platonik (ÇT)

96. bölüm

Gecenin bir karanlığı.

Tek başıma ay ışığını izliyordum.

Ah tek değildim. Benimle beraber bir canlı daha vardı. 

Benimdi ama benimle değildi.

Mutfaktaki camdan dışarı izlemeye devam ediyordum.

Bir elin karnımdaydı istemsizce.

Sürekli elim karnımdaydı sanki onu korkumak ister gibidyim ona en çok zarar veren bendim halbuki.

Uykum yoktu hiçbir şey yapmak istemiyordum. Sadece biraz erik

Neden bilmiyorum ama çok fazla erik.

Canım birden bire erik çekmiş ve aşağı inmiştim.

Ama yoktu. Bu mevsimde erik olmazdı.  Ama şuna yemezsem olduğum yere bayılacak gibi hissediyordum.

Bunun nedeni neydi bilmiyorum ama o eriği yiyemeden uyuyamayacağımı biliyordum.

Şuan olmasa bile sabah ilk işim gidip erik aramak olacaktı.

Kahve yapmayı planlayarak su ıstım ama canım kahve içmek istemedi.

Dolabın kapağını kapatıp ofladım.

Çağan:ne oldu?

Birden irkilerek arkamı döndüm.

Çağan:korkak.

Dedi yüzüme bakıp soğuktu.

Çağan:ne işin var bu saatte?

Tuana:aşağı inmem yasak mı?

Diye sordum.

Konuşmuyorduk. Soğktu ve haklıydı.

Ayrı gibidyik başka bir odada yatıyor eve geç saatlerde geliyordu.

Bunun benden kaçmak için yaptığını elbette biliyordum.

Bana kızıyordu bunu açık açık söylemiyordu.

Benim bebeği istemiyor oluşum onu hayal kırıklığına uğratıyordu halbuki o çok istiyordu.

Çağan:bu saatte neden tek başına buradasın?

Tuana:kimi çağıracaktım?

Çağan:beni uyandırabilirdin.

Bebeğe zarar vermemden korkuyordu.

Çünkü biliyordu yanlız kaldığım her an ona zarar verecektim.

Bu yüzden yanlız kalmama izin vermiyordu.

Tuana:başka odada yatıp beni umursamayan kocamı mı?

Çağan:bebeğine zarar vermeye çalışıp hamile olduğunu dahi söylemediğin kocana evet.

Güldü ama kızgındı.

Gözünde her an bir kırgınlık vardı ve bu beni üzüyordu.

Ama hiçbir şey yapamıyordum cesaret edemiyordum.

Ne diyecektim? Daha doğrusu ne yapacaktım.

Çağan:her neyse ne istiyorsun?

Kararsız kalsam da en sonunda.

Tuana:erik.

Dedim.

Bir an kaşlarını çattı.

Çağan:ne?

Elerimle oynamaya başladım.

Tuana:erik.

Dedim terkar.