50/Aynı Yerde, Bu Sefer Aile Olarak

54 1 0
                                    

Birkaç gün sonra geldi beklediğimiz kâğıt, Ekin'in ve tanıdıklarının sayesinde Yakut'un bir suçunun olmadığı, ve görevine yeniden kabul edildiği yazıyordu.

Gözlerine baktım, yüzü gülüyordu, Mert kapının pervazına yaslanmış bir şekilde bize bakıyordu, "Artık Emekli Albay olmadan geri dönüş yok Teğmen!"

Yakut başını kaldırdı, "Ne albayı oğlum general olup geleceğim..."

"Komutanım, görev yeri neresi?" dedim ona bakarak, yeşil gözlerini bana döndürdü, "Siirt..." dedi...

Dudaklarım yukarı kıvrıldı, "Tanıştığımız yer." dedim, "Seni bulduğum yer..." dedi.

"Ee, siz şimdi gidiyor musunuz?" Mert'in sorusuyla ikimiz aynı anda ona baktık, "Yok kazık çakacağız oğlum." dedi Yakut. Dudaklarımı birbirine bastırdım, kolumla onu dürttüm, "Neslihan'ın gerçekten kardeşin olduğunu bana neden söylemedin?" dedim.

"Konu niye oraya geldi şimdi?" dedi bana bakarken, omuz silktim, "Teyzen de gerçekten teyzenmiş!" dedim. Bir eniştesi ve abisi görevinde ona yardımcı olmuşlar, aslında onlar, abisi ve eniştesi değilmiş ve ben hâlâ o görevin benimle alakalı olduğunu sanıyordum.

Gizli bir görev deyip geçiştirmişti abisi sandığım adam. Evet onunla görüşmüştüm...

Zaman çok çabuk geçiyordu, aynı yere ailesiyle geri dönecekti.

"Acaba oradakilere ne oldu?" dedi, "Yunus Albay'a ne oldu acaba?"

Omuz kaldırdım, "Belki de hâlâ oradadırlar." dedim. Başını kaldırdı, "Belki de..."

---
Yarım kalsın istemedim, ve bu kurguyu çok seviyorum o yüzden saçma da olsa yazmaya devam edeceğim. Ve sadece Yakut'un askerliğinde değil Elzem ve kızının hayatında de bir sürü olay olacak.

Şimdiden tekrar teşekkür ederim, gözlerinizr sağlık

Mütemmim CüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin