FİNAL💫

3.4K 136 31
                                    

                                            **YAZAR ANLATIMI**

Kaç gün geçmişti? Kaç gece kaç sabah olmuştu Mirzan ailesi için?

Saymamışlardı, sayamamışlardı.

Altı aydır kaldıkları hastane onlara ev olmuştu adeta.- Altı aydır aynı duvarlarla bakışıyor, aynı hemşireleri fakat farklı hastaları görüyorlardı. 

İyileşen insanlar gidiyordu. Ama onlar aynı koltukta oturmaya devam ediyorlardı.

Herkes mahvolmuştu. Herkes bitkin düşmüştü.

Hepsi umudunu diri tutmaya çalışsa da kötü düşünceler hiçbirini rahat bırakmıyordu. 

Yetmez miydi bu kadar acı, hüzün?

Kaybediş?

Flora bir türlü uyanmıyordu. O acı günden sonra bir daha açmamışı gözlerini.

Doktor ilk iki ay hiç birini odaya almamış ve görmelerine izin vermemişti enfeksiyon bakımından. 

Ama aradan geçen günler sonrasında ısrarlar doğrultusunda görebilmişlerdi Flora'yı.  Gerçi Flora o sırada yoğun bakımdan da çıkmıştı ama yine de gözlerini açmamıştı. Doktor bunun beynin kendini korumak için kapattığını söylemişti. Flora hala kendini bir kötülüğün içinde zannediyordu.

Kafasında kocaman bir sargı vardı. Ağzında, göğsünde bir sürü renk renk kablolar vardı. Kolları morarmıştı. Yüzü ona hiç yakışmayan bir şekilde solgundu. 

Ailesinin ölümünden sonra külleri o uçurum kenarından savurmak için gittiğimizde hiç biri tahmin edememişti aslında Flora'nın böyle bir şey yapabileceğini.

Kafasını taşa vurmuştu tam suya atlamadan önce. Suyun yüzeyinde oluşan kırmızılığı gördükleri zaman tüm Mirzan erkeklerinin içini büyük bir korku kaplamıştı. Ve bu korku Flora'nın uyduğu her saniye devam ediyordu.

Daha yeni buldukları kız kardeşlerini bu kadar kolay bırakamazlardı. Ondan bu kadar kolay vazgeçemezlerdi.

Ali Erdem kız kardeşini suda görür görmez peşinden atlarken belki de son kez kız kardeşiyle göz göze gelmişti. 

Nasıl kız kardeşine ulaşmıştı hatırlamıyordu. Nasıl çıkarmıştı onu sudan hatırlamıyordu.

Döktüğü göz yaşlarını hatırlamıyordu.

Tek bir şey biliyordu ki o da kız kardeşini çok özlediğiydi.

Miran Efe ise hiç bir zaman bu kadar soluksuz kaldığı bir zamanı hatırlamıyordu.

Altı aydır sadece ayrım nefesler ile yaşıyordu sanki. Neşesi yerinde yoktu, gülüşleri onu terk etmişti.

Mahvolmuştu.

O uçurumda suyun üzerinde gördüğü kan her gece kabuslarını oluşturuyordu. Sürekli aynı dönüdeydi.

Flora atlıyordu ve bütün her yer kırmızıya dönüyordu.

Gökhan ve Hazar da ne kadar dağılmış olsalar dahi abilerine, babasına tam desteği sağlayan onlardı. Onların bir şey yemeleri için uğraşıyorlar, ne kadar itiraz etseler de bir kaç saat uyumaları için onları ikna etmeye çalışıyorlardı. 

Hakan bey ise muhtemelen en kötü olanlarıydı. Kızının suda'ki o halini görünce kalp krizi geçirmiş ve bir ay yoğun bakımda kızının yanında kalmıştı.

Bir ayın sonunda ise normal bir odaya alınmıştı ama o yatağında dinlenmek yerine her oğulları gibi yoğun bakımın karşısında ki rahatsız koltukta gözlerini kapıya dikip oturmaya devam etmişti.

BİR İSPANYOL MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin