44/ Aydeste Çekiç

17 2 0
                                    

Akşama doğru, Serhat hakkında ne öğrenmemiz gerekiyorsa öğrendik.
Eski tanıdıklardan biri bana, iki hafta öncesine ait bir mobese kayıt diski göndermişti. Diskin içinde, Ekin'in ortadan kaybolduğu güne ait bir video vardı.

Çok yoğun trafik esnasında bir iki adam gelip Ekin'i arabasından zorla alıyordu.

Ekin'i bayıltılarak bir arabaya bindiriyorlardı. Arabanın plakası, Serhat'ın üzerine kayıtlıydı

Bu yüzden Serhat'ı araştırma gereği duymuştuk, başından beri şüphlenmekte haklı olduğum için kendimle içten içe gurur duyuyordum.

Mert dosyayı karıştırıyordu, bir ara bana kısa bir bakış atıp yutkundu. O dosyayı incelerken ben de videoyu başa sarıp tekrar tekrar izliyordum.

En ufak bir ayrıntıyı bile kaçırmak istemiyordum.

***
Nikah masasına oturduğum andan beri kalbim küt küt çarpıyordu, Serhat da benim gibi gergindi. Bana gerçekten sahip mi çıkacaktı yoksa başka bir planı mı vardı bilmiyordum ama şuan aşırı korkuyordum.

O günkü gibi bir yüz ifadesi yoktu, başka bakıyordu. Sanki tüm istediklerini almayı başarabilmiş kötü adamlar gibiydi. Yasir gibi bakıyordu etrafa, o da istediğini aldığı zaman böyle bakardı.

Kapıdan gelen bir kişi olsun, o kişi Yakut olsun istiyordum şuan. Göz ucuyla Serhat'a baktım, o da benim gibi kapıyı izliyordu.

Nikah şahitleri ve nikah memurunun geldiğini gördüm, onunla aynı anda ayağa kalktım.

Herkes yerine oturdu, Serhat yangından mal kaçırıyor gibi davranıyordu. Nikah alelacele kıyılmıştı.

Ne olduğunu, nasıl olduğunu anlamadan evlenmiştim az önce... Hem de Yakut'tan başka biriyle.

***
Mert'in bana gösterdiği dosyadaki küçük ayrıntıya baktım, "En son Elzem Çekiç ile birlikte nikah günü almış. " dedi, "Bugün, şimdi mi evleniyorlar?" dedim.

Yutkundu, "Sanırım öyle..."

Yüzüne baktım, "Senin bundan haberin var mıydı?" dedim. Başını iki yana salladı, "Elzem'in Serhat'la birlikte çalıştığını biliyordum ama böyle bir mevzu olduğunu bilmiyordum." dedi. Başımı salladım, "Hazırlan, Aydeste'yi al bir ziyaret edelim düğünlerini." dedim.

"Abi, bence gerek yok."

"Gerek var, üç ayda nasıl unutulduğumu bilmek istiyorum... Hasmımla nasıl evlendiğini merak ediyorum..."

"Hasmın mı?" dedi, "Bizim Serhat abi?"

Başımı salladım, "Öyle, hem Elzem'in karşısına hiç beklemediği bir an çıkmayacak mıydım ben, o an şu an..." dedim.

"Evliliği iptal edebilir." dedi, kaşlarımı kaldırdım, "Benim varlığımdan haberi varsa Serhat bırakmaz onu..." dedim.

"Ee, kızı nasıl almayı düşünüyorsun?" dedi, "Düşünmüyorum." dedim, "Alacağımı kim söyledi?"

"Onlara küçük bir ders vermem lazım. Elzem onun gerçek yüzünü görene kadar kılımı bile kıpırdatmayacağım." dedim.

"Gerçek yüzü falan ne demek?" dedi, elimi enseme attım, "Serhat..." diye fısıldadım, "Katil... Kadın katili..."

Mert'in gözleri fal taşı gibi açıldı, "Onun insafına bırakmayacaksın değil mi?"dedi.

"Bırakacağım..." dedim, "Ona güvenip evlenmenin çok büyük bir hata olduğunu anlayana kadar onu orada bırakacağım..."

Mütemmim CüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin