❤️fikrimin ince gülü...❤️
9. Bölüm
"Neden fikrimin ince gülü şarkısını çok seviyorsun?"
Biraz dogruldum. Ömer de fikrimin ince gülü şarkısnı seviyordu. Acaba onun içinde bir manevi değeri varmıydı?
"Küçükken dinlemiştim ve çok sevmiştim." Üstü kapalı cevabımdan sonra Ömer beni onayldı.
Neden bir seri katille sırlarımı paylaşacaktım ki? Onu güvenmiyordum.
Ömer benim istismara uğradığım eve bakıyordu. Çok dalmıştı. Bense asla bakamıyordum çünkü korluyordum. O evde ne acılar çekmiştim. Bir odada tıkılıp kalmıştım. Anılarımı tek tek hatırlıyordum. Oradan kurtulduğum güne sükürler ediyordum.
Ömer'e bakım "peki sen" dedim.
Baktığımda yeşil irisleri parlıyordu, gözleri dolmuştu. "Ne ben?"
"Sen neden Fikrimin İnce gülü şarkısını seviyorsun?"
Tekrar o iğrenç eve baktı, muhtemelen benim o evden neden korktuğumu sorguluyordu. "O şarkıyla bir anım var"
Benim gibi üstü kapalı bir cevap vermişti.dahasını da sormamıştım zaten.
"O evden neden korktun?"
Ömer'e baktığımda fazla saf görünüyordu. Sanki...benim için endişeleniyor gibiydi. Yutkundum ve o eve baktım. Tekrar ellerim titremeye başlamıştı. "Ben önceden o evde kalıyordum." Diye itiraf ettim.
Sonra da Ömer'e baktım. Ömer donuk bir şekilde bana bakıyordu. "Şimdi neden orada kalmıyorsun?" Vereceğim cevaptan korkuyor gibiydi.
"Ben oradan kurtuldum."
"Kim kurtardı"
"Bilmiyorum. Tanımadığım bir çocuk"
Ömer'in gözünden bir damla yaş düştü. "Sonra ne oldu?"
Neden sorguladığını anlamıyordum. "Beni başka bir çocuğun yanına götürdü. O çocukda bir adama emanet etti, o adamda beni köye götürdü."
Ömer yutkunda. Bana Uzun uzun baktı. "Neden sordun?"
Ömer sessiz kaldı. "Seni kurtaran çocuk siyah saçlı yeşil gözlümüydü?"
Nereden biliyordu? "Kurtarıldığında bir ahırda oturmuş korkuyormuydun?"
Bunu da biliyordu "çocuk sana elini uzattı ve 'seni kurtarmaya geldim, gelmek istermisin?' mi dedi? Sende evet diyip kaçtınız mı? Sonra bir salona girip fikrimin ince gülü şarkısını mı dinlediniz?" Her şeyi biliyordu.
"S-sen" dediğimde Ömer hemen cevap verdi.
"Evet, ben..."
Beni kurtaran çocuk Ömerdi. Bu nasıl olurdu?
Hiç durmadım ve Ömere sıkıca sarıldım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu...Bir yandan da "teşekkür ederim" diye bilmem kaç kez tekrar ediyordum.
Kaç dakika o pozisyonda durduğumuzu bilmiyordum. Ellerimi gevşetip Ömerim boynundan çektim. Ömer hızla gözündeki yaşlari siliyordu, ben silme zahmetine bile girmiyordum.
Biraz kenara çekildim. "O çocuk nerede? O kim?"
Ömer boşluğa bakıyor gibiydi. Boş bakmıyordu, boşluğa bakiyordu. Arasında büyük bir fark vardı bu cümlelerin.
"Benim arkadaşım 'dı' nerede bilmiyorum. "
Ömer bir iç çekip ayağa kalktı. "Hadi artık, Gidelim biz."Bende ayağa kalkıp Ömer'i takip etmeye başlamıştım. Benim eskiden durduğum evin yanından geçerken asla o tarafa bakmıyordum. Sadece ayaklarıma bakıyordum. Bu sefer demin ki kadar uzun yürümemiştik. Daha doğrusu bana öyle gelmişti.
