İlk Vesikalık

2.8K 166 18
                                    



Seyran yatağa uzanmış, ellerini yanağının altına koymuş öylece dışarıyı seyrediyordu. Ferit sessizliğin hakim olduğu odaya sakin adımlarla girip, özenle ayakkabılarını çıkardı. Ceketini de hızlıca çıkarıp yere fırlattı. Karısını incitmekten korkar gibi, pamuk ipliğine bağlı hamlelerle, Seyranın beline sarılıp, arkasına uzandı.

''Gittiler mi? '' dedi Seyran buz gibi bir sesle.

''Gittiler. ''

''Şimdi ne olacak? '' Bir boşluğun içinde savrulup duruyor gibi hissediyordu Seyran. Ne olurdu annesiz?

Ferit, Seyranın omzunu öptü. Belini daha da sıkı kavradı. ''Buradan da kalkacağız. Her seferinde yaptığımız gibi, bunun acısını da birlikte öğrenip, büyüyeceğiz. ''

''Büyümek istemiyorum Ferit. '' Hafifçe çevirdi kafasını Seyran. Mevlitten kalan gül suyu kokusu karışmıştı aralarına. ''Büyümekten yoruldum. ''

Ferit, Seyranın yanağına onu incitmekten korkarak kocaman bir öpücük bıraktı. ''Çok erken. '' dedi öptüğü yeri nazikçe okşarken ''Bizim önümüzde öyle uzun bir yol var ki Seyran. Biz büyürken, kendi çocuğumuzu da büyüteceğiz. Bizim daha çok işimiz var. Yorulmak için çok erken. '' Eli Seyranın karnına ulaştı. ''O bizi seçti. Bizim de bunun hakkını vermemiz gerek. Havalı bir anne baba olmalıyız. '' Sesi gülümsedi Feritin.

''Havalı bir anne baba...'' mırıldanır gibi soludu Seyran. ''Umarım ona, bizdeki gibi kalıcı hasarlar bırakacak anlar yaşatmayız. ''

''Hiç garanti edemiyorum. '' dedi Ferit, Seyranı biraz da olsun gülümsetebilmek, ona gelecek hayalleri için iştah olmak istiyordu. ''Bence çoğu zaman çuvallayacağız. Altını değiştirirken kakasını oraya buraya bulaştıracağız, kusmuklu kıyafetlerle ortada dolaşırken zıbınını giydirmeyi bir türlü başaramayacağız, en sevdiği oyuncağı hangisi hiç anlayamayacağız, biz uyuyakalacağız o uyanıcak zırıl zırıl ağlıycak. '' Gülümsedi.

Seyran da kıvırdı dudaklarını hafifçe, Feritin gözlerine dönüp minnetle baktı. ''Doğurmaktan vazgeçmek için geç mi kaldım? '' dedi, gülümseyerek.

Ferit, Seyranın saçlarını öptü. ''Doğuracaksın fıstıkiçimi. Bunların hepsi yaşanacak. Ve bu bizi şahane bir anne baba yapıcak. Çünkü biz ona en başta, hata yapmanın muhteşem bir şey olduğunu, hata yapıyor olmanın sevgiyi zerre kadar etkilemediğini öğreteceğiz, bize hiç öğretilmemiş olmasına rağmen. '' İç çekti. ''Her hatada, her düşüşte, her kafasına eseni yaptığında, buna karşılık verilen sevginin alınmayacağını, onu asla sevgimizle tehdit etmeyeceğimizi bilecek. ''

Seyran, Feritin yaş dolan gözlerine bakarken kendi gözlerindeki yaşları serbest bıraktı. ''Peki bizi, bizden başka kim sevecek Ferit? Annemin beni koşulsuz sevdiğini bilirdim mesela. Ama sevgisini göstermesi için bile, korkusunu aşması gerekirdi. Geceleri başımı okşamaya bile gizlice gelirdi. Şimdi korkuları yok. Ama beni okşayacak o el de yok artık. ''

Ferit, Seyranın elini usulca okşadı. Sonra tüm nazikliğiyle Seyranın elini bileğinden kavrayıp, aralarında havaya kaldırdı. ''Bak...'' dedi bir fısıltı gibi. Seyran da Ferit gibi gözlerini eline çevirdi. ''O el burada. O sevgi burada, o ses, o his....Hepsi sende. Seni karnında taşıdı, doğurdu, büyüttü. Her yerini öptü, okşadı. Sende asla silinmeyecek izler bırakarak, büyüttü seni. Şimdi senin içinde. Senin sesinde, hislerinde, nefesinde. Onun seni sevdiği gibi sev kendini, onun sende görmek istediği gibi gül. ''

Seyran, yanağından yattıkları yastığa akan yaşlarına mani olmadan, Feritin bileğini tutan elini dudaklarına çekti. Öptü. ''Sakın yanımdan ayrılma. '' dedi. Hafifçe döndü yeniden manzaraya doğru. Derin bir nefes aldı, bedeninde annesine yer açar gibi. Gözlerini huzurla yumdu. Aynı beden içinde tüm sevdiklerine gebe olduğunu hissederek, hem kendine, hem sevgilisine, hem canına, hem annesine fısıldadı ''Seni seviyorum. '' 

Yalı KatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin