( Bir Kaç Gün Sonra )
Doktor Olive ve Jack en sonunda izin verdiğinde sonunda uzun zaman sonra konuşabilecek olacağım arkadaşıma baktım. Zach.
Nihayet konuşmamıza izin vermişlerdi ve odada ikimiz kalmıştık. Ama az da olsa bizi kameralardan dinleyeceklerini biliyordum. Karşı koltukta oturan Zach doktorlar gidince sanki bu anı bekliyormuş gibi hemen konuştu,
"Burası çok sıkıcı!" Diye sessizce söylenince onun da dinlendiğimizi bildiğini anladım.
"Hey, ben iki yıldır buradayım. Bu bana biraz küfür gibi oldu." dedim gülerek.
"Affedersin, ama ciddiyim. Bu doktorlar sohbet nedir bilmiyor, acaba robot falan olabilirler mi?" Bu çocukla konuşmak gerçekten eğlenceliydi ve ona katılıyordum.
"Kesinlikle! Bende bunu düşündüm, bence onlara soralım." dedim ve kameralara döndüm, "Sırrınızı çözdük ihtiyarlar! Ve bu robotlar da çok sıkıcı!" Bir an duymamış olduklarını umarak onunla birlikte gülmeye başladım. Daha sonra tekrar normal sohbete döndük.
"Alışabilirim sanırım. En azından dışarıdaki berbat havada delilerle olmaktan çok daha iyi. Muhtemelen bağışık olmasaydım orada çoktan hayvan olmuştum." dediğinde hikayesini merak ettim,
"Anlatmaya ne dersin? Senden sonra da ben " başını salladı ve onu dinlemeye başladım.
"Buraya gelmeden önce uzakta ailemle birlikteydim ve durumumuz tahmin ettiğin gibi pek de iyi değildi. Bulduğumuz her güvenli olan yere gidiyorduk ve zaten az miktarda yiyeceklerimiz vardı. Genelde annem ve babam yemeyip bana veriyorlardı.
Ama bu yıllar önceydi. Çünkü bir kaç gün sonra bir deli ordusunun saldırısına maruz kaldık ve sanırım annem ve babam da virüsü kapmıştı. Babamın bana gitmemi söylediğini hatırlıyorum.
Onu ilk defa bu kadar korkmuş ve sert görmüştüm bu yüzden dediğini ikiletmedim ve kaçtım. O küçücük yaşta bilmediğim zaman kadar koştum koştum koştum..." Yere bakarken anlatmaya devam etti,
"Onlara ne olduğu bilmesem de açık; onlar da delirdiler ve bunu görmemi istemedikleri için gitmemi söylediler. Bende arkama bile bakmadan gittim. Daha sonra tamamen şansa bir grupla karşılaştım. En fazla beş yaşındaydım ve onlar beni yanlarına aldılar. Nereye giderlerse beni de görüntüler ve beni korudular.
Buraya kadar geldiysem hepsi onlar sayesinde. Bağışık değillerdi, ve hava şartları da kötüleşince fazla zamanları kalmadığını fark ettiler." Anlattıklarının devamı kötüydü bundan emindim. Burnunu çekti,
"Benim bağışık olduğumu anlayınca bunu boşa harcamak istemediler ve başka güvenli bir yere bıraktılar. Bu yaşıma kadar hep orada kaldım ve orası da yıkılınca beni bulup buraya aldılar."
İç çektim. Mutlu bir hikaye beklemiyordum zaten. Bana döndü, "Ee, sıra sende." Başımı salladım ve anlatmaya başladım,
"Gözlerimi bir kanalizasyonda açtığımı hatırlıyorum, korkudan ağlıyordum ve hiçbir şey hatırlamıyordum. Ne geçmişimi, ailemi yada başka bir şey. Adımı bile sonradan hatırladım ve bu hatırladığım tek şeydi.
Orada beni bir çocuk buldu, ve beni oradan kurtarıp bir yer altı şehri gibi bir yere götürdü. Uzun zamandır burada olduğunu söylemişti ve gerçekten bir şehir gibiydi. Duvarlar, evler... Ayrıca deliler de yoktu ve kurtulan insanlar, bağışıklar için harima bir yerdi.
Ve orada başka insanlarla da tanıştım, arkadaş oldum. Başıma bir kaç şey gelmiş olabilir tabi, ama hepsi zaten benim salaklığımdı. Yine de hayatta kalmıştım ve yine borçlu olduğum kişi o çocuktu."
"Çocuk dediğin, adı vardır herhalde?" Başımı salladım,
"Newt. Adı Newt ve oranın lideriydi, aynı zamanda dışarıda hâlâ sağlıklı olan ve bağışık olan insanları alıp bir kaç kişiyle oraya getirmekle görevliydi. Hatta bir ara delilerin olduğu tünelde bir gece geçirmiştim onunla. Nasıl hayatta kaldım inan bilmiyorum ama sebebi o.
Daha sonra bir gün bir sarsıntı oldu ve bir kaç adam gelip biranın yıkılacağını söyledi. Öyle de oldu ve bir arkadaşımız evlerin altında kaldı. Ve bizi alıp buraya getirdiler.
Ve sordum, ne zaman tekrar birbirimizi göreceğimizi. Bir yıl dediler ama..."
"Yalan söylediler." diye sözümü tamamlayınca başımı salladım, "Evet, yalan söylediler."
"Peki onları hiç görmedin mi?"
"Gördüm, Newt'ı. Bir gece onları aramaya karar verdim ve tam bir odaya girecekken Doktor Olive geldi. Onları yakında göreceğime söz verdi. Ve daha sonra tam giderken onu gördüm... Bana şey dedi."
Zach beni merakla dinliyordu ve bunları ona anlatmanın ne kadar mantıklı olduğunu hiç bilmiyordum. Ama yinede birine anlatmak iyi gelmişti.
"Ne dedi?" diye sordu merakla, beni dinliyor olması mutlu etmişti.
" Bana kısaca baktı ve, 'Yalan söylüyorlar, bizi ayırmaya çalışıyorlar' dedi. Ama gerçek mi hâyâl mi emin değilim."
Konuşmayı bitirince Zach düşünceli duruyordu,
"Belki de önemli bir nedeni vardır? Ya da belki gerçekten sözünü tutacaktır?" Omuz silktim, "Bilmiyorum. Ama öyle olmasını umuyorum..."
Ve doktorlar içeri girip sürenin dolduğunu söylediklerinde konuşmamız bu şekilde sona erdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKKAT ET / TOM KAULITZ
Teen FictionHerşey şehirdeki büyük akıl hastanesindeki vücutlarında korkunç bir virüs taşıyan "insanların" hastaneden kaçması ve şehire inmesiyle başladı...