Çıraklıktan Ustalığa / 17

3.8K 150 19
                                    



Eve dönüşlerinin üzerinden birkaç saat geçmişti. Esme odasına yerleşti, Seyran duşunu aldı, bornozuyla yatağa uzandı. Kulaklıklarını takıp şarkı dinleyerek, yüzündeki huzur dolu tebessümle yumdu gözlerini. Bir şeylerin ne derece ağır olduğunu bilmiyorken taşımıştı yıllarca. Şimdi yükler sırtından, sevdiği adam tarafından alınınca kuş gibi kalmış ruhunu doyasıya yaşamak gelmişti içinden. Yalıdaki odalarına, ilk kez geçmişin, Antepin yükünden sıyrılmış bir Seyran olarak girdiğini hissediyordu. Bir şeyleri sıfırlamayı başardığını, şimdiki hayatının, Korhanlığın hakkını vermesinin tam zamanı olduğunu biliyordu.

Seyranın ardından duşa giren Ferit de, elindeki havluyla saçını kurulayarak çıktığında, kulaklıktan gelen yüksek müziğe kendini kaptırmış, üst üste attığı bacaklarıyla ritme ayak uyduran karısını izledi, gülerek. Bembeyaz bornozun bacakları fazlasıyla açılmış, Seyranın ıslak saçları yastığa yayılmıştı.

Ferit yüzündeki çapkın gülüşle yatağa yaklaştı. Dizleri üzerinde yatağa çıkıp, Seyran fark etmesin diye emekleye emekleye yaklaştı karısına. Müziğin kulaklıktan taşan sesi Ferit'e kadar geliyordu. Tebessümle, şarkıya mırıltılı eşlik eden karısına güldü yeniden Ferit. Eğilip sinsi sinsi Seyranın bacağını tuttu ve ısırır gibi yaptı. Seyran panikle zıplayıp, kulaklıkları kulağından atarken, Ferit kahkahalarıyla odayı inletiyordu.

''Vampir hislerimi engelleyemiyoruum '' dedi dişlerini göstererek.

Seyran, eli göğsünde, hala ani paniğini atlatamamış, hızlı hızlı soluk alıp verirken Feritin yatağa bıraktığı havluyla, Ferit'in kafasına kafasına vurdu;

''Ne vampiri gerizekalı? Ölüyordum korkudan be. İnsan karısına bunu yapmaz. ''

Ferit tekrar ısırmak için Seyranın kolunu tuttuğunda Seyran kolunu çekti ''Yapmaaa '' gülüşüne engel olamıyordu.

''Ne var Seyran ya kana susamış olamaz mıyım, karıma susamış olamaz mıyıııım? Birtanecik ısırıyım noluuur. ''

Seyran Feritin çabasına gülerken;

''Pis kan emici seni. '' diye kıkırtıları arasında isyan ediyordu. Ferit Seyranın göbeğine kollarına kafasını gömüp ısırırmış gibi yaparak gıdıkladıkça, Seyranın kahkahaları büyüyordu.

-

Ferit, yol sonrası yorgunluğunu karısıyla şakalaşarak atmıştı. Seyran, bahçede oturan Gülgünün yanına kahve içmeye indiğinde, Ferit de dedesine uğramak istedi. Günlerdir olup bitenleri rapor etmek ve Hakan Beye iletilecek tasarımı hakkında bilgi vermekti niyeti fakat işler istediği gibi gitmedi. Dedesi, Hakan Beye artık bir tasarım vermesi gerekmediğini çünkü o işi Kayanın üstlendiğini söyledi. Kaya, Feritin yokluğunda tasarımı hızlı bir şekilde bitirmiş, Hakan Beyi de bir şekilde ikna etmeyi başarmıştı.

Dedesine tek kelime dahi etmeden odaya çıktı Ferit. Siniri, nabzını aleve verecek şekilde hızlı, solukları öfkeli bir fırtına gibiydi. Odanın içinde dört dönüyor, içindeki hayal kırıklığını nasıl savuracağını bilemiyordu.

Kapı açıldı, Seyran kocaman bir gülümsemeyle girdi içeriye. Kollarında bir sürü dergi vardı.

''Erken bitmiş konuşmanız. '' derken, Ferite bakmadan elindekileri yatağa taşıdı. ''Biz de annenle birkaç dekorasyon dergisi karıştırdık. Odayı değiştirmek istemiyorum ama sanırım annen babaanne olmak istiyor. Baksana şunlara '' sesi dahi gülerek, dergilerden birini açtı Seyran ''Hepsi çocuk odası dergisi. E tabi, Korhan ailesi için bir veliaht verme konusunda fazla yavaş sayılırız. '' Konuşurken, karşısında bir sessizlik olduğunu sonradan fark etti Seyran. Kaşları hafifçe çatıldı, gülüşü yüzünde soldu.

Yalı KatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin