❤️ Fikrimin ince gülü ❤️
28. Bölüm...
Ayazla beraber benim odamda oturuyorduk. "Neden kalkıp gitti ki yanımızdan" dedi.
Omuz silktim "bende anlamadım"
Ayaz bana döndü "biz ikimiz ayrı bir evde yaşasak"
"Olmaz" dedim. "Fahriye ablayı yalnız bırakamam ben. O büyüttü beni"
"Ama iyi davranmıyordu dedin"
"Evet ama" iç çektim. "Ben bana yapılan iyilikleri geri tepmem. Onun evinde durdum sonuçta. Karnımı o doyurdu"
"Anlıyorum" dedi. "Haklısın."
Ayağa kalkarken "hadi o zaman. Ömerlere gidelim"
"Tamam"
Birlikte Fahriye ablaya seslendik ama cevap vermedi. Yani ya odasında yoktu ya da cevap vermek istemedi. Arabaya binip Ömerlerin evine gittik.
Kapıyı Burak açtı ama uyku sersemi gibiydi. "Ömerler nerede?"
Burak eliyle ağazını kapatıp esnedi. "Bilmiyorum ki. Ben uyumuş kalmışım"
İçeri geçmemiz için bize işaret yaptı. Biz de içeriye geçtik. Koltuğa oturduğumda Ömer'e mesaj yazdım. Ömer Orhandan telefonumu kurtarmıştı.
İklima; Ömer siz neredesiniz? Eve geldik ama yoksunuz.
Telefonumu arka cebime attım. Burak geri yerine yatacakken "hey! Evine misafir geldi sen yatacakmısın?"
O battaniyeyi üzerine çekti "siz misafir sayılmazssınız. Hele iklima sen, hiç sayılmazssın"
Ayaz gülümsedi. Kafasını iki yana salladı ve ayağa kalkıp mutfağa girdi.
Burak mırıldanarak "iklima" dedi.
Telefonuma gelen bildirim sesini duyunca telefonumu elime aldım. Mesajlara girerken "efendim" dedim.
"Ömere sorsana neredeler"
"Tamam"
Mesajıma girdim.
Ömer; bir işimiz var. Geliyoruz.
İklima; tamam
Telefonumu geri koydum.
Ömer ve Mert'den devam...
Ömer kapıyı hızla vuruyordu. Mertse o kadar endişeli, o kadar kırgındı ki, sessiz sessiz Ömer'in yanında bekliyordu.
Kapı sonunda açıldığında Mert'in babası Bir Mert'e bir Ömer'e bakıyordu. "Ne istiyorsunuz"
Ömer sakinliğini korumaya çalışarak "sana bir teklifimiz var" dedi.
Mert'in babası gözlerini kıstı. Bir kaç saniye düşündükten sonra dışarı çıkıp kapıyı kapattı. "Nedir"
Mert boynu eğik durarken Ömer anlatmaya başladı. "Çok basit. Sana istediğin parayı vericez, sende ya bizi rahat bırakacaksın...ya da buradan taşınacaksın"
Mert'in babası kahkaha attı. "Sizin bana paranız yetmez."
Ömer çenesini kasıp "ne kadar, istersen"
Önce biraz düşündü "peki, bana bir milyon dolar verebilecekmisiniz"
Ömer içten içe düşünürken Mert öne çıktı. "Biz nereden-"
"Kabul" dedi Ömer.
Mert'in babası gülümsedi. "Size bir hafta mühlet"
Mert yine itiraz edecekken Ömer atılıp "anlaştık" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİKRİMİN İNCE GÜLÜ...
ActionO adamın rutubet kokusunu alamayınce kafamı uzatıp baktım. Siyah saçlı yeşil gözlü bir erkek çocuğuydu. Yaklaşık 13-14 yaşlarındaydı.  Çekine çekine benim yanıma geldi. Bende şaşkın ca ona bakıyordu. Elini bana doğru uzattı. "Seni kurtarmaya geldi...