abim

20 4 3
                                    

Uzun zamandır yazmıyordum, kusura bakmayın artık. Bu aralar yazasım gelmiyor. Nedenini ben de bilmiyorum. Ama bugün yazdım, umarım beğenirsiniz. Size iyi okumalar dilerim...

❤️ Fikrimin İnce gülü ❤️

24. Bölüm...

Yaklaşık bir haftadır her şey aynı gidiyordu. O kadar sıkılmıştım ki... Bazen Ömerlere gidiyordum, bazen evde kalıyordum. Şimdi de yine yürüyerek Ömerlere gidiyorum.

Bu şehirde amcamın olduğunu da biliyordum. Bu beni çok korkutuyordu.  Bu arada dün markete giderken Emine diye bir kızla karşılaşmıştım. Buraya yeni taşınmışlar. Bana marketin yerini sordu. Aynı mahalledeydik ve kız hem çok güzel hem de çok tatlıydı.

Ömerlerin evine girdiğimde Burak ve Mert her zamanki gibi kavga ediyor, Ömerse onları keyifle izliyordu.

"Oğlum bak, Rukiye'den zaten ayrıldım, senin yüzünden Leyla'dan da ayrıldım. Bari rahat bırak da Umay'la beraber olayım"

"Umay kim?" Dedim.

Burak elindeki Mert'in telefonunu sallıyor bir yandan da sırıtıyordu. Bana bakıp "yeni sevgilisi" dedi.

"Bizi ne zaman tanıştıracaksın Mert?" Dedi Ömer.

Mert Burak'dan telefonunu almaya çalışırken "bakarız" diye cevap verdi.

Ben Ömer'in yanına gittiğimde Ömer boğazını temizledi. "Hoş geldin"

"Hoş buldum"

Sandalyelerin birine oturdum. Kendime bir bardak su koyup içtim. Bu sırada Ömer hâla beni izliyordu. "Ne bakıyorsun?" Dedim.

"Hiç"

"Biliyormusun?" Dedim. "Dün Emine diye bir kızla tanıştım. Çok iyi biri"

Ömer kaşlarını çattı. "Soy ismi ne?"

"Şenyiğit" dedim.

"Hmm" dedi"Görmedim. Nasıl biri?"

"Kapalı bir kız. En çok dikkatimi çeken şey gözünün biraz çaprazında beni var. Ve o ben kıza çok yakışıyor"

"Anladım" dedi ve ekledi. "Madem iyi biri, Mert kız arayıp durmasın. Mertle ya da Burak'la ayarlayıver.

"Bakarız" dedim ben de.

Ömer sıkıntıyla kıvranırken bir şeyler söyleyeceğini anladım. "Bir şey mi söyleyeceksin?" Dedim.

Huh! Diye nefes verip "yıllar önce seni kurtardığımda, bir düğün salonuna gitmiştik. Beraber Fikrimin ince gülü dinlemiştik. Bugün... Oraya gidelim mi? Diyicektim" dedi.

İçime bir heyecen kapladı. "Gidelim"

Ömer bana gülümseyip kapıya yönlendirdi. Ben de dışarı çıktım. Birlikte arabaya binip o tanıdığım sokağa girdik. Düğün salonunun önünde durduğumuzda içimdeki heyecen daha da arttı. Beraber arabadan inip salonun içine girdik. Ömer benim elimi tuttu. Aynı 9 sene öncesindeki gibi çiftler dans ediyordu. Yutkundum...

Ama bu sefer Fikrimin ince gülü çalmıyordu. Şarkı şöyleydi "öyle bir sevmişim gel de tarif et, sen bana armağansın. Yüzünden süzülse inan bir damla, gönlümde çağlayansın" bu şarkıyıda çok sevmiştim.

"Ben bizim şarkımızı açtırıp geliyorum" dedi.

Ben de başımla Ömer'i onayladım.

O benden uzaklaşıp ilerideki mikrofonun başında duran adamın kulağına bir şeyler söyledi. Sonra sanki zaman duruverdi. fikrimin İnce gülü çalıyordu.

FİKRİMİN İNCE GÜLÜ...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin