🫀Fikrimin ince gülü🫀
31. Bölüm...
Eveeet! Sizi çok sevdiğim için bugün iki bölüm atmaya karar verdim. İnşallah beğenir ve memnun kalırsınız...ha! Bu arada. Yazarken isteklerinizi ileteblirsiniz. Ayrıca beğenmediğiniz yerleri de söyleyin ki düzelteyim. Hadi size iyi okumalaaaaaaar😊
__________________Ayaz abimi- oha Allah söyletti. İlk defa içimden de olsa ona abi demiştim. Yüzüne de söylemek isterdim ama asla hazır değildim. Neyse, Ayaz'ın aşağıdan bağırarak hatta anırarak beni çağırmasına karşı koymadım ve Ömer'i üzerimden ittim. "Boz ayı" dedi Ömer Ayaz'a hitaben. Sonra ayağa kalktık.
Benim saçlarımı düzenlerken "gülüm" dedi. "Hatta, Fikrimin ince gülü" dediğinde içime inceden bir ağrı girdi. Mutluluktan mı? Heyecendan mı? Nedenini bilmiyorum. "Efendim"
Bu seferde üzerimi düzeltiyordu. "Bak benimle ilgili bir şeye kızarsan ilk gel bana söyle. Güzel güzel konuşalım. Tamam mı?"
"Tamam"
Gülümsedi ve beni alnımdan öptü. İlk kez Ömerle bu kadar yumuş yumuştuk. Bu bana çok tatlı geliyordu. "Hadi abin beklemesin" başımla onayladığımda aşağıya inmeye başladık. Ayazsa homurdanarak bir o yana bir bu yana yürüyordu. Bizi görünce de "nerdesiniz lan?" Dedi.
Bende uslu uslu Abimin 'bak yine abi diyordum.' hazır şimdi sinirliydi. Siniri geçsin diye abi desem ne olurdu. "Geldik abicim" dememle zangır zangır titremem bir oldu. Derin bir sessizlik oluştu. Ayaz'ın ağazı açık gözleri kısık, kaşları çatık, boynu eğik heykel gibi durduğunu görünce gülesim geldi. Daha sonra "hadi gi-"
"Ne dedin sen?" Diye mırıldandı. Duymuştu işte niye soruyordu. O kadar da kolay değildi bunu söyleyebilmek. Bi kere çok utanmıştım.
Onunda tıpkı bana yaptığı gibi cevap verdim. "Filmelerde hep son kelimeyi söylerlerler erkekde hep o değil der ama ben sana bunu yaşatmayacağım" dedim. "Abi dedim."
Ayaz ağaz ucuyla gülümsedi. Sonra gülümsemesi sırıtışa dönüştü. "Tamam o zaman kardeşim. Hadi gidelim"
Beraber dışarıya çıkıp arabaya bindik. Tabii araba Ömer'in di. Ayaz keyifli keyifli arabayı sürmeye başladı. Birden yüzünü ciddileştirdiğinde altıma sıçıyordum. "O herifle odada ne yaptınız?"
Derken gözlerimi kocaman açtım. Ne güzel bunu unutmuştu. Nereden çıktı bu şimdi? Nefes alış verişlerim hızlanırken gözlerimi kaçırdım çünkü yine yalan söyleyecektim. "Sadece konuştuk"
"Öylemi?" Dedi tıslayarak. "Ne konuştunuz?"
Her an ossurabilirdim çünkü Zort olmuştum. Ağazımda bir şeyler geveliyordum çünkü çaktırmayın zaman kazanıyordum. Bu sefer hiiç diyip kestiremezdim bu yüzden mantıklı bir şeyler söylemem gerekiyordu. "Fahriye ablanın durumunu sordu" diye salladım gitti.
"Sahiden" dedi. "Ona ulaşamıyoruz. Bir arasak iyi olur. Sen mahalleden bildiğin yerleri ara" derken arabayı evin önüne park etti. Daha sonra arabadan indi.
Bende arabadan indiğimde yanıma geldi. "Ben polise haber vereceğim ama önce biraz aramalıyım. Sende bu sırada uzaklaşmadan bildiğin yerleri ara" dedi. Ben de onu onayladım.
Sağ tarafa markete doğru giden yola girdim. Önce o taraflara bakıcaktım. Mahallemizden kimseyi tanımıyorum o ayrı. Ama olsun en azından evin içine girmesem de dışarıları arayabilirdim. Telefonumu çıkartıp numarasını çevirdim ama asla açmadı. Tekrar tekrar aradım ama açmadı. Telefonumla uğraşırken birine çarpmamla önüme baktım. Bu kişi kısa boylu Umay'dan başkası değildi. Fiziği güzel olabilirdi ama boyu benden kısaydı. Bu yüzden ona tepeden bakıyordum. "Ne var?" Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİKRİMİN İNCE GÜLÜ...
ActionO adamın rutubet kokusunu alamayınce kafamı uzatıp baktım. Siyah saçlı yeşil gözlü bir erkek çocuğuydu. Yaklaşık 13-14 yaşlarındaydı.  Çekine çekine benim yanıma geldi. Bende şaşkın ca ona bakıyordu. Elini bana doğru uzattı. "Seni kurtarmaya geldi...