31.Bölüm|Yanan yürekler

7 3 0
                                    

Biraz kısa oldu ama sınav senemdeyim onlara çok değer veriyorum onlardan kopamıyorummmm...
Keyifli okumalarr oy ve vote atmayı unutmayın🕯
╚══════✮❁•°❀°•❁✮══════╝

 Keyifli okumalarr oy ve vote atmayı unutmayın🕯╚══════✮❁•°❀°•❁✮══════╝

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yekta benim omurgamı kırmıştı. Yalandı herşey başından beri yalanmış sevgisi, öpüşü, dokunuşları, o güzel sözleri hepsi yalandı bende kanmıştım. Nasıl yalan olurdu o bakışlar peki? Düşünmek istemiyordum.

O gitmezdi o benim gitmemi sağlardı o benim gitmemi sağladı o onu seviyordu o ona aşıktı. O bana boş bakmıştı artık içimden yekta demek gelmiyordu artık rüzgardı benim için. Demişti bir keresinde rüzgar acımasızdır diye yekta kimsenin canını yakmazdı ama rüzgar yakıp geçerdi heryeri beni de.

Yakmıştı yıkmıştı hemde bir bakışıyla sözleri canımı yakmamıştı o kadar ama o bomboş gözleri beni paramparça etmişti, tuzla buz etmişti.

Arkamdan aşkının doruğun seslerini duyuyordum ama duramıyordum da nereye gidiyordum? Onu bile bilmiyordum. Bilmediğim bir yerdeydim. Heryer karanlıktı hayır aslında güneş vardı neden bana karanlık geliyordu heryer? Denizin sesini duyuyordum. Ben denizden korkardım ki. Denizin sesi onun sesi gibiydi denizde beni hiç sevmediğini söylüyordu. Susmalıydı susmuyordu. Kafayı yemek üzereydim sesi heryerdeydi bomboş gözleri her yerdeydi artık ayakta durmakta zorluk çekiyordum.

"Kelebeğim yalvarıyorum dur." bir kol dolandı koluma bu benim için son darbeydi yığıldım ayakta duramıyordum.

"Aşkın susmuyor aşkın lütfen sustur onu aşkın babamı haklı çıkardı aşkın kafayı yiyorum aşkın deniz benimle konuşuyor aşkın." daha fazla dayanamazdım galiba aşkın bana öyle bir sarıldı ki gözyaşlarım benden habersiz akmaya başladı yavaş yavaş aktılar sonra bir sele dönüştüler bağıra bağıra çığlık atarak ağlamaya başladım farkındaydım bu saatten sonra asla aynı ben olmayacaktım. Beni sarıp sarmalayan kollar aşkınındı rüzgarın değildi. Beni bu hale sokan kişide oydu zaten ne kadar süre öyle durdum ağladım bilmiyordum ama doğrulduğumda benimle beraber aşkında ağlıyordu o benimle ağlardı benim acım onun acısıydı. Elimi fark ettim onu tırmaklamıştım kollarını mahvetmiştim ama o canım yanıyor diye ağlıyordu bana ağlıyordu. Bu sefer ben ona öyle bir sarıldım ki ikimizde hıçkırıklarımızda boğulduk.

"Güzel kelebeğim onu mahvedicem sen merak etme onu öldürücem sil gözyaşlarını ayağa kalkma vakti. Ben varım asla gitmem onu da gebetmeden asla durmayacağım."

"B-biraz daha ağlayabilir miyim canım çok yanıyor."

"A-ağla ağlarım ben seninle hatta gerekirse sen ağlama ben ağlarım ağla kelebeğim."

-Saatler sonra-

Uyuya mı kalmıştım? Burası neresiydi? Bu tavanı tanımıyordum. Başımı yumuşak şeyden kaldırdım pardon aşkının göğsüymüş.

CEVAPSIZ SORULAR (DÜZENLENECEK) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin