....

2.5K 111 12
                                    

Fragman böyle olsun bu seferlik ! Yarın ve sonraki günler arka arkaya bölümlerimiz geliyor. Beklettiğim için telafiyi sizi yalı katına boğarak yapmaya karar verdim. Keyifle okursunuz umarım. Sizi çooook seviyorum. Yarın görüşürüüüüz ! 



Seyran, endişeli gözlerle karşısındaki dev binayı izlerken, bakışlarını kaçak bir şekilde Ferite çevirdi. Ferit, bu zamana kadar hiç alışılmamış şekilde gözlerine kara çalınmış, keskin bakıyordu. Seyran, Feritin güleç çehresine, hemen yumuşayan yüz hatlarına, sıcacık anlayışına alışkındı ama ilk kez onu, o gece böylesine bambaşka deneyimliyordu.

''Emin miyiz Ferit? '' diye sordu, çekinerek.

Ferit, dümdüz karşıya bakan gözlerini hiç kırpmadı, cevap vermedi.

Seyran bir süre bekleyip bu kez telaşla;

''Ferit? '' dedi. Sesi biraz daha yüksek çıktığından Ferit aniden çevirdi kafasını;

''Üşüdün mü? '' diye sordu. Yine o tuhaf keskinlikteki bakışları ve mimikleri hakimdi sesine. Netti. Ferit Korhan'ın köşeleri de kenarları da olmazdı. Ferit Korhan dolambaçlı işleri, olayları eğip bükerek kendisini güldüren hale getirmeyi seven bir adamdı. Ama o gece fazlasıyla keskin, net, köşeli ve sivriydi.

Seyran bu yabancı hale nasıl yaklaşacağını bilemediğinden tedirgin bir halde;

''Hayır. '' dedi. ''Üşümedim de...''

Ferit hiçbir şey söylemeden Seyranın ellerini avuçları içine aldı dikkatle. Çok önemli bir işi gerçekleştirirmiş gibi, takdirlik ciddiyetiyle Seyranın ellerine üfledi, ısıtmak için. Nefesinin buharıyla, karısının bembeyaz buz gibi olmuş ellerini ısıtmak için çabaladı.

Seyran sadece hayretle Feriti izliyordu. Kirpiklerinden damlayan o hayal kırıklığı ve korkuyu nasıl profesyonelce gizleyebildiğine hayret ediyordu. Feriti tanıdığı ilk günü hayal etti. Ancak bir çocuğun büyüyüşüne şahit olurken bu kadar değişimi gözleyebilirdi. Ferit büyümüştü, o gece. İlk kez inanmıştı buna Seyran.

''Çok üşüdün biliyorum. '' dedi Ferit, ufak bir tebessüm dudakları kenarına yerleşti ''Neden bekliyoruz? '' diye sordu.

''Bilmem. '' derken omuzlarını silkti Seyran. ''Ben ne yapacağımızı ve ne yaptığımızı bilmiyorum ki. Sen ne dersen o kaptan. '' dedi gülerek. Feriti biraz olsun rahatlatmak istemişti.

''Bana sadece tek bir söz vermeni istiyorum Seyran. '' dedi Ferit. Seyranın gülüşünü okşar gibi dudaklarının kenarını okşadı. ''Birazdan bu banktan kalkacağız, oraya gideceğiz. '' İşaret parmağı karşılarındaki dev, ışıklı binayı işaret etti ''Ve sen, dün gece bahsettiğin o kız olacaksın. Öncesi olmayacak, sonrasını da biz yazacağız. Söz ver? ''

Seyranın gözleri doldu. Dün gece, sabaha kadar süren sohbeti tatlı yemek serüvenlerini hatırladı. Konuştukları her bir cümlenin, Feritin zihninde yeni bir hayat belirtisi olduğunu nasıl da fark edememişti.

''Söz. '' dedi. ''Seninle yeniden doğmaya da, doğan her ihtimali kucaklamaya da hazırım. ''

-

''Ferit çok korkuyorum. '' Suna, tir tir titreyen bir halde, Seyranla Feritin karanlık odasının ortasında duruyordu. Ferit çekinen adımlarla, görmekten korktuğu manzaradan kaçınarak, Sunanın kan çanağına dönmüş gözlerine baktı. O gözlerde öyle bir dehşet vardı ki, Ferit az sonra göreceklerindense, ölmeyi tercih ederdi.

''Ferit bir şey yap. '' dedi Suna, fısıldıyordu.

Ferit korkarak attı adımlarını odanın içine. Ayın aydınlattığı terasta, Seyran dikiliyordu. Deli gibi yağan yağmura aldırış etmeden, iki kolunu yanlara açmış, terasın korkuluklarına çıkmış dikiliyordu. Yere düşmesi sadece bir adımına bakardı. Bembeyaz bir gecelik giymiş, üzerinde de sabahlığı vardı. Rüzgar ve yağmur sabahlığı uçuştururken, saçları ıslanmış, çıplak ayakları zeminde kayar hale gelmişti.

Feritin içinden, ince bir sızı korkuyla kucaklaşıp, akıp geçti. Eli ayağı kendi kontrolünden çıktı. Adımları hızlandı önce, sonra tek bir hamlesinin bile Seyranı korkutup düşürebileceği ihtimaliyle durdu. Ne yapacağını bilemiyordu.

''Bu sefer başaracak. '' dedi Suna ağlamasına rağmen fısıldarken. ''Ölücek bu sefer. ''

''Kes sesini. '' dedi Ferit bağırarak, ''Kes. ''

Terasın kapı kulpunu dikkatle açıp, adımını dışarı attı Ferit. Yağmurun kokusu ve sert soğuğunu yüzünün her bir zerresinde hissetmesine rağmen içi sonsuz bir yangına düşmüş gibiydi. Kendinde bulduğu tek bir anlık cesaretle, Seyranın kolunu yakalayıp, kendine hızlıca çekti. Seyran iki saniye içinde kucağına düştü. Karısının beli avuçları arasında, varlığı kucağındayken yağmura karışan gözyaşlarıyla olduğu yere çöküp ağlamaya başladı Ferit. Göğe kaldırdı kafasını;

''Yeteer. Affet beni. Yeteeeer. ''

Yalı KatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin