Süreyya Hanım Bahçesi

2.7K 137 20
                                    


Seyran, elini yeni arabalarının camından hafifçe çıkarmış, kafasını omzuna yatırmış, yol boyunca hızla geçip giden İstanbul manzarasını izliyordu. Yüzüne arabanın hızıyla birlikte vuran rüzgar saçlarını uçuştururken, burnuna buram buram iyot kokusunu taşıyordu. Ferit, ilk kez çıktıkları yeni yolculuğun heyecanı ve kaygısını karısının bu güzel halini izleyerek bastırıyor, engel olamadığı bir tebessümle sürekli gülüyordu.

Yol boyunca bir daha hiç itiraz etmedi Seyran. Feriti sorgulamadı, kötü ihtimalleri düşünmedi, yaptıkları ve yapacakları yeni şeyler için endişe duyarak zamanı boşa geçirmeyi reddetti kendi içinde. Camdan izlediği denizin bitip, yerini ağaçlıklara bıraktığı o manzaraya kadar hiçbir şeyi sorgulamadı.

''Ferit? Şehirden mi çıktık? '' dedi merakla.

Ferit arabayı yavaşlatmıştı.

''Belki biraz. '' dedi gülerek.

''Yeni evimiz başka bir şehirde mi yoksa? ''

Ferit minik bir kahkaha attı.

''Keşke başka bir dünyada diyebilsem. '' dedi. ''Geldik bak. '' Arabayı sağa doğru çevirirken karşılarına çıkan büyük, beyaz, iki katlı evi gösterdi. Evin önünde hafif göbekli, kareli gömlekli bir adam dikiliyordu. Adamın elinde bir sürü kağıt ve telefon vardı.

Seyran evi hayretle izlerken, indi arabadan. Feritle el ele tutuşup, adama doğru ilerlediler.

''Hoşgeldiniz. '' dedi adam büyük bir hürmetle. ''Evleri hazırlattım. Bir bu var, bir de on dakika uzaklıkta bir siteye gideceğiz. İki ev de tam istediğiniz gibi. Sessiz, bahçeli, semtleri de komşulukları da sakin. Yani rahatsız eden falan olmaz pek. ''

Adam, Ferite evleri anlatırken bir yandan da arkasındaki eve yürümeleri için yön veriyordu. Kapıyı açıp içeri girerken anlatmaya devam etti.

''Tesisat, boya badana her şey tamam. Evler zaten yeni. Bir yıl oldu, olmadı daha site kurulalı. ''

Seyran içine girdikleri evi, Ferit de Seyranın tepkilerini izliyordu. Kapı açılır açılmaz gelen yeni ambalajlı eşya kokusu ve boya kokusu Seyranın midesini bulandırmıştı. Huzursuz bir his düştü içine. Adamın gösterdiği en muhteşem fonksiyonlara, odaların büyüklüğüne, ebeveyn banyolarına hepsine yüz buruşturuyordu. Sabahtan beri süren mide bulantısını ikiye katlayan bir evin içindeydi.

Ferit, Seyranın huzursuzluğunu anlamak için eve daha dikkatli bakıyor, neyin huzursuz ettiğini anlamaya çalışıyordu. O sırada telefonu çaldı.

''Seyran, ben bir açayım bunu önemli olabilir. Sen bakmaya devam et. Beğenmediysen, bir sonrakine gideriz. '' derken Seyranı öpüp hızlıca evden dışarı çıktı.

''Çabuk gel. '' dedi Seyran, kafasını sallarken, aslında bir an önce çıkmak geliyordu içinden. Feritin gidişini gördükten sonra ev hakkında bir yorum bekleyen adama dönüp, gülümsedi yalandan. ''Parkeler de ses çıkarıyor sanki. '' dedi birkaç adım atarmış gibi yaparak.

''Öyle mi diyorsunuz? Ben pek duymuyorum ama. ''

''Yok yok gıcırdıyor. ''

-

''Suna. '' diye açtı telefonu Ferit. İçine deli gibi bir korku yayıldı. Esmeyle ilgili kötü bir haber duyacak olmanın korkusu, nerdeyse terletmişti onu.

''Ferit, Seyranı merak ettim iyi mi ? ''

Hafifçe arkasını dönüp, emlakçıyla konuşan Seyrana baktı Ferit. Parkelerin üzerinde bir ileri iki geri gidiyor, gıcırdadıklarına ikna etmeye çalışıyordu. Güldü. ''İyi. Çok iyi. ''

Yalı KatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin