Ö: Kıvılcım hanım gelin açık açık konuşalım. Ben size bu parayı vereceğim, ama bunun bir karşılığı olacak.
K: Karşılığında ne istiyorsunuz anlamadım.
Ö: Benimle bir gece.Ömer'in aklında böyle bir şey yoktu aslında. Bu cümle dilinden nasıl dökülmüştü anlamadı bile. Belki de içtiği içki onun böyle pervasız konuşmasına sebep olmuştu.
Kıvılcım duyduğu ile şoka girdi. Yanlış anladığını umdu.
K: N-Ne?
Ö: Benimle bir gece geçirin 200bin sizin olsun.Kıvılcım'ın ağzı açık kaldı.
K: Siz ne dediğinizin farkında mısınız?
Ömer gülümsedi.
Ö: Gayet farkındayım. 200bini daha 2 haftadır tanıdığım birine verecek değilim herhalde değil mi. Herşeyin bir bedeli var.
Ömer'in böyle konuşması Kıvılcım'ı kızdırmıştı. Ama en çokta kendisine kızdı Kıvılcım, bu adamdan para istemek büyük aptallıktı. Kendini küçük düşürmüştü resmen.
K: Ne ben sizden para istedim, nede siz bana o ahlaksız teklifi sundunuz.
Kıvılcım hızla dönüp odadan çıktı. Sinirle kendi odasına girip kapıyı kapattı. Gözlerinden yaşlar istemsiz aktı. Çaresizdi. O adamın ağzının payını çok iyi vermesini bilirdi ama yapamazdı. Birde bu zor zamanda işsiz kalamazdı. Koltuğuna oturunca ağlaması şiddetlendi. Ne yapacağını bilemiyordu artık.
Ömer Kıvılcım'ın teklifini kabul etmemesine şaşırdı. Birazda mutlu oldu açıkçası. Dün duyduklarından sonra sırf bunun için geldiğini düşünmüştü oysa. Yanlış anlamış olabilir miydi. Belki de Kıvılcım öyle bir kadın değildi. Bunları düşünerek yarım saat daha geçirdi odasında.
Kıvılcım'da hala odasında oturmuş düşünüyordu. Gözyaşları dinmişti. Telefonu çaldı.
K: Efendim Doğa.
D: Abla nerdesin?
K: Şirketteyim bir şey mi oldu?
D: Abla telaşlanma ama Ela'yı hastaneye götürüyoruz Sevilay ablayla, ateşi bir türlü düşmüyor.
K: Ne? Tamam bende geliyorum hemen.Kıvılcım panikle yerinden doğrulup çantasını toparlamaya başladı. Koridordan ses gelince camdan oraya baktı. Ömer odasından çıkmış asansöre gidiyordu. Çalışanlardan kimse yoktu etrafta, herkes çoktan gitmişti.
O asansöre binince Kıvılcım odasından çıktı. Diğer asansörün düğmesini bastı. Bir taraftan düşünüyordu ,Kızı bu hayattaki en değerli varlığı , onun iyileşmesi Kıvılcım'ın elindeydi. Asansör gelince bindi ilk kata basacakken otopark katını bastı. Madem kızını kurtarmanın yolu kendini feda etmekten geçiyordu, ozaman bunu yapacaktı.
"Herşey senin için kızım."
Asansörün kapısı açılınca az ileride Ömer Bey'in arabasına gittiğini gördü.
K: Ömer bey.
Ömer Kıvılcım'ın sesini duyunca arkasını döndü. Kıvılcım ona taraf gelip önünde durdu. Ömer onu süzdü, gözleri kızarmıştı ve rimeli akmıştı biraz, ağladığını anladı.
Ö: Evet.
Kıvılcım derin bir nefes aldı.
K: Teklifinizi kabul ediyorum.
Ömer'in içini büyük bir öfke kapladı.
K: Ama bazı şartlarım var.
Ö: Nedir?
K: Yalnız bir gece, kimse bilmeyecek, İşime asla yansımayacak.
Ö: Ne zaman?
K: Yarın gece.İkiside hayal kırıklığı ile bir birine baktılar.
****
Kıvılcım hastaneye geldiğinde kızının oda numarasını öğrenip hemen oraya koştu. Odaya geldiğinde hemen kapıyı açıp içeri girdi. Kızı yatakta uzanmış ağlıyordu.