Sessiz ve temkinli bir şekle merdivenlerden inerken Newt'ın kameralarla oynadığını biliyordum. Yoksa başka türlü yakalanırdık zaten.
Aşağı kata inip benim genelde girmeme gerek olmayan depoya geldiğimizde Newt kapının önünde durdu,
"Hazır mısın? Ben üzerine atlayacaklarını düşünüyorum çünkü ve bence öyle olacak." güldüm ve başımı salladım, "Belki ben onların üstüne atlarım."
Newt kapıyı açınca ilk önce Brendon'ı gördüm. Beni gördüğünde ilkte başka birisi olduğunu sanarken öyle olmadığını anlayınca yüzündeki şok görülmeye değerdi, ve hemen yanındaki Bianca'nın da öyle.
Onlar şoku atlatamamışken Darla'nın yanındaki Dixie şaşkınlıkla bağırınca Alvin ve Victor da beni görmüştü ve Alvin'ın ağzı elim sığacak kadar şaşkınlıkla açılmıştı.
Herkes bir an donakalmışken bir çığlık duydum, ve bunu iyi tanıyordum.
Agnes.
Agnes koşarak üzerime atlayınca dengemi kaybederek arkamdaki Newt'ın üzerine düştüm ve sinirle bir kahkaha attım,
"N'aber millet? Pek de iyi bir giriş olmadı sanki." Agnes sevinçle bağırıp üzerimde beni sarsarken olan Newt'a oluyordu diyebilirim.
Bizi kaldırdıklarında Newt'ın yüzündeki saf dehşeti görünce yine gülmeden edemedim.
Bianca bana sıkıca sarıldı -Anges'dan beni zorla kurtararak- ve Brendon bana gülümsedi,
"İki yıl oldu, cidden Newt sözünün eriymiş." Bianca ona katılırken Dixie ve Darla araya girdi,
"Çıkın da biz de biraz hasret giderelim!" Gülerek onlara da sarılırken Victor sevinçle ve biraz şaşkın bir şekilde bakıyordu,
"Hiç değişmemişsin, gerçi biz de pek değiştik sayılmaz." Ona da sarıldım ve sonra Alvin açık olan ağzını kapatarak güldü, "Hepimiz buradayız, gerçekten. Gözlerim doluyor!" dedi ve yukarı bakarak sanki rimeli akıyormuş gibi ellerimi yelpaze gibi gözlerine salladı.
Hepsi bıraktığım gibiydi, değişmemişlerdi. Tabi kızların saçları biraz uzanmıştı ama Agnes'ın saçı hâlâ küttü ve ona hâlâ yakışıyordu.
Hepimiz oturup dakikalarca sohbet ettik, güldük. Uzun zaman sonra bu sıkıcı yerde hiç bu kadar eğlenebileceğimi hiç düşünmezdim. Kesinlikle buradaki en iyi gecemdi. Hiç sıkılmadan hep konuştuk, güldük ve son iki yılı konuştuk.
Diğerleri benden daha önce görüşmeye başlamışlardı ve hep benimle de görüşmek istediklerini söylemişlerdi. Daha sonra izin alamayacaklarını öğrenince plan yapmışlardı.
" Baktık bunlara kalırsak yıllar sonra anca görüşeceğiz, biz de plan yapalım dedik. İki yıl sürecek kadar uzun sürmesi ayrı sinir edici." Diye mırıldandı Alvin.
Daha sonra Bianca söze girdi, "Newt bir kaç hafta önce seni gördüğünü söylemişti bize. Sende plan yapmıştın değil mi?" Başımı salladım,
"Evet, aslında çok iyi planlamıştım ama odayı bulana kadar çok zaman kaybettim. En son sanırım doğru odanın önündeydim ama Doktor Olive tam zamanında geldi..." dedim sinirle. Brendon konuştu,
"Evet, kesin tahmin etmiştir o kadın. O gün Newt seni görünce daha da umutlandık ve inat ettik plan yapmaya. Genelde çoğu da Newt sayesinde oldu." sözünü bitirince ağzına bir kaç tane cips doluşturdu. Ve bu yüzden Dixie'den birazcık azar yedi ama umurunda değilmiş gibi yemeye devam etti.
"Odayı bulmak biraz zor oldu, saray gibi resmen gez gez bitmiyor." diye mırıldandı Newt ve herkes onayladı. O an Alvin bir anda konuştu,
"Autumn'a ne olmuştur sizce?" huzur kaçırdığı için herkes söylendi ama cevap belliydi zaten; ölmüştü. "Hey, sadece merak ediyorum." Victor ona döndü,
"Cevabı zaten biliyoruz Alvin; öldü. Şimdi kapa çeneni de zar zor sahip olduğumuz huzurumuzu da bozma." Ona kesinlikle katılıyordum. Ve bence diğerleri de.
Biraz daha sohbet ettikten sonra her hafta bir kere bunu yapmaya karar verdik. Ve neredeyse sabah yaklaştığı için bir kaç saat daha konuştuktan sonra hiç istemesem de odama döndüm.
Ezbere bilmediğim için Newt benimle gelmişti. Kapıdan ona döndüm, "Bir kaç seferde ezberlerim, merak etme." gülümsedi, "Sorun değil, böylece seni daha fazla görmüş oluyorum." tam gideceği sırada aklıma takıldı,
"Newt, sence... Görüştüğümüzü biliyorlar mıdır? Yada tahmin ediyorlar mıdır?" Newt bana döndü,
"Bilmiyorum. Onlardan herşeyi beklerim. Ne dersen de, sadece bizi ayırdıkları için bile onlardan nefret edebilirim. Dediğin gibi bize burada iyi bakıyor olabilirler ama yinede böyle düşünüyorum. Ve bu değişmeyecek."
Haklıydı ama yine de dışarıda zamanla deliye dönüşmediğim için mutluydum. "Evet, sanırım bende öyle." Bir kaç saniye sessizlik oldu. Daha sonra tekrar sesini duydum,
"Evet. Neyse. İyi geceler, umarım her zaman bu konuda aynı fikirde oluruz. Başka bir senaryo düşünmek istemiyorum." Anlamayarak ona baktım,
"Ne demek istiyorsun?"
"Sadece bu düşünce değişsin istemiyorum çünkü doğru olan bu. Diğer türlüsü zaten onlarla olmak demek." Başımı salladım,
"Evet, inan bana onlardan biri olma düşüncesi bile korkunç, Npc bir doktor olmak!" Hafifçe güldü.
"Haftaya görüşürüz Newt." dedim ve Umarım bir aksilik çıkmadan yine aynısını yapabilirdik. Merdivenlere ilerlerken konuştu,
"Haftaya görüşürüz Irie." Evet kesinlikle neredeyse otuz iki dişimle sırıtacaktım.
Irie biraz garip ama Newt diyecekse sorun değil. Belki bende ona benzer bir şey bulmalıyım..
Newtie.
Of Iris, aptal olma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİKKAT ET / TOM KAULITZ
Teen FictionHerşey şehirdeki büyük akıl hastanesindeki vücutlarında korkunç bir virüs taşıyan "insanların" hastaneden kaçması ve şehire inmesiyle başladı...