Kırmızı Balık Tatilde

3K 177 92
                                    

Seyran, beyaz kimonosu içine giydiği lacivert bikinisi ve bir taç gibi kafasına geçirdiği güneş gözlüğüyle kucağındaki Can'ı sabit tutmakla meşguldü. Tekneyle açılmışlardı ve Feritin bulduğu şahane koyda yüzüp, deniz kenarında oturacaklardı. Can, tekne durduğundan beri huysuzlanıyordu. Önce annesinin kucağına gitmek istemiş, sonra da Seyran kucağına alınca babasına ''gel gel'' işareti yapıp ağlamaya başlamıştı.

Ferit tişörtünü çıkardı, etrafı kontrol ederken, Can'a dil çıkarıyor, ıslık çalıyor, ayaklarının altını gıdıklıyordu. Can'ın babasıyla dikkat dağıttığı saniyelik anlarda, Seyran oğluna güneş kremi sürüyordu.

''Göbüşü de kremleyelim anneciim. '' dedi Seyran, Can'ın göbeğini usul usul kremle ovuştururken. ''Benim oğlum güneşlenecek, cıp cıp yapacak suda. Babası, oğlumu denize getirmiş yaaa. Nasıl güzel yerlere getirmiş babası bizi. A aaaa gezmelere gelmişiz. '' En son parmaklarına bulaştırdığı kremi de, oğlunun iki yanağına, severken sürdü.

''Seyran, güzelim ben şu kenara indireyim şemsiyeyi falan, Can'ı öyle alıyım tamam mı? '' Koyda, kayalıkların hemen yanını işaret etti Ferit eliyle. ''Yakışıklı, anneye göz kulak ol tamam mı? '' Oğlunun azıcık saç olan başını okşadı Ferit. Can, babasının gidişini izlerken bastı çığlığı, başladı ağlamaya.

Seyran ayağa kalktı. Kucağındaki miniğin sırtını sıvazlarken, aynı anda usul usul zıplıyordu. ''Geliyor oğlum baban. Bak orda, Caaaan bak baba orada. El salla babası bize. ''

Ferit tekneden inerken, el salladı ikisine. Bir yandan da Can'ın uyumadığı gecelerde yaptığı gibi tezahürat coşkusuyla çocuk şarkısı söylüyordu, Can sesini duysun da biraz sakinleşebilsin diye. ''Miniiiik kurbağa minik kurbağaaa kuyruğun nerede? '' dedi sesi duyulsun diye bağırarak.

Seyran gülerken, kucağındaki Can'ın elini açtı, el sallar gibi salladı ''Kuyruğum yoook kuyruğum yoook yüzerim derede. '' dedi. Karı kocanın eşsiz düetiyle inleyen koy'a çoktan Can gelmişti bile. Can şaşkın bir yüzle, bir annesinin sesine bir babasının sesine çeviriyordu kafasını. Böylelikle çoktan dikkati dağılmış, ağlamayı unutmuştu.

''Kup kup '' diye eşlik etmeye çalıştığında, annesinin boynundaki kolyeye tutunuyor, annesinin kımıldayan dudaklarını takip ediyordu. Sanki kelimeleri oradan söküp alabilecekmiş gibi, hırsla tekrarlamaya çalışıyordu. Bu sırada Ferit çoktan ayarladı yerlerini. Magazinin de, herhangi bir insanın da kolay kolay ulaşamayacağı gizli koylarında, ailecek, sıradan, gösterişsiz bir deniz tatili yapabileceklerdi.

Ferit, Can'ı Seyranın kucağından dikkatle aldıktan sonra bir eliyle de aniden Seyranı kucakladı. Sol omzuna attı.

''Feriiit. '' dedi Seyran kıkırdarken ''Bir yerini inciteceksin. ''

''Anne nasıl uçuyor Can, bak. '' diyerek kendi etrafında döndü Ferit. Seyran kahkaha attıkça Can da heyecanla gülüp, nefesi kesilene kadar ellerini hızla hareket ettiriyordu. ''A niiii aa niiii '' diyordu kesik kesik nefesiyle. Bebekler ne tuhaftı, annesiyle babası gülmeye başladığı an, Can tipik bebek gülme kriziyle eşlik ederdi her zaman onlara.

Seyranı yere indirdikten sonra dudağından uzunca öptü Ferit. Seyran da Ferit'in ensesini okşayıp boynundan öptü.

''Bugün minik kurbağa huysuz gibi, o yüzden Dicleyi arasak mı diyorum? Abi hemen getirir. '' dedi Ferit, sanki Can duysa alınacak, gücenecekmiş gibi mümkün olduğunca sessiz ve kurbağa kodlamasıyla.

''Hayır Ferit. '' dedi Seyran aniden, suratından tatlılık akarken yalvarır gibi sokuldu kocasına. ''Sizden başka kimseyi görmek istemiyorum ben bugün. '' Geri çekilip bir Can'a, bir Ferit'e baktı ''Ailemle baş başa olmanın tadını çıkarmak istiyorum. Hem Can suya bir girsin hemen uysallaşır, bilmiyorsun sanki huyunu. Sana çekmiş. '' Dudaklarını kıvırıp imayla ''Öyleydi ya bir aralar yalı çapkınımız ! Kafası atınca denize açılırdı. '' Güldü. Ferit'in indirdiği plaj çantasından Can'ın havlusunu ve deniz simidini çıkarmaya başladı.

Yalı KatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin