Aslında bu hikayeyi bir kaç kez yayınlamıştım ama tutmadığı için tekrar yayınlıyorum. Umarım bu sefer tutar..
~
Artık ağlamaya son vermem gerektiğini biliyordum ama şöyle bir durumda imkansız gibi geliyordu, öyleydi. Dışarı çıkamazdım ve çıkmaktan da deli gibi korkuyordum zaten. Şuan sadece bir kaç gün öncesini düşünüp bir kaç saniye de olsa mutlu olmak istiyordum ama bunu bile yapamıyorum. Çünkü
hatırlamıyordum. Bir kaç gün önce
ne yapıyordum, arkadaşlarım kimlerdi ya da ailem... Anlamadığım
bir şekilde hiçbirini hatırlamıyordum
ve sanki dün doğmuş gibi hissettiriyordu bu bana. Ama 16 yaşında olduğumu biliyordum en azından. Gerçi bunu bilmek şu durumda bana yardımcı olmuyordu.En son saklanmak için buraya, kanalizasyona girdiğimi hatırlıyorum o kadar. Ve kaç saattir buradayım hiçbir fikrim de yok. Ama çıkamam,
dışarısı o haldeyken çıkamam. Her yerde deliler vardı, büyük hastaneden kaçanlar ve onların kurbanı olan insanlarla doluydu etraf. Bir de
pis cesetler...En ufak seste bile kalbim deli gibi atıyordu. Sadece buraya gelmemelerini umuyordum. Başka ne yapabilirdim ki zaten? Hatırlamadığım için ailemi ya da arkadaşlarımı özlemiyor ya da onları düşünmüyordum. Böyle bir durumda zaten, biliyorum biraz bencilce ama kendimi düşünüyordum, eğer bir deli buraya gelirse ne yaparım diye.
Muhtemelen altıma ederdim ya da intihar yolları arardım.Aslında şuan ne yapacağım hakkında da bir fikrim yok. Buraya gelip saklanırken de yoktu. Dakikalar geçti, sesli ağlayışlarım küçük hıçkırıklara dönüştü. Belki de saatler geçti. Karanlıktı ve önümü görmekte zorlanıyordum. Gece, akşam
olması zaten işleri daha da korkunç
ve zor yapıyordu. Dışarıdan buraya
kadar gelen insanların koeku çığlıklarını ve acı bağırışlarını
duymamaya çalışıyordum. Bu sırada ilerideki koridordan küçük sesler geldiğinde yine kalbim korkuyla çarpmaya başladı.Tanrım, lütfen o yaratıklardan birisi olmasın... Nefes alışlarımı düzenlemek istesem de imkansızdı. Artık neredeyse korkudan kalp krizi geçirecektim. Bu kadar korkak bir kız olmadığımı içimde hissediyordum ama kim benim yerimde bu
durumda olsa korkmazdı ki?
Belki bana yardımcı olacak bir aletim
ya da silahım olsaydı bu kadar
korkmazdım.Ayak sesleri yaklaşmıştı. Kalkıp kaçsam, bir anlamı olmazdı çünkü o delilerin ne kadar hızlı koştuklarını görmüştüm. İşe yaramazdı. Ölü numarası yapsam? İşe yarar mıydı acaba...
Bu sırada kenardaki koridordan birisi hızla çıkıverdiğinde öyle ani bir şekilde çıkmıştı ki korkuyla bağırdım. Karanlıktan dolayı yüzünü göremiyordum, ama nefes alışları
ve duruşundan dolayı pek de
dışarıdaki delilere benzemiyordu. Ya
da en azından onlar gibi hayvansal
sesler çıkarmıyordu diyebilirim.Kalbim uzun süre adrenalinden dolayı istemsizce acımaya başlamıştı. Yabancı, bana doğru ilerlediğinde kalbimde oluşan acıdan dolayı kıpırdayamıyordum. Artık bir deli ya da hayvan olmadığından emin olmuştum ama. Önüme çöktüğünde
bir deli ya da normal biri olduğumu
anlamak ister gibi yüzüme bakıyordu ama ben onun yüzünü göremiyordum
muhtemelen o da benim yüzümü
görmüyordu."Sen deli değilsin. Çabuk, buradan gitmemiz lazım. Geliyorlar." çocuğun sesinden benim yaşlarımda bir erkek olduğunu anlamıştım ve geliyor
olduklarını öğrenmek zaten acıyan kalbim için hiç iyi bir haber
olmamıştı. Bu olan şeylere rağmen
çocuğun sesi benim kadar korkmadığını gösteriyordu. Ayrıca sesinde anlamadığım bir tanıdıklık da vardı. Belki de hatırlayamadığım arkadaşlarımdan biriydi. Artık
neredeyse açısının bana işkence eden
kalbime götürdüm bir elimi,"Kalbim... Kalkamıyorum... Acı..." Sadece bunları söyleyebilmiştim. Ve buna rağmen hayatımda bu kadar
acı hissetmediğime emindim.
