Arda:işimiz gücümüz yok bu yaştaki adama yürümeyi öğreteceğiz amına koyayım.
Dedi sert bur sesle.
Demir:arda abimiz yargı dağtıyor.
Dedi uzandığı yerden.
Arda:bana laf yetiştirmeden önce yürümeyi öğren demir.
Dedi sesindedi ton sertti ama yüz ifadesi dalga geçtiğine işaretti.
Yağız:arda tamam çeksin de görsün cezasını.
Arda:kaç kere uyardım ama şu merdivenlerden koşarak inme diye. Sakalımız yokki sözümüz dinlensin.
Dedi bir abi belki de bir baba gibi.
Ve bir şey fark ettim.
Hepsi büyümüştü.Evet hepimizin yaşı ilerliyordu ama artık eskisi gibi değiltik.
Olgunduk. Arda eğer eski arda olsaydı asla böyle demezdi.
Demir bile büyümüş eski çocukluk halerini silip atmıştı.
Belki hala biraz vardı ama eskisi gibi değil.
Hepimiz büyüyor,gelişiyor,olgunlaşıyorduk. Artık hiçbirimiz eskisi gibi değildik.
Ülkü:çok acıyor mu?
Diye sordu.
Demir:hissetmiyorum ki.
Dediğinde gülümsedim. Arda bile gülüp.
Arda:yemin ederim salak.
Demişti.
Pencerenin kenarında onları izliyordum.
Onlardan gerideydim,uzaktaydım.
Onlarla iletişimimi kesmiş gibiydim.
Onlardan o kadar uzaktaydımki Zeynepin bir oğlunun olacağını çağandan öğrenmiştim.
Leya ile yağızın evlilik kararı aldığını ise nerdeyse yeni öğreniyordum.
Gerideydim işte bu kadar basit.
Hepsi demirin yanındaydı onun yanında olmak isterdim ama gidemiyordum.
Bir şey beni engeliyordu her adım atmak istediğimde kafamda ya rahatsız olursa? Ya istemezse? Gibi bir çok soru geçiyordu.
Derin bir nefes aldım ve yutkundum.
Demir merdivenlerden koşarak indiği için bu sefer dengede duramamış ve yuvarlanmış. Bu sayede ayağını kırmıştı,Leyanın kan diye bahsettiği şey de elindeki vişne suyuydu.
Eh bardakta kırıldığı içim birkaç yerinde kesik izi vardı ama çok fazla derin değillerdi.Çağana döndüm oda dalgın bakışlara bana bakıyordu.
Ona baktığımda ayağa kalktı ve yanıma geldi.
Çağan:istiyorsan gidebiliriz.
Dedi yanıma gelip benim gibi cama yaslanırken.
Gitmek istemiyordum ki.
Tuana:hayır sorun değil.
Dedim sadece buraya gelmek isteyen bendim onun nasıl olduğunu görmem gerekiyordu çünkü.
Leya:en azından bir şeyler ye.
Dedi bir abla gibi.
Leya:sabahtan beri hiçbir şey yemedin tuana.
Çağan:kahvaltı yapmadın mı?
Diye sordu hızla.
Tuana:aç değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
platonik (ÇT)
Science FictionYeni başladığın okulda kimsenin konuşmaya cesaret edemediği sadece okulun zorbalarıyla takıldığı çocuğu ilk gördüğün an aşık olup yılarca plotonik olarak seversen ne olur?(bu kitap tamamen kurgudan ibarettir,bir ship üzerine yazılmıştır)