BÖLÜM 13 : EMBER

739 83 10
                                    


Üç gündür bu köydeydi Carleen. Ela gözlü adamın prens olduğunu öğrendiği günden beri görmemişti. Dean ismini unutmamıştı Carleen ki nasıl unutabilirdi ki. Dean o gün verdiği sözü tutmuştu ve Carleen için birini göndermişti. Önce kulübeye oldukça uzun ve kalıplı bir adam girmişti. Yüzünde bir yara izi vardı. Kaşından,üst dudağına kadar derin bir kılıç iziydi. Korkutucu bir duruşu olan o adam zincirlerini tek bir hareketle açmıştı ve sessizce odadan çıkmıştı. Bu sürede Lauren sadece izlemişti. Odada bulunan yaşlı kadın Dean'ın dediği gibi gerçekten çok maharetli biriydi. Önce yaralarını iyice analiz etmişti.

Öyle büyük bir yarası yoktu zaten Carleen'in. Sadece ayak tabanları parçalanmış durumdaydı. Önce yaraları temizlemiş ve hazırladığı ilaçları sürmüştü. Ağrı kesici ve iyileşmesi için birkaç bitki karışımından hazırlamış olduğu ilacı içirmişti. Bu süre zarfında hiç konuşmamış, soru sormamıştı. Sadece işi ile ilgilenmişti. Yaraların birkaçına bakarken duraksamış bazılarında şaşırmıştı. Carleen herhangi bir şeyden şüphelenecek ve onu göndertecek diye çok korkmuştu. En çokta şüpheli ve tehlikeli biri gibi görülüp tekrar bir kafese koyulacağı düşüncesi o kadar korkutmuştu ki bunu düşünürken bilincini kaybedecek duruma gelmişti. Neyse ki herhangi bir durum olmamıştı. Lauren korkusunu hissetmiş ve ona sakinleştirici vermişti.

Sonra derin bir uykuya dalmıştı Carleen. Uzun süredir yattığı en rahat yerdi ve huzur doluydu. Carleen'i i öyle bıraksalardı hiç kalkmazdı. Sedye bile ona kuş tüyü bir yatak gibi gelmişti. Ne kadar uyuduğunu bilmese de küçük fısıltılar ve etraftaki hareketlilik hissiyatı onu kaldırmıştı. Gözlerini açtığında bir çift koyu kahverengi meraklı gözlerle karşılaşmıştı.

O kadar yakındı ki gözleri gördüğü an geriye sıçramıştı. Bu sıçrayış hem onu hem de kahverengi gözlere sahip kadını korkutmuştu. Zayıf ve uzun bir kadındı. Siyah renginde ki saçları beline kadar uzanıyordu. Saçları beline doğru kıvrılarak iniyordu. Kumral bir tene sahipti. Yüzü o kadar temiz ve parlaktı ki Carleen onu dünyanın en güzel kadını olduğunu düşünmüştü. Kadın durumu daha sonra idrak etmiş ve tüm mimiklerini kullanarak gülümsemişti.

Carleen karşısındaki kadını o kadar güzel bulmuştu ki eğer bir erkek olsaydı mutlaka bu kadınla evlenmek için elinde geleni yapardı. Kadın Carleen'e Prens Dean'ın onu gönderdiğini ve yardımcı olmak için geldiğini söylemişti.

İsmi Ember'dı. Carleen ne kadar tedirgin olsa da Ember onu yatıştırmasını biliyordu. Lauren'den de izin alarak Carleen'a yarımcı olmak için kendi evine götürdü. Yol boyunca Carleen'i sıkıca tutmuş ve ona dayanıp yükünü vermesini söylemişti. Carleen ayakları o kadar çok acıyordu ki Ember yapması gerekeni söylemese dahi ona yaslanacaktı. Carleen etrafına bakmak için başını kaldırdığında her yerin ateşle aydınlatıldığını gördü . O kadar şahane bir manzaraydı ki izlemekten kendini alamadı. Eve varmaları çok sürmemişti ama Carleen daha fazla dışarıya bakmak istiyordu.

EJDERHA CADISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin