpranmıştı.

Kulağımdaki kulaklık ile kitabımı okumaya devam ettim.

Kendimi günler sonra bu kadar mutlu,rahat hissediyordum.

Sanki... sanki artık her şey düzeliyordu.

Diğerleri ile yavaş yavaş konuşsam da ülkü ve çağan ile pek konuşmuyordum.

Hatta çağan ile hiç konuşmamıştım.

Benimle konuşmaya çalışmıştı evet ama onu afetmek gibi bir niyetim yoktu.

En azından bir süre daha.

Odamın kapısı açılınca kulaklığımı çıkardım.

Çağan:kapıyı çaldım ama duymadın.

Diyince sorum değil der gibi baktım.

Çağan:gelebilir miyim?

Gecenin bu saatinde neden gelmişti ki?

Önemli bir şey olduğunu düşünerek başımı salayarak gelmesine izin verdim.

Kapıyı kapatıp yanıma gelmeye başladı.

Çağan:sana bunu daha önce söyleyecektim ama malum konuşmama izin vermiyorsun.

Neyi?

Bir şey mi olmuştu?
Birine mi?
Peki kime?

Telaşlı bakışlarımı fark etmiş ve gülmüştü.

Çağan:kimseye bir şey olmadı.

Diyince derin bir nefes verdim.

Bir süre sesiz kaldı.

Artık ne olduğunu anlatabilir mi? Yoksa ben meraktan çatlayacağım da!

Üzerimdeki inadı kırıp onunla konuşmaya karar verdim.

Birkaç kelimeden bir şey olmazdı değil mi?

Sonuçta bir aydan fazla olmuştu onunla konuşmayalı.

Tuana:ne oldu? Yani ne söyleyeceksin.

Sonunda sesimi duymanın mutluluğunu yaşıyor gibiydi.

Dudaklarında minik bir gülümseme vardı.

Minik bir gülümseme diye bir şey mi varmış?

Neyse biz ona masum diyelim.

Derin bir nefes verdi.

Ve dudakalarındaki gülümseme ile gözlerime bakıyordu.

Eyer biraz daha bu şekilde bakarsa-...her neyse.

Çağan:demir.

Dediği ve sustu.

Tuana:nolmuş demire?

Çağan:bir hafta sonra demirin doğum günü.

Tuana:biliyorum.

Çağan:ve demirin çoktandır istediği bir şey olduğu için yatta da kutlayacağımızı biliyorsun.

Tuana:evet. Leya'ya gelmeyeceğimi de söyledim.

Çağan:seni burda tek bırakamam.

Tuana:çocuk muyum ben?

platonik (ÇT)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin