Kadir Kara'dan;
Baran'ın telefondaki feryadı beni paramparça etti. Bana "sevdiğim kadın yaşıyor mu?" dedi ben şimdi nasıl söyleyeceğim durumu kritik diye.
"Baran sakin ol kardeşim."
"Bana sakin ol deme Kadir. Boğuluyorum, nefes alamıyorum. Benim nefesim içerde can çekişiyor Kadir."
"Baran anlıyorum seni ama bu şekil davranarak Arin iyileşemez. Onun şuan sana ve duana ihtiyacı var."
"Şuan havaalanındayım geliyorum oraya. Kadir yaşıyor mu onu söyle bari?"
"Yaşıyor kardeşim."
Telefonda derin bir oh çekti. İçim o kadar yandı ki...
Bir an kendimi Baran'ın yerine koydum. Öyle bir şey olsaydı yaşayamazdım.
Aradan 5 saat geçti. Arin hâlâ ameliyattaydı içeriye telaşlı bir şekilde doktorlar giriyordu.
Durumu tam olarak nasıl bir şey söylemiyorlardı.
7 saati geride bırakmıştık. Baran da gelmişti şuan burada çaresiz bir şekilde öylece bekliyordu. Sonunda bir doktor çıktı.
"Hastanın nesi oluyorsunuz?"
"Ben nişanlısıyım."
"Size açık konuşacağım. Ameliyat çok zorlu geçti. Ama hastamız allahtan inatçı çıktı. Şuan yoğum bakıma alacağız tedbir amaçlı herhangi bir komplikasyonun oluşmasından endişeliyiz. İlerleyen süreçte daha iyi bilgi verebilirim. Ama şuan kesin bir şey söyleyemiyorum. Geçmiş olsun."
Baran yıkılmıştı. İlk defa onu bu hâlde görüyordum.
"Ben ona dedim Kadir, gel seni benim birime alayım beni sensiz bırakma dedim. Ama, ama dinlemedi Kadir. Beni nefessiz bıraktı."
"İyi olacak Baran. İnan iyi olacak."
Güneş doğmaya başlamıştı ben, Birce ve Baran yoğum bakımın önünde öylece Arin'in gözlerini açmasını bekliyorduk. Birce yanımızdan ayrıldı.
"Evlenecektik Kadir. Çok güzel hayallerimiz vardı. Çocuklarımız olacaktı."
"Baran bak benim tepemin tasını attırma. Lan kız ölmüş gibi ne konuşup duruyorsun."
"Y-ya ölürse."
"Hay ben senin beynine sikeyim Baran. Lan böyle düşünüp kendini mahvediyorsun. Hem doktoru duymadın mı inatçı bir kız dedi. Arin güçlüdür kurtulacak."
"İnşallah Kadir, inşallah."
Birce elinde çay ve tostla yanımıza geldi.
"Dünden beri bir şey yemediniz. Hadi biraz bir şeyler yiyin."
"Saol Birce benim canım bir şey istemiyor."
"Olmaz öyle şey Baran. Hem Arin uyandığında seni böyle görse çok kızar benden söylemesi."
Birce'nin cümlesi ile biraz da olsa yüzü gülmüştü.
"Uyansın da ondan gelecek her şeye razıyım."
1 hafta sonra;
Olayın üzerinden tam bir hafta geçmişti.
Arin'in durumu hâlâ aynıydı. Ne bir ilerleme ne de bir gerileme vardı.
Bugün doktor ile konuşacaktık. Doktorun odasına girdik. Söze Birce başladı.
"Doktor bey Arin ne zaman gözlerini açacak. Durumu nasıl?"
"Gerçekleşmesini beklediğiniz komplikasyon henüz gerçekleşmedi."
"Eee bu iyi bir şey değil mi?"
"Hayır Birce Hanım, gerçekleşecek komplikasyona karşı Arin Hanımı uyutuyoruz. Eğer bu komplikasyon uyanık iken gerçekleşir ise Arin Hanım'ın bünyesi bu durumu kaldıramaz."
Biz iyi bir haber beklerken git gide kötüleşiyordu.
Ya gerçekten ölürse...
Evet canlarım sizce bölüm nasıl ilerliyor🙈 yorumlarınızı merak ediyorum. Yıldızı parlatmayı unutmayın❤
Keyifli okumalar❤
Instagram hesabım: @sude_den_oykuler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bu Benim Öyküm
Romance17 yaşında hayalleri polis olmak isteyen kızın verdiği mücadeleyi anlatan ve aynı zamanda polis olduktan sonra ki karşısına çıkan zorlu süreci ilerletmeye çalışan bir yaşam hikayesi.