Kalbimin bu kadar acıdığını hatırlamıyordum. Gerçi, hiçbir
şey hatırlamıyordum. Ne komik.Vücudum artık kalbimin acısına dayanamadığında gözlerim kapandı ve vücudum kollarının üzerine düştü.
~
"Uyanıyor sanırım."
Gözlerimi zorlukla açtığımda buranın neresi olduğu hakkında en ufak fikrim yoktu. Gözlerimin tam tepemdeki ışığa, lambaya alışması biraz zaman alsa da tamamen
uyandığımda korkuyla yattığım koltuktan doğruldum ve etrafımda
bana bakan bir sürü yabancı yüzle
karşılaştım.Bana merkala bakan bu yabancıların hiçbirini tanımıyordum. Ama deli ya da hayvan olmamaları beni rahatlatmıştı. Ama nerede olduğumu
bilmeye ihtiyacım vardı. Koltukta doğruldum aceleyle,"Neresi burası? Neredeyim ben?" Tanımadığım kişilerle bilmediğim bir yerde olmak beni yine germişti.
karşımda duran esmer uzun boylu bir çocuk ellerini kaldırdı,"Hop, biraz sakinleş, dostum. Merak etme, biz dışarıdaki o ne olduğu belli olmayan yaratıklar değiliz. Burada
güvendesin." Bu sorumu cevaplamıyordu. Hâlâ nerede olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ve bu sakinleşmeme engel oluyordu. Bu insanları tanımıyordum ve onlara güvenmezdim. Hem belki de... Beni kandırmak için normal davranan psikopatlardır bunlar?! Bu ani düşünceyle korkuyla ayağa fırlayıp önümdeki masadan
büyük vazoyu elime aldım. Neden
yaptığına dair bir fikrim yoktu, aniden yapmıştım.Hepsi bana şaşkınlıkla bakarken vazoyu kaldırdım, "Neredeyim ve siz kimsiniz?!" dedim korku ve öfkeyle. Daha çok öfke. Hepsi ne diyeceğini bilemez bir halde bana bakarken
İçeri birisi girdiğinde ona döndüm.
Hafif sarışın, uzun boyu çocuğu gördüğümde aniden donakaldım.
Garip olan onun da beni gördüğünde
benimle aynı tepkiyi vermesini. "Sen.." sesini duyduğumda beynim tamamen emin olmuştu iki şeye.Birincisi, bu çocuk beni kanalizasyonda bulan ve muhtemelen
buraya getiren çocuktu çünkü sesinden anlamıştım.İkincisi, hiçbir şey hatırlamayan beynim, nasıl ve nereden olduğunu bilmediğim bir şekilde bu çocuğu tanıyordu. Nereden tanıyordum, nasıl tanışmıştım ve neden hatırlıyordum hiçbir fikrim de yoktu ama hatırlıyordum işte.
Kalp atışlarım korkumdan dolayı hızlanmıştı yine. Yüzüne bakarken o anda aklıma gelen ilk isim çıkıverdi dudaklarımdan,
"Newt..." o an beynim kendini aniden kapatmak istemiş gibi gözlerim karardı ve bilincimin kapandığını hissettim. Lanet olsun en son ne zaman yemek yemiş ya da şu içmiştim ben?
''Hassiktir lan kız şoktan bayıldı, güzelmiş. Hazır bayılmışken...'' bu konuşan kimdi bilmiyordum ama çoğu kişinin aynı anda ona bağırdığını duydum,
''KAPA ÇENENİ ALVIN!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKKAT ET / TOM KAULITZ
Genç KurguHerşey şehirdeki büyük akıl hastanesindeki vücutlarında korkunç bir virüs taşıyan "insanların" hastaneden kaçması ve şehire inmesiyle başladı...