26/İkinci Kere Yeni Hayat

39 6 0
                                    

Bir iki saat onları yalnız bıraktım. Resmen bağıra çağıra tartışıyorlardı.

Bir süre sonra sıkılıp bahçeye çıkmıştım, çıkmadan önce Yakut'un bahçede olup olmadığını kontrol edip, bahçede olduğuna emin olduktan sonra hızlıca iki kahve yapıp öyle çıkmıştım.

Gecenin birine doğru evden bir kırılma sesi duyuldu, Yakut büyük temenni ile, "İnşallah Ekin'in kafasında bir şeyler kırıyordur." diye söylenmişti.

"Neden böyle bir şey istiyorsun?" yeşil gözler yüzüme döndü, donuk bir bakışla, "Çünkü canım öyle istiyor Elzem." diyerek konuştu.

Sâkin bir ifadeyle konuşmasına devam etti: "Ondan, onu lisede ilk gördüğüm günden, yanıma oturduğundan beri nefret ediyorum, yüzünü görmeye tahammül edemiyorum."

Ellerimi iki yana açtım, "İyi de, nede? " dedim. Yakut, "Annem ve babamın parçalarının tek tek ayrılmasına babası sebep oldu..." diyerek beni dumura uğrattı.

"Babasından kaçıyor yıllardır, yoksa bir İstanbul beyefendisinin ne işi var Siirt gibi bir yerde?"

"Bilmem? "

"Çünkü biliyor, babasının durudurulamadığını biliyor, korkuyor. O çok kıymetli canına bir şey olacak diye aklı çıkıyor."

"Babası ona neden zarar versinki?"

"Annesi Ekin'i doğururken öldü, babası da bu yüzden Ekin'i sevmiyor gördüğü yerde öldürmeye çalışıyor."

"Sen niye bir şey yapmıyorsun?"

"Bu mevzu beni ilgilendirmiyor da o yüzden."

Başımı salladım, "Ben, özür dilerim. Ekin için senin karşına durdum..." dedim. Ondan özür dilemiştim çünkü en çok o hak ediyordu. Kaşlarını çattı, "Sorun değil, ben o mevzuyu çoktan unuttum." dedi.

"Eskisi gibi olabilir miyiz?" tedirgin bir ses tonuyla sordum. "Gülüp eğlenebilir miyiz, çok etmedik ama sohbet eder miyiz?"

Omuz kaldırdı, "Zaman gösterecek onu, birde bu şaşaalı hayattan uzaklaşmayı başarmış olman." dedi. Başımı çevirip, ışıkları yanan büyük eve baktım, Yakut haklıydı sanırım bu hayat bana uygun değildi. Lüks, şaşaa, pahalı markalar, evler, arabalar, mağazalar, kazanılan paralar... Bana fazlaydı. Mutluydum, en azından kendi paramı kazanıyordum ama bu kadarı çok fazlaydı. Zaten içim hiç rahat değildi, bedava bir şekilde daha yeni tanıştığım bir adamın evde kalmaktan.

Sonu da belli olmuştu. O tanımadığım adamı belki bir daha hiç tanımamış olmayı dileyecektim,

"Bu evdeki eşyaları satacağım, evi de Ekin'e bırakacağım. Sonrasına da bakarız. Nerede yaşayacağımı bulana kadar bir otelde     kalırım."

Derin bir nefes aldı Yakut, "Sen bilirsin. Kapım sana her zaman açık, yani ben İstanbul'a gidene kadar..."

"İstanbul mu?"

Başını salladı, "Evet, İstanbul'a tayinim çıktı, iki haftam var." dedi. "Ben ne yapacağım?" dedim.

"Teyzemgil burada kalacak, ikinci defa düzen bozamazlar, bir sorunun olduğunda da ya oraya gidersin ya da beni ararsın."

"Gitmesen olmaz mı?"

"Sen benimle gelsen olmaz mı, orada beraber bir hayat kursak? "

"Anlamadım, nasıl bir hayat?"

Ellerini kollarıma koydu, "Diyorum ki, aile olalım mı, evlenelim mi?" dedi. Yutkundum, başımı öne eğdiğimde, çenemi tutup kaldırdı, "Yapamam dersen kırılmam."

"Düşünmeliyim, bana biraz vakit verebilir misin?" dedim. Başını salladı, "Olur da kararını vermiş olduğunda burada değilsem ara beni. Gelebilmen için her şeyi yaparım." dedi. Gülümsedim, "Telefonum Ekin'de." dedim.

"Al teyzemden cep numaramı..."

Biz gülüşerek geleceğimizi planlar yaparken, hayaller kurarken evin kapısı açıldı, Işık elinde benim telefonumla yanımıza geldi. "Eşyalarını adamlarım toplayacak, sen bu gece benim evimde kalacaksın. Yakut Komutan dikilme kazık gibi bin arabaya." diyerek ikimize de emirler yağdırdı.

Arabaya bindik, Yakut şoför koltuğunda, Işık arka koltuklarda bende Yakut'un yanında oturuyordum.

Hiç konuşmadan İstanbul yoluna düştük. Yakut'a baktım, gülerek "Işık İstanbul'da yaşıyor." dedi. "Sende bizimle geliyorsun." Işık'ın gözüne baktım, "Üzerimde bunlarla o kadar yolu mu gideceğim?" dedim.

"İleride petrol istasyonu var, orada üzerini değiştirmen için duracağız, seni rahatlıktan mağdur bırakmam."

Yakut'un sesini özlemiştim... Belki gözlerini, gülüşünü, bakışını, kibarlığını ya da komutanlığın verdiği otoritesini özlemiştim.

Önemli olan şey ise ben Yakut'u özlemiştim. Onun yanındayken hissettiğim duyguları, huzuru...

Onun yanındaki varlığımı özlemiştim ben.














Mütemmim CüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin