" ÖLÜYOR!!"
Hacılar buna inanamadı. Tripitaka utangaç bir tavırla konuştu.
"İmkansız"
"Kesinlikle. Bu da onun başka bir aptal şakası olsa gerek..."
Dedi domuz iblis sözlerinden emin olmayarak. Macaque yanıt olarak ona ölümcül bir bakış attı, ardından hala bir ceset gibi görünen Wukong'a baktı. Yüzünde kurumuş kan vardı ve bakışları sakin olmasına rağmen ağlamaktan gözleri şişmişti. Onu hala kollarında tutan savaşçısına kesintisiz baktı. Wukong hala acı içinde olsa da o anda onun için ay dışında hiçbir önemi yoktu. Birkaç yıldır görmek, dokunmak, onunla birlikte olmak istediği ay. O anda onun dünyası Liuer'di. Hala aynı kırmızı atkıyı takıyordu. -heh hala hiçbir şeyi değiştirmedin..- diye düşündü Wukong, nazikçe gülümsedi.
"Sorun değil Liuer..." dedi Wukong.
"Bunu söyleme bile. Bu hiç doğru değil!" dedi Macaque.
"Bu kaderdn kurtulmayı o kadar çok istedim ki... Ama görünüşe göre olmadı..." bunu basit bir meseleymiş gibi gülümseyerek söyledi.
"Bunu yapmana izin vermeyeceğim...Anladın mı? Hala zaman var!... Yapabilirim...Sana yardım edebilirim"
Bu sözleri söylerken savaşçının gözlerinden yeni gözyaşları, üzüntü ve acı yaşları aktı. Macaque adaletsizliği hissetti, bubu kabul etmek istemedi. Güneşin dışarı çıkmasına nasıl izin verebilirdi? Hayatını aydınlatan güneşi. Hayır yapamaz. Bir şeyler yapması gerekiyor. Ama ne? Bir nehir iblisi onu düşüncelerinden kurtardı.
"Belki Guain yardım eder? Evet ne yapacağını bilir."
Diye düşündü, Wukong gelini stilinde şefkatle tutup onu kaldırdı.
"Bulutların üzerinde uçacağız..." dedi sarışın maymun güçlükle.
"Hayır, çok yavaş olacak. Bundan hoşlanmadığını biliyorum ama bunu yapmak zorundasın."
Savaşçısı ciddi bir şekilde yanıtladı. Wukong gömleğini sanki her an düşecekmiş gibi sıkıca kavradı ve başını Macaque'ın göğsüne yasladı; Macaque hafifçe, neredeyse belli belirsiz bir şekilde gülümsedi. Hala her şeyi atlatamayan hacılara sırtını döndü. Ama koyu saçlı maymunun umurunda değildi. Önemli olan yalnızca Wukong'du ve yaptıkları için üzgündü. Savaşçı ve kral gölge portalından geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARDIM
ActionBaşındaki tac onu öldürecek hale getirmişti. O Tac onun başından çıkarılmalıydı.