Safir, Yakut, Seyran /7

4.6K 117 13
                                    


Ferit, tabağındaki zeytinleri çatalıyla aynı hizaya getirmeye çalışan Kayaya, dünyanın en karmaşık makinesini inceler gibi bakıyordu. Seyran da Feritin bakışlarına kahkaha atmamak için zor tutuyordu kendisini. Hafifçe kocasına doğru eğilip, eliyle ağzını kapatarak;

''Simetri hastası galiba. '' dedi fısıltıyla.

Ferit sakallarını kaşıyıp, Seyranın kafasına kafasını yasladı. ''Hasta olduğu kesin de. ''

''Şşt. Duyacak şimdi. ''

''Masadaki menemen bitti, herifin zeytinleri içtimaya dizmekten ruhu duymuyor. Bizi mi duyacak? ''

Seyran, Ferite gülerken ağzını Feritin koluna bastırdı, sesi çıkmasın diye.

Halis, keyifle masayı izliyordu. Gözleri gülüşen Seyranla Ferit'te oyalandı. Seyranın ışıl ışıl gözleri Feritin ekseninden bir an olsun ayrılmıyor, daha önce Ferite de söylediği gibi şefkatle bakıyordu. Ferit ise çocukluğundan beri görmediği tarifsiz bir güven ve huzur ifadesi taşıyordu Seyranlayken yüzünde.

''Bugün şirkete geleyim diyorum Orhan. '' dedi Halis, aniden.

Orhan'ın çiğnediği lokması, boğazında kalır gibi oldu. Öksürükleri arasından; ''Bir sorun mu var baba? '' diye sordu.

''Yook yok. '' Güven veren bir tavrı vardı Halisin. ''Geleyim bir çayınızı içeyim. Özledim hasret gidereyim dedim. Ne o Orhan, izin yok mu bana yoksa? ''

''Estağfurullah baba, o ne demek. Şaşırdım sadece. '' Sıkıntılı bakışlarını paylaşmak ister gibi bir Gülgün'de bir İfakat'te dolaştırdı.

Ferit, şüpheci tavrını daha da perçinleyen bu hamle karşısında, dedesini izlemekten başka bir şey yapamıyordu.

''Kaya ve Ferit siz de gelin benimle. Bugün ailenin tüm erkekleri şirkette olalım istiyorum. Sonrasında da hep birlikte bir şeyler yeriz belki. ''

Alaycı bir gülüşle, masaya kollarını dayayıp;

''Dedeme bayram coşkusu geldi ya. Maşallah. '' dedi Ferit.

Feritin huzursuzluğunu, kendisine olan şüphesini, tavrının altındaki iğneleyici o cesareti biliyordu Halis. ''Nazar değdireceksin Ferit. ''dedi gülümseyerek. ''Siz yanımda olduğunuz sürece bana her gün bayram oluyor zaten. '' Ton ton, sevimli bir dedeymişçesine gülümsedi Ferit'e.

''Ne güzel '' yarım ağız konuştuğunda, Seyran Feritin koluna girip gözlerine baksın diye eğdi başını.

''Ferit, biraz daha uyumlu olamaz mısın? '' fısıldıyordu Seyran.

''Dedemin hızına yetişemiyorum ki uyum sağlayayım. '' Çatalını alıp, hala zeytinlerle uğraşan Kayanın tabağındaki bir zeytine batırdı Ferit. İştahla onu yerken, Kayanın şaşkın bakışlarına göz kırptı.

Kaya ise sinirle dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra derin bir nefes aldı. ''Size eşlik etmekten büyük keyif duyacağım dedeciğim. '' dedi Halise gülümseyerek.

-

''Biri domatesli, diğer ikisinde domates yok. Onları da işaretledim bak, böyle. '' dedi Şefika Hanım, streçle sardığı sandviçleri gösterdi.

Seyran piknik sepetinin kapağını açmış, hazırladığı içecekleri ve atıştırmalıkları koyuyordu.

''Ellerine sağlık Şefika Hanım, şimdiden yemek istiyorum hepsini. '' İştahla sepete göz attı. ''Ama kızlar parçalar valla. ''

Seyran, evdekilerin şirkete gitmesiyle birlikte oluşan boşluğu değerlendirmek için kız kıza bir piknik organize etmişti. Ablasına, Asumana ve kendisine çok iyi geleceğini düşündüğü bu sessiz ve huzurlu piknik için tek başına sıkı çalışıyordu.

Yalı KatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin