Suna

3.3K 164 55
                                        

Ferit direksiyona müziğin ritmince vurarak, şarkıya eşlik ederken, Seyran hiçbir şey belli etmeden sadece Feriti izliyordu.

Gelen mesajlara göz ucuyla bakmış sonra hiçbir şey olmamış gibi ekranını kapatarak çıkalım demişti Ferit. Seyran, Pelinin var etmek üzere olduğu bir meseleyi dert etmiyordu ama onun adına kuzeni tarafından atılmış mesajları, Ferit'in ondan saklamasını baya dert ediyordu.

Ferit, arabada ona dönüp konuşurken, gülümsemeye çalışıyordu.

''Baya özledim fıstık içimi Seyran, burnumda tütüyor yaa. '' dedi neşeyle Ferit.

Güldü Seyran, Feritin saf heyecanına. Bugünü tüm kaygılardan ve dertlerden arındırması gerektiğini biliyordu. Kendisine de, karnındaki miniğe de, ailesine de bunu yapmayacaktı. Bir kez daha, gereksiz bir insanın, yuva sınırlarını ihlal edip duygularına karışmasına izin vermeyecekti.

Ferit'in neşeyle ritim tuttuğu elini tuttu. Karnının üzerine koydu.

''Bütün gün benden çok onunla konuşuyorsun Ferit, nasıl özlemiş olabilirsin? ''

Ferit inanamayarak Seyrana dönüp güldü;

''Kıskandın mı sen? '' dedi. Seyran renk vermeyerek kafasını çevirdiğinde gülüşü daha da büyüdü Ferit'in;

''Ha sen bayaaa kıskanmışsın. ''

''Ne kıskanıcam ya? '' Sessizce, Feritin karnındaki elini tutup ''Sonuçta konuşsan da sana cevap veremiyor, ben veriyorum ama. ''

Ferit dayanamayarak bir kahkaha patlattı. Elini Seyranın çenesine götürüp yanaklarını sıkıştırdı. Bu sırada gözünü yoldan ayırmamaya çalışıyordu. ''Ver bakıyım bir cevap, nasıl veriyorsun. '' dedi tatlı tatlı.

Seyran, aniden Ferit'in dudağının kenarını öptü. Şimdi bir buse olarak kondurmuştu cevabını. Umuyordu ki, Feritten sonrası için alacağı cevaplar da, tıpkı bu buse kadar hafif olurdu.

-

Seyran uzanmış, göbeğine jel sürülürken, Ferit Seyranın elini sıkı sıkı tutmuş heyecanını yatıştırmak için derin derin nefes alıyordu.

Doktor hanım, müthiş enerjisi ve güler yüzüyle Seyrana, son görüşmelerinden bu yana geçen süreyi soruyordu.

''Bana her şey yolunda gibi geliyor ama. '' dedi Seyran, ciddi ciddi süreci düşünerek. Aslında doğruyu söylemesi gerekirse hiçbir şeyin farkında değildi sanki. Yani bazen bir rüya, bazen de bir sanrı gibi geliyordu hamile oluşu. Karnında bir can büyütüyor olmak gibi, olağanüstü bir meziyeti kendine bir türlü eşleştiremiyordu. Sonra çok karışık duygular yaşamıştı, hamilelik haberini aldığından bu yana. Önce anne olmuş sonra annesiz kalmıştı. Zihninin hatrı sayılır bir kısmını dumanlı hayal ediyordu Seyran. Sanki birçok şey kayıp, birçok şey eksikti. Deli gibi bağrını yakan, bu yokluk acısı içerisinde gülebilmesine, yemek yiyebilmesine, hiç acı çekmemiş bir insan gibi normal bir yaşantıya devam etmesine sebep olan en net durum da, bu hamilelikti aslında. Sebep sonuç ilişkileriyle birbirine harmanlanmış, bu duygu karmaşasını da, Ferit'in ellerini tıpkı o anki gibi sıkı sıkı tutup aşmaya çalışıyordu.

''Bakalım öyle miymiş annesi? '' dedi doktor gülümseyerek. Monitör açıldığı an, Ferit çok derin bir nefes verdi. Bebekleriyle her karşılaşmayı sahiden de çok fazla önemsiyordu. Yitirilmiş çocukluklarına inat, sanki çocuklarıyla geçirecekleri her saniyeyi nakış gibi işleme derdindeydi.

Doktor dikkatle ekranı incelerken, Seyran Ferit'in elini neredeyse acıtacak kadar çok sıktı. Ferit bu tepkiyle birlikte odağını Seyrana çevirdi. Çünkü biliyordu ki karısı duygularını her zaman doludizgin yaşayan biri değildi. Seyran, güç kavramını duygularını gizlemekten yana öğrenmiş biriydi. Ve Ferit en çok, Seyranın, yanındayken tüm duygularını olabildiğince çıplak yaşıyor olmasına bayılıyordu. İşte o nadir ama eşsiz anlardan birindelerdi. Seyranın gözleri boncuk boncuk dolmuş, hafif kaygı, bolca heyecan ve adını bir türlü konduramadığı belirsiz sevinciyle ekranı izliyordu.

Yalı KatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin