benim hayatımı mükemmelleştirdin... 20. bölüm

27 4 3
                                    

❤️ Fikrimin ince gülü ❤️

20. Bölüm...

Bugün sizin için bu bölümü iki bölümlük yaptım. Yani uzun yazdım. İnşallah beğenirsiniz. İyi okumalar...

______________________________________________________

     Dün tüm gün boyunca film seyrettikten sonra Ömer'in ısrarlarına karşı Ömerler de kalmıştım. Ama Fahriye ablaya haber vermemiştik, bu yüzden içimde bir ilinti, korku vardı.

Huzur içinde gözlerimi açıp yatağımdan kalktım. Eski yatağımı çok özlemiştim. Aynanın karşısına geçip saçlarımı düzelttim. Burada kıyafetlerim olmadığı için Burak bana hiç giymediğini söylediği pijemasını vermişti. Tabii pijemalar bana hem bol, hem de büyük gelmişti. Bununla da baya dalga geçmişlerdi.

Kendi morlu kıyafetlerimi geri giyip saçlarımı topladım, odadan çıkıp alt kata indim. Uyanıp uyanmadıklarını bilmiyordum. Merdivenlerden inerken Burak'ın sofraya kurduğunu gördüm. Beni görünce "günaydın" dedi.

Bende son basamaktan atlarken "sanada günaydın" dedim. Masaya yaklaştığımda krepleri kokladım ve "mmm" dedim. "Bizimkiler nerede?"

Mutafağa girerken "Mert yukarıda giyiniyor, ama sen Ömer'i soruyorsun. Mutfakta"dedi.

Gözlerimi devirip bende mutfağa girdim. Karşımdaki görüntüye karşı kahkaha atmaya başladım. Ömer yumurta çakıyordu. Yumurta çakması komik değildi ama yüzünün yarısı unlu olmuştu.

Koluyla yüzünü silip "ne?" Dedi. "İlk defa yemek yapıyorum"

"Kabın içine kafanla un koyuyorsun kardeşim?"

Ömer elini karnına koyup"Ha! Ha! Ha! Çok komik. Kolaysa sen yap Burak"dedi.

Burak omuz silktiğinde ben de tezgaha yaklaştım. "Taşınacak bir şey var mı?"

Burak"suyu götürsen yeterli"dedi.

Ben de sürahiyi alıp salondaki mıtfağa taşıdım ve oturdum.

Mert yine saçlarını düzenleye düzenleye yanıma geldi. "Nasıl olmuşum lan?"

"Yine neye süsleniyorsun bu kadar" dedim.

"Her zamanki hâlim kızım. Sadece yeni biriyle mesjlaşıyorum da"

Mutfaktan yanımıza gelen Burak "aman polis olmasın"dedi.

"Merak etme. Ana okul öğretmeni"

"İsmi ne?" Diye sordum.

"Leyla"

Burak elindeki yumurtayı masaya koyup "leyla, leyla, sana mecburum ama geri dönemem"dedi.

Ben gülerken Mert de Burak'ın taklitini yaptı. "Layla, layla, sona mecborom omo geri donomom"

Ömer de sonunda mutfaktan çıkabildi ve çayları getirdi. "Noluyo oğlum?" Dedi.

"Mert yine biriyle mesajlaşıyor ama merak etme kardeşim, kız ana okulu öğretmeni. İsmi de Leyla"

Ömer bize çay koyarken "bu işin şakası yok Mert. Dikkatli ol" dedi ve o da benim karşıma oturdu.

Beni öpmesinden bu yana onun yüzüne fazla bakamıyordum. Sanırım utanıyordum.

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin