Herkese selammm. Nasılız bakalım?
Sizi bölümle baş başa bırakıp gidiyorum. Beğenmeniz dileğiyle hepinize iyi okumalar diliyorum ♡4.BÖLÜM: SENİ BIRAKMAYACAĞIM
"Bana dokunmasını istemiyorum!"O adamın odadan gitmesinin üzerinden yaklaşık iki saat geçmişti ve ben açlıktan kıvranıyordum tavanda saat olmasa saati bile bilmeyecektim şaka gibi! Bundan bir saat önce bir koruma gelip kilidi çözmüştü fakat bende kendimce trip atıyordum. Tâ ki başım dönene kadar...
Her yeri ikişer görmeye başlamıştım. Her yerden iki tane vardı sanki ve inanılmaz başım ağrıyordu. Açlığın bu denli rahatsız edeceğini düşünmemiştim. Duvara tırmana tırmana kapıyı açtım ve beni çok büyük bir salon karşıladı duvarlara tutunuyorum çünkü önümü bile bulanık görüyordum hiç kimse yoktu ne yapacaktım?
Merdivenleri zar zor indim fakat dayanacak gücüm kalmadı tam o sırada dış kapı açıldı içeriye o adam ve korumaları girdi bense onlardan iki üç metre uzaktan tam önlerindeydim. Gözlerim kapanmaya inat ederken bacaklarım gücünü yitirdi.
Fakat başım yere değil yumuşak bir şeye düşmüştü.
Yazarın anlatımıyla...
Barlas hala ânın etkisindeydi, şirket için çağırdıkları zaman şirkete gitmiş ve Mehir'i unutmuştu. Aklına Mehir'in gelmesiyle hızla şirketten çıkıp eve gelmişti fakat gördüğü şey gözlerinin önünde bayılan bir Mehir'di.
Barlas Mehir'in düşmesine az kala yerle başı arasına elini koymuştu.
Mehir'e dokunmak ipeğe dokunmak gibi gelmişti fakat kendini hemen anın etkisinden kurtarıp Mehir'i kucağına alıp kaldığı odaya götürmüştü.
Korumalardan birine "Doktor çağır!" dedi bağırarak sinirli bir şekilde. Asıl siniri korumalara değil kendineydi.
Bu kıza neden yardım ettiğini bilmiyordu sadece vurulduğu için kendini sorumlu tutuyordu o vurmamasına rağmen...
Doktor geldiğinde Barlas odadan çıktı. Kendi odasına gitti kravatını ve ceketini bir çırpıda çıkarttı sinirliydi yatağının önünde olan koltuğa oturdu başını ellerinin arasına alarak,
"Beynimi sikiyim piç herifin tekiyim!" dedi kendine kızgındı Barlas her zamanki gibi...
2 saat olmuştu ve Barlas koltukta uyuya kalmıştı. Mehir ise odasında yeni yeni gözlerini açıyordu. Başını hafif kaldırdığında koluna takılı olan serumu gördü. Serumun poşetine baktığında bitmişti. Yavaşça kolundaki bandı çıkarttı. Üstünde hala beyaz elbisesi ve siyah pantolonu vardı. Beyaz elbisesinin çoğu kan olmuştu ve çamur içindeydi. Kan kokusu midesini bulandırıyordu. Derinden bir nefes alarak yataktan kalktı Mehir acıkmıştı, ve bu yüzden de midesi bulanıyordu. İki dakikaya bir şey yemezse kesin tekrar bayılacaktı.
Ayağa kalktığında yatağın az ilerisinde dolabın önünde siyah poşetleri fark etti. Yanlarına gidip poşetin hafif çamura bulanmış parmaklarıyla poşetin içini araladı. İçinde bir sürü beyaz siyah ve krem renginde kıyafetler vardı.
Eline aldığı krem renkli kazak çok güzeldi. Etrafa bakındığında bu oda normal bir odaydı bir kızın odası olma ihtimali yoktu yüksek ihtimalle buraya bunları o adam bırakmış olmalıydı. Öküz möküz ama düşünceli diye geçirdi içinden Mehir. Sonra ne dediğinin farkında varınca kendine geldi. Diğer poşetin içinde iç çamaşırlar vardı. Bu yüzünün biraz kızarmasına ve nefesini tutmasına neden oldu. Hızla içlerinden bazılarını aldığında bir de kalın siyah bir kot pantolon aldı. Duş alabilir miydi? Diye düşündü. Az ileride fark ettiği siyah kapı banyo olabilirdi. Kapıyı açtığında buranın giyinme odası olduğunu anladı. Raflar bomboştu. İçeride küçük bir pencere dışında bir şey yoktu ve biraz daha ileride bir kapı daha vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMDAKİ KARANLIK
Genç KurguSiz hiç kayboldunuz mu? Ben kayboldum hemde kendi yarattığım karanlıkta... -Mehir AKSÖZ Eskiden karanlıktan korkardım, korkumu yenmek için bende karanlık oldum. Korktuğum ne varsa ona dönüştüm... ...