Arabanın yanına geldiğimizde Mert ile Burak karşılıklı oynuyorlardı. Ne olduğunu anlamamıştım. "Onlar ne yapıyor"
Ömerin çenesi kasıldı. "Kafaları güzel"
Sarhoş olmuşlardı. O yüzden biz giderken gelmek istememişlerdi. Ömer kapıyı açtığında ikiside bize baktılar. Sonra birbirlerine bakıp kahkaha attılar.
Burak sersemce eliyle bize gel işareti yaptı. "Geellinn. Geeellinn." Kahkaha attılar.
Ömer öfkeyle ön tarafa geçti, beni de yanına oturmam için işaret yaptı. Arabadan dolaşıp onun yan tarafına bindim.
Arkada müziksiz bir şekilde oynayan Burak ve Merti aldırış etmeden derin düşüncelere daldım. Mesela benim seri katil dediğim adam beni kurtarmıştı. Acaba Züleyhanın babasını ve Hamza ağayı neden öldürmüştü? Başka birilerini de öldürmüşmüdür? Öldürmesi için bir sebep olmalıydı. Kim birisini keyfi için öldürsündü ki? Ömer'in gözlerine baktığımda yaşlı birini görüyordum bazen. Sanki çok şey yaşamış, çok şey atlatmış ve çok şey görmüş bir yaşlı adamı görüyordum.
Derin düşüncelerimin arasında vücüdumda hissettiğim ağırlığı dayanamayarak kafamı yan çevirdim. Sonra da uykuya daldım.
*
Biri bacaklarımdan ve belimden tutuyormuş gibi hissediyordum. Acaba rüyamı görüyordum? Sanki bilinç altım açılmış ama ben hâla uyuyormuşum gibi hissediyordum.
Havalanmıştım ve götürülüyordum. Gözlerimi çok hafif açtığımda alt profilden Ömer'i gördüm. Önüne bakıyordu ve çok ciddi ilerliyordu. Şu an belki gözlerimi tamamen açıp beni indirmesini söylemeliydim ama yapmayacaktım. Nedenini bilmiyordum ama çok huzurlu hissediyordum.
Merdivenlerden çıkmaya başladığımızı anlayınca gözlerimi tamemen kaapatyım. Uyuyamıyordum ama uyuyormuş gibi yapabilirdim.
Bir kapı aaçılma sesi duydum ve sonra yumuşak bir yatağa yatırılıyor olduğumu hissettim.
"Uyumadığını biliyorum. Numara yapma"
Bu Ömer'in sesiydi ve ben çok utanmıştım. Uyuma taklidime devammı etmeliydim yoksa uyanmalımıydım?
Gözlerimi yavaşca açtığımda ömerin dudağı kıvrılmış bir şekilde beni izliyordu. "Nereden biliyordun?" Dediğimde sesimin bu kadar uykulu çıkacağını hesaba katmamıştım. Boğazımı temizledim ve hafif doğruldum.
"Ben bilirim iklima"
Gözlerimi hızla ondan kaçırdım ve yorganın altına girdim."tamam. Ama hâla uykum var ve ben uyumak istiyorum. Odamdan çık"
Bir tıslamaa sesi duydum. "Burası benim odam"
Yerimden hızla kaltım."ne?" Ömere bakıp "neden beni buraya taşıdın?" Dedim.
Ömer çok rahat bir şekilde "uyuyordun ve benim odam daha yakındı" dedi.
Gözlerimi devirdim. "Benim odam nerede?"
"Benim odamın karşısında"
Arkamı dönüm çıktım. Beyaz kapıyı açıp kendi odama girdim. Burası köydeki odamdan daha bûyük ve daha güzeldi. Burada rahat edeceğimi biliyordum.
Kapının kenarında içine eşyalarımı yerleştirdiğim sandık vardı. Sandığı aldım ve eşyalarımı dolabıma yerleştirdim. Şimdiden köyümü özlemeye başlamıştım. Belki tuhaf gelecekti ama Fahriye ablayı bile özlemiştim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİKRİMİN İNCE GÜLÜ...
ActionO adamın rutubet kokusunu alamayınce kafamı uzatıp baktım. Siyah saçlı yeşil gözlü bir erkek çocuğuydu. Yaklaşık 13-14 yaşlarındaydı.  Çekine çekine benim yanıma geldi. Bende şaşkın ca ona bakıyordu. Elini bana doğru uzattı. "Seni kurtarmaya geldi...