açıklama 30. bölüm

18 3 0
                                    

❤️ Fikrimin ince gülü ❤️

30. Bölüm...

30. Bölümümüz kutlu olsun🎉🥳🎊🪅 bana destek veren herkese çok teşekkür ederim😘en çokta @buyrun benim adlı kullanıcıya...çünkü oy verip yorum atıyor sağ olsun. Neyse size iyi okumalar dilerim🙃

________________________
Sonunda Ayazla olan kahvaltım bittiğinde bulaşıkları yıkayıp Ayaz'ın odasına, yani oturma odasına gittim. Ayaz uzanıp bacak bacak üstüne atmış telefon bakıyordu. Ulan hâla şaşırıyordum abim olmasına. Hele benim sevgilimle 'bu tabir çok hoşuma gitti:⁠-⁠)' arkadaş olmasına daha da bir şaşırıyordum. Lan nereden nereye ya! İstanbuldan köye köyden istanbula nasıl bir hayatım var benim böyle. Bok çukuru gibi. Gittikçe batıyoruz o boka.

"Hadi Ömelere gidelim" dedim. Çünkü onu görmek istiyordum. Ayrıca dün bana sevgilim demişti. Hem de pat! Diye. Küçük dilimi yutuyordum az kalsın.

Yataktan oflaya puflaya kalktı ve "tamam" dedi. Ömer'in arabası zaten bizdeydi. Evlerimiz yakın olsa bile yürümek istemiyordum. Eh işte bilirsiniz, üşengeçlik.

Arabaya bindik Ömer'in yolunu tuttuk. Gerçi Burak ve Mert'i de Özlemiştim. Telefonuma gelen bildirim sesiyle hemencicik telefonumu açtım. Umay diye biri bana takip isteği atmış. Anasını satayım ya. Bu şu Ömerle fotoğraf çekilen çirkef köpek değil mi? Bah bah, profile bağ. Bok gibi çıkmış. İsteğini kabul ettim çünkü bana boş boşuna istek atmamıştır diye düşündüm. Bir kaç dakika sonra bir hikaye paylaştı. Basıp basmamak konusunda her ne kadar kararsız kalsam da bastım valla. Öyleki gözlerimi kocaman açmak zorunda kaldım çünkü Ömerle fotoğraf paylaşmıştı. İçimdeki kıskançlık dürtüsüne engellemek istedim ama imkansızdı. Ömer her gün bu kızlamıydı?

"Ne oldu iklima?"

Ayaz'ın sesiyle irkildim ve hemen telefonumu kapattım. "Yok bir şey"

Bana baktı ve gözlerini kıstı. "Yüzün kireç gibi"

Dudağımı kemirmeye başlamıştım. Ama Ayaz'a cevap vermedim. Zaten Ömerler'in evine de gelmiştik. Hemen arabadan indim ve Ayaz'ı bile beklemeden kapıyı alacaklı gibi çalmaya başladım. Kapıyı açan Burak hoş geldin bile demeden koşarak içeriye girdi. Afallamıltım. Kendime gelip bende içeriye girdiğimde Mertle Ömer tartışıyordu ama Burak elindeki bir tomar parayla oy- NE! Bir tomar paramı? Onlar da nereden gelmişti öyle?
Ayaz da içeriye girdi ve benim gibi afallayarak paralara bakmaya başladı.

"B-bunlar ne oğlum?"

Burak yanaklarına sürdüğü paraları Ayaz'a doğru salladı. "Para"

Ayaz çok çabuk kendini toparlayarak Ömer'in yanına gitti. "Nereden buldunuz bunları?"

Mert şakaklarına ovup sert bir şekilde Ömer'e gösterdi "hırsızlık yapmış"

Burak heyecenla arkasına dönüp "kiimin donunu soydun lan?" Dedi.

Mert Burak'ın sorusuna karşı susmasını işaret etti. Bende neyseki kendimi toparlayıp yanlarına yaklaştım. "Ya ne ya! Umay'dan çaldım"

"Tam hisabet" dedi Burak. "Helal sana"

Mert derin bir nefes aldı. "Oğlum tamam teşekkür ederim ama ne gerek vardı? Hem ne ara yaptın bunu?"

"Sabah" dedi Ömer.

Demek o yüzden Umayla beraberdi. Salak Umay bir de fotoğraf paylaşmıştı. Soyuldu haberi yok!

"Ya artık şu olayı baştan anlatabilirmisiniz?"

Mertle Ömer bakıştılar. Sonra Mert başıyla onayladığında Ömer anlatmaya başladı. "Mert babasıyla karşılaşmış. Babası da Mert'e tehtit etmiş. İstanbul'dan gitsin diye.

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin