14.BÖLÜM: SEVGİLİ KARDEŞİM (düzenlendi)

5.6K 317 100
                                    

"Yaklaşık 4 gündür uyuyorsunuz "

"Ne!?"

..................

Ne demek 4 gündür uyuyorsunuz! Şok olmuş bir şekilde bir Barlas'a bir doktora bakıyordum.

"İç kanamaya bağlı olarak 4 gündür uyuyorsunuz Mehir hanım , herhangi bir hayatı tehlikeniz olmadığı için sizi normal odaya aldık 4 gündür de damar yoluyla besleniyorsunuz." Doktor konuşmasına devam ederken ben hala şaşkındım fakat olanlardan sonra aslında Barlas'ı geçtim kendime nasıl bakacaktım. Bütün bunları bilinçsiz yapmış olsam bile sonuç olarak ben yapmıştım. Bu korkunçtu. Ellerim ve ayaklarım dikişler içindeydi. En ufak bir hareketimde bile ağrıyorlardı.

Doktorun sözünü kesip soru sordum,

"Kollarımı ve ayaklarımı hareket bile ettiremiyorum ne zaman iyileşeceğim?" diye sordum.

"Hemen iyileşmeniz tabiki imkansız fakat verdiğimiz ilaçları kremleri düzenli olarak kullanırsanız yakın zamanda deriniz kendini yeniler daha sağlıklı olursunuz, şuan ayağa kalkıp yürüyemezsiniz dikişleriniz ağrıyabilir hatta ve hatta açılabilir bu yüzden sizi uzun bir süre burada misafir edec-"

"Gerek yok evde doktor var." diye Barlas doktorun sözünü kesti,

"Ama efendim Hanımefendinin dikişler-"

"Aması falan yok doktor biz bakarız hastaya gerekli ilaçları falanda neyi varsa yaparız." Bu adam iflah olmazdı!

Doktor "Peki efendim hanımefendiyi muane ettikten sonra götürebilirsiniz. "Doktor yanıma gelip kollarımı hafif hareketler yaparak muane etmeye başladı. Kolumdaki bi dikişin yanına hafif bastırınca,

"Ahhh!!" diye yüzümü buruşturdum ciddi anlamda canım yanmıştı, ben ve doktoru bi anda ürken şey ise Barlas'ın bağırmasıydı,

"Yavaş olsana!" Sanane be adam! Hem suçlu hem güçlü tabiri kesinlikle Barlas'ı anlatıyordu. Yaptıkları yüzünden kendimden geçmiştim.

Sıra ayaklarıma geldiğinde Barlas pür dikkat bizi izliyordu. Doktor yavaş yavaş dikişlere dokunup ağrım veya sızı varmı diye sorarken Barlas tekrar bağırdı.

"Ne diye dokunuyorsun lan kıza!!!" artık benimde doktorunda sabrı taşmıştı. Doktor içinden la havle çekince ister istemez güldüm. Barlas'ın ise bakışları bendeydi ben gülünce hep kasık olan o çenesi ve yüzü gevşemişti. Baya çökmüştü, kilo verdiğine göre yemek yemediği belliydi. Göz altlarının şişliği ağladığının kanıtıydı. İçimden yumuşasam bile hayatımı mahveden birisine hiç bir mecburiyetim olmamasına rağmen bana sözleşme sunan ve en önemlisi beni kendime zarar verecek kadar delirten birisine yumuşak davranamazdım.

Doktorun her dokunuşunda Barlas'ın yüzü kızarıyordu, her an bir şey çıkartmasından korkuyordum, köşede sinirle karışık kıskançlık krizi geçiriyordu sanırım.

"Yeterince iyi görünüyorsunuz Mehir hanım, taburcu olabilirsiniz fakat dediğim gibi ayağa kalkmak yok dikişlerinizin bazıları 4 gün geçse bile hala taze kendinizi yormayın ve sağlıklı beslenin, tekrardan geçmiş olsun." diyip odadan çıktı doktor. Barlas hala bana bakarken ben ellerimi parmakları sıkıyordum. Başımı çevirdiğimde Barlas hala bana bakıyordu sanki konuşmamı bekliyordu.

Stresten dudaklarımı ısırdığımda uyarıcı bir sesle bağırdı

"Isırma!" anında dudaklarımı serbest bıraktım. Aniden bağırınca ve hareket edince baya korkuyordum. Sinirle Barlas'a baktım o ise bana hala ciddiyetle bakıyordu. Üstümde hastane kıyafetleri vardı üstümü değiştirmem gerekiyordu.

RUHUMDAKİ KARANLIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin