NUMARA

47 4 0
                                    

❤️fikrimin ince gülü...❤️

7. Bölüm...

Sucuğumdan ağazıma attığımda Burakın ne kadar aç biri olduğunu anladım. Önündeki kahvaltılıklardan ağazına tıkıyordu. Asla durmuyordu.

"Yavaş yesene Burak, gebermek mi istiyosun?" Dediğimde burak kafasını kaldırıp bana baktı. Ağazındaki yemekleri çiğnerken işaret parmağını kaldırıp bir dakika işareti yaptı.

Ağazındaki yemekleri bitirince "öyle dadı çıkmıyo canım" dedi.

Ömer gözlerini devirip"canım mı?" Dedi.

Hiç umursamayarak masadan kalktım. Ömer de geç kalmadan "nereye?" Dedi.

"Dışarı çıkıp hava alacağım sadece"

Ömer merte bakıp "sen de onunla git" dedi.

Ellerimi masaya vurup ömere baktım. Çok sıkılmıştım artık. Keşke o cinayeti görmeseydim. Başıma bunlar gelmezdi. "Tek başıma hava alacağım." Dedim.

Ömerde ciddiliğinden hiç ödün vermeden "kaçıp kaçmayacağın ne mâlum? Ya birine bir şey söylersen..." Dedi.

Bana güvenmemesi hiç umrumda değildi, çünkü ben de ona güvenmiyordum. Gözlerimi kısıp aklımdan geçeni söyleyecekken Mert ayağa kalktı.

Ömere ikna edercesine bakarak "bırak kız tek çıksın Ömer" dedi.

Ömer bir bana bir Merte baktı. Sonra da hiç cevap vermeden yemeğine devam etti. Ben bunu onaylamış olarak kabul ettim ve arkamı dönüp kapıdan çıktım.

Büyük bahçeye geldiğimde Ömerden kaçmaya çalışırken düştüğüm yeri gördüm. O zaman Ömer çok sinirlenmişti.

Of! İstemiyordum işte ya! Burada kalmak istemiyordum. Üç erkeğin içinde tek kız ne yapacaktım?

Yürümeye devam ederken benim yazı yazdığım yıkık ev aklıma geldi. Adımlarımı hızlandırıp otlu yola girdim. O yıkık evin yanına doğru yürümeye başladım.

Bıtrakları aldırış etmeden gelmiştim. Yikık evin duvarina yaklaştım ve kaşlarımı çattım. Yeni yazı vardı.

+En sevdiğiniz şarkı ne?
↕️
-Fikrimin ince gülü

+Benim de en sevdiğim şarkı fikrimin İnce gülü.

-buraya numaranı yazarmısın?

Bu yazıları yazan her kimse numaramı istemişti. Duvardan biraz uzaklaşıp fırının yanına gittim. Büyük bir kömür alıp tekrar duvara yaklaştım.

Ama numaramı yazmalımıydım? En fazla ne olabilirdi ki? Başıma bir iş geleceğini sanmıyordum.

Kömürü duvara tutup yazmaya başladım.
0544*******

Kömürü yere savurup duvara bakmaya devam ettim. Acaba bu yazıları kim yazıyordu? Kendi kendime konuşarak "cinlerin yazma fikri, çık aklımdan" dedim.

Sonra biraz ürperdim. duvarı arkamda bıraktıp hızlıca Ömer'in evinin yanına doğru yürümeye başladım. Ömer'in evine gelmeme az kalmıştı ki Ömer karşıma çıktı.

"Nereden geliyorsun?" Dedi.

Gözlerimi kaçırıp "sadece hava aldım" dedim.

Gözlerini kısıp bana kuşkuyla baktı. Sonra başıyla yavaşca beni onayladı. Ben de koşarak Ömer'in evine girdim.

Eve girmemle kafama yumuşak bir şey sert bir şekilde yüzüme yapıştı. Dengemi kaybedip yere sertce düştüm.

Kalçamın açısıyla şok içinde etrafa bakıyordum. Burakla Mert'de büyük gözlerle bana bakıyorlardı. Buyük bir sessizlik vardı.

Burak Bana bakmayı bırakıl Merte baktı. Sanki bana hič yastık fırlatmamışcasına merdivenlerden koşarak çıkmaya başladı.

Bunu gören Mert'de hemen onun arkasından koşmaya başladı. Burak yüksek sesle "dostum yemin ederim Rümeysaya ben demedim tuuvolette kraker yediğini" diye bağırdı.

Ben mal gibi otururken Mert de bağırmaya başladı. "Lan kim yazdı o zaman" dedi.

İkisi yukarıdaki odalara doğru kosarken başımı sağa sola sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Yavaşca ayağa kalktım. Sersem sersem yemek masasına doğru gidip kendime bir bardak su koydum.

Suyu içtikten sonrada odama çıktım. Siyah yatağımın üzerine oturdum. Yavaşca uzanmak istemiştim ama çalan kapı sesiyle ayağa kalktım. Odamdan çıkıp aşağıya iniyordum.

Gelen Ömer olamazdı çünkü anahtarı vardı. Kapının kulpunu tutam Mert bana baktı. Burak mertin ensesine vurul"açsana olum" dedi.

Mert kapıyı açtığında gözlerimi kocaman açtım. Gelen Fahriye ablanın ta kendisiydi. O beni görmeden hızla merdivenlerden yukarıya koşmaya başladım. Arkama bile bakmadığım için gördümü? Görmedi mi? Bilmiyordum.

Merdivenlerin tepesinden onları dinlemeye başladım. "Oğlum Mert, Hamza ağa evde mi?" Dedi Fahriye abla.

Heyecenla dinlerken Mertin sesi geldi "hayır Fahrihe abla. O yurt dışında"

"Peki Ömer burada mı?"

Fahriye abla Hamza ağanın neden yurt dışında olduğunu sorgulamadığını biliyordum. Hamza ağa sık sık yurt dışına giderdi.

"Hayır Ömer de yok" dedi Burak.

"Çocuklar iklime kayıp. Onu gördünüz mü?"

"Hayır" dedi Mert de Burak da.

Fahriye abla "Sağolun çocuklar. "Dedi.

Kapı kapanma sesi gelince yavaşca aşağıya baktım. Mert bana bakıp göz kırparken Burakda yumruk yaptığı elini kaldırdı. Baş parmağını da kaldırınca👍🏻 rahatladım.

Aşağıya inip "ucuz atlattık" dedim.

İkiside beni onayladığında kavgalarını devam ettiler.

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin