BÖLÜM 33 : SAVAŞ

613 70 13
                                    

Carleen, odadaki yatağın köşesine oturmuştu. Aragon'da tam karşısına bir sandalye çekmişti. "Duyacaklarına hazır olup olmadığını bilmiyorum ama artık bu işin içindeysen her şeyi yapacağını varsayıyorum." Carleen, çoktan kabullenmişti zaten savaşmayı. Kaçmaktan ve saklanmaktan yorulmuştu. Hayatı için kumar oynuyordu belki ama bu onu rahatsız etmiyordu. Tam aksine içi huzur doluydu. Kendisi için savaşacaktı. 

"Ben uzun zamandır Gale'i araştırıyorum. Yaklaşık altı senedir Dunya'yı Gale hakkında bilgi toplayabilmesi için sarayda köstebeğim olarak tutuyorum. Buraya gelmeden önce yine Dunya'nın söylediği konumun çevresini araştırıyordum. O sırada bir kulübe bulduk. İçinde kafes olan bir kulübe." 

Carleen, gözlerini bir saniye dahi ayırmıyordu Aragon'un gözlerinden. Eski anıları aklında canlansa da onlar sadece birer yaşanmış imgeydi. Onlardan korkmuyordu. Korkmamalıydı. 

"Bunun üzerine Dunya ile tekrar buluştum. Ona kayıp kişileri araştırmasını söyledim. Bana senin hakkında eksik ve yanlış da olsa birkaç bilgi verdi. Köye geldiğimde senin buralı olmadığını anladım. Köye nasıl geldiğin, ne halde olduğun, annemle neler yaşadığın, kaç aydır burada olduğun kısacası her şeyi öğrendiğimde Dunya'nın dediği birkaç bilgi ile uyuştuğunu fark ettim. Beni kurtardığın günde zehri bilmen ilgimi sana daha çok yöneltmeme sağladı. Bende senin zindana atılmanı fırsat bilip himayem altına aldım. Sen himayem altındayken benimle konuştuğun, bildiğin her şeyi kontrol ettim. Tesadüf olamayacak kadar fazla saray eğitimine yakın eğitimin vardı. Üstelik seni her zorladığımda telaşlanıp başka yalanlar söylüyordun. Senin kafeste tutulan kişi olduğunu anladım ama bunu sana soramazdım. Kaçma ihtimalin vardı, senin için zordu ayrıca. Anlatırsan tekrar aynı acıları yaşatmak istemedim sana. Bu yüzden Dunya'dan haber bekledim."

Carleen, kendi hayatı içerisinde boğulduğunu hissetti. Hiçbir şey onun kontrolünde değildi. Bir şekilde etrafındaki insanların onu hükmettiğini düşündü. Aragon dahil herkesin onun hakkında planları vardı. Herkesin isteğine göre bir yerlere sürüklenmekten usanmıştı. 

"Seninle merkeze gittiğimiz gün, yaralarını ilk gördüğüm gün... Ben, sen uyuduktan sonra tüccara gittim. O sırada babanla karşılaştım."

"Babam mı? Neden oradaymış? Yoksa o beni bulup Gale'e teslim etmek için mi arıyordu?"

Carleen'in kimseye güveni yoktu artık. Babası bile ona yüz çevirmişti. 

"Hayır. Seni arıyormuş burası doğru ama teslim etmek için değil seni kurtarmak için. Dunya'yı en başından beri biliyormuş. Senin hakkında araştırma yaptığını öğrendiğinde Dunya ona olanları anlatmış. General Edwan seni bulduğumu düşündüğü için beni bulmak istemiş. Bana her şeyi anlattı. Başına neler geldiğini, kafese girmeden önce ne yaptığını, nasıl bir kız olduğunu. Seni görmek istedi ama buna izin veremezdim. Tehlikeye girebilirdin. Üstelik kimseye güvenmiyordun. Bana güvenmeni sağlamalıydım ki bu sayede ilerde öğreneceğin şeylerde bana yardımcı olabilirdin." 

Aragon, utanıyordu. En başından beri çıkarı için yaklaştığı bu kıza gerçekleri anlatırken, düşündüklerini söylerken utanıyordu. Kazandığına inandığı güveni kaybetmek istemiyordu. Carleen ise babasının ondan vazgeçmediğini öğrenmesiyle yeniden doğmuş gibiydi. Ailesinin onu istemediğine olan inancı tüm yaşam enerjisi emerken bir anda tekrar can gelmişti. Kırılan yanlış inanç sayesinde tekrar ışığı görüyormuş gibiydi. 

"Siz, gerçekleri öğrendikten sonra biraz da olsa beni korumak adına tereddüt etmediniz mi lordum?"

"Neden tereddüt edeyim Carleen? Bilerek mi zarar vermek istedin Derek'e? Bunun cevabının hayır olduğunu ikimizde biliyoruz. Senin neden bizden farklı olduğunu bilmesem de bu farklılık korkulacak ya da endişe edilecek bir şey değil. Beni Gale'e kıyaslayıp durmazsan sevinirim. Burada ki kimse Gale değil. O adam senden korktuğu da yok gerçi. Sadece sen onun için bir oyuncaksın. Senin korkunç biri olduğunu kabul etmen için yıllardır sana neler yapmış farkında değil misin Carleen? Sen sırf kendini bir yaratık olarak gör diye küçüklüğünden beri sana yapılan tavrı, şiddeti onaylamış. Böylece acizlik hissine kapılıp kendini savunma istemiş. Sen ne kadar kendinden korkarkarsan bir başkasının seni yönetmesine izin verirsin. O adam sadece seni daha kolay yönetmek istemiş. Sen ne korkunç bir insansın ne de bir yaratıksın. Bunu sakın aklından çıkarma." 

EJDERHA CADISